Son dönemler oldukça artan burun ameliyatı, estetik dünyasında en çok tercih edilen ameliyatların başında geliyor. Eskiden birçok insan için utanç verici bir durum olarak algılanan estetik şimdilerde o kadar normalleşti ki artık yaptırılmaması utanç kaynağı olarak görülmekte.  Diyanetin bu konu üzerine yaptığı açıklamayı merak edenler için  haberin sonuna eklediğimizi de belirtelim.

Burun estetiğinde (rinoplasti) yapılan işlem kıkırdak ve kemiklerin yapısını değiştirerek buruna yeniden şekil vermek. Daha estetik burun şekli oluşturmak için bazen kemikleri ve kıkırdakları kesmek, bazen de tam tersine eksik yerlerini tamamlamak ve şekillerini değiştirmek gerekiyor. 

Rinoplasti yada estetik burun ameliyatını estetik cerrahinin en zor ve bilinmezleri en fazla olan ameliyatı kabul etmek çok doğru olur. 

Estetik Burun Ameliyatı Neden Zordur?

Estetik burun ameliyatı zordur çünkü burun kapalı bir kutu gibidir ve siz bu kutunun sadece bir tarafından bu ameliyatı yapmak zorunda kalırsınız. Bu ameliyatta bilinmezlikler çoktur çünkü burnun yapısını oluşturan kemik ve kıkırdaklar birbirisinden bağımsız olarak ama bir bütün olarak bulunurlar ve iyileşme döneminde farklı davranabilirler. Bu yüzden sonrasında en sık revizyon, yani ikinci bir düzeltme ameliyatı yapılan estetik ameliyat budur. Dünya standartlarında bir cerrahın her 10 vakasından birine revizyon yapmak zorunda kalması normal kabul edilir. 
Diğer yandan bu ameliyat iyi yapıldığında çok iyi sonuçlar verir. 

Ameliyat Nasıl Yapılır?

Rinoplasti ameliyatı açık ve kapalı teknik olarak iki şekilde yapılabilir:
Kapalı teknikte bütün kesimler burun içerisinde yapılır. Cerrah içeriden çalışarak ameliyatı tamamlar.
Açık teknikte ise burun ucunda 3-4mmlik bir kesim yapılarak burun ucu açılır. 

İki teknik arasındaki fark cerrahın ameliyata hâkimiyeti ile ilgili. Burun ucundan yapılan kapalı teknik daha çok bir şişenin içerisinde ameliyat yapmaya benziyor. Eğer sadece şişenin içerisinden bir şeyler çıkarmayı planlıyorsanız sorun çıkmayacaktır ama eğer içeride bir gemi maketi yapmak istiyorsanız işiniz zor. Açık teknikte cerrah burnun ön 2/3 kısmında kalan yapılarını önünde görebilir. Hangi tekniğin daha iyi olduğu bu ameliyatı yapan doktorlar arasında hep tartışma konusudur ve bu konuda bir karar verilmiş değil. 

Yukarıdaki tariflerimden anlayabileceğiniz gibi benim tercihim büyük oranda açık teknik yönünde. Bunun en önemli sebebi görmeden, körleme yapılan ve bu kadar da hata affetmeyen ince bir işin sonucunun iyi olabileceğine inancım olmaması. Zaten birçok cerrahi manevranın sadece açık teknik ile mümkün olabileceği, kapalı teknik ile hayal bile edilemeyecek düzeltmelerin açık teknik ile mümkün olduğu kapalı teknik savunucularının bile itiraz edemediği bir şey. Ben açık yapılan ameliyatlardan sonra revizyon ihtimalinin de düştüğüne inanıyorum. 

Açık tekniğin en büyük handikabı burun ucunda iz bırakması. Ama bu iz, iyi yapılan bir ameliyattan sonra neredeyse belirsiz oluyor ve burnun altında kalıyor. Birçok hasta bu izi ameliyat sonrasında unutuyor. Bu konuda yine de doktorunuza danışın ve ona güvenin. Her cerrah en iyi bildiği ve inandığı yöntemler ile en iyi sonucu alacaktır. Yukarıda anlattıklarım sadece benim kişisel görüşlerim. 

Ameliyattan Sonra Nasıl Bir Burnum Olacağını Nasıl Görebilirim? 

Bu amaçla hazırlanmış bilgisayar programları var. Doktorunuz muhtemelen bunlardan biriyle size bir fikir verecektir. Ancak bu programlar ile gerçek bir ameliyat planlaması ve ölçümü yapılamaz ve sadece genel bir fikir verebilirler. 
Doktorunuz ölçüme dayalı yeni tekniklerden birini kullanıyorsa resimleriniz üzerinde ölçümler yapmak isteyecektir. Bunun için ya fotoğrafınızı çekerken elinize bir cetvel tutturarak ölçümü buna göre yapacak ya da çektiği resmi gerçek boyutta basacaktır. 

Ben ameliyat öncesi ince ölçümler yaparak altın oranları ve ideal yüz profilini hesaplıyorum. Yaptığım hesaplar sonucunda da bir profil resmini elimle çiziyorum. Profil çalışması hakkında ayrıntılı bilgi için buraya tıklayın.

Komplikasyonlar ve Çıkabilecek Sorunlar Nelerdir?

Her ameliyatta olan kana riski rinoplastide daha ciddi olabilir. Özellikle burun tıkanıklığını gidermek için burun içerisinde estetik dışı işlemler de yapılacaksa ki gerekli ise mutlaka yapılması gerekir, istenmeyen bir kanama olması ihtimali artar. Burun içerisinde orta büyüklükte damarları barındıran bir organdır. Ama bu tür kanamalar genellikle tehlikeli boyutlara varmazlar ve basit tamponlar ile durdurulabilir. 

Ameliyattan sonra nefes yollarınızda sineşi denilen yapışıklıklar gelişebilir ve bunlar nefes almanızı ameliyat öncesine göre daha zor hale getirebilir. Bunun tedavisi genellikle kolaydır ancak ikinci bir cerrahi müdahale gerekebilir. 
Çok nadir olarak burnun ortasını oluşturan “septum” denilen yapıda delik oluşabilir. Bu genellikle bir sorun oluşturmaz ama nadiren nefes alırken ses çıkmasına sebep olabilir. Tedavisi zordur ve yeniden ameliyat olmak gerekir. 
Enfeksiyon burunda neredeyse olmaz denilebilir. Kanlanması çok güçlü olan bu organ iltihaba karşı çok dirençlidir. Bu ameliyattan sonra enfeksiyon gelişirse tıp literatürüne girebilirsiniz. Ama bu ameliyat sonrası estetik sorunlar, deformiteler yaşarsanız ya da burun şeklinizi beğenmezseniz kimse şaşırmayacaktır. Dolayısı ile bu ameliyatın en sık komplikasyonu estetiktir. 

Burun ameliyatı hakkında sıkça sorulan sorular;

Kemikleri kırıyor musunuz? 

Kemikleri kırmıyoruz. Eğer şekil vermek ya da bir kısımlarını almak istersek “kesiyoruz”. Bunun için ince keskiler kullanılıyor. Bazen de kemikler törpüleniyor. 

Bu ameliyat lokal anestezi ile yapılabilir mi? 

Eğer kemikler ile ilgili bir şey yapılacaksa, ki büyük oranda bu gerekir, lokal anestezi uygun olmaz. Bu genel anestezinin şart olduğu bir ameliyat. 

Tampon koymak şart mı? 

Tampon koymak şart değil. Hatta birçok ameliyattan sonra tampon koymaya gerek yok. Tampon sadece burun içerisinde ciddi bir iş yapılmışsa gerekir. Artık modern tamponlar da eskiden anlatıldığı gibi metrelerce, çek çek bitmeyen uzunlukta değiller.

Tamponlar çıkarken çok mu acıyacak? 

Tampon çıkarılması biraz iç gıcıklayıcı olabilir ama ağrılı bir işlem artık değil. Bu konuda doktorunuza danışın, tampon kullanıp kullanmayacağını, kullanacaksa ne tür bir tampon düşündüğünü öğrenin. 

Rinoplastide amaç burnu küçültmek ve “kemik almak” mıdır? 

Bu sorunun cevabı kesin olarak hayır. Bu ameliyatta amaç burna istenilen şeklin verilmesidir. Bu sanılanın aksine genellikle küçültmekle değil burnu büyültmek ile olur. Burnun sırtında “hump” denilen bir kemik (aslında büyük oranda kıkırdaktır bu) fazlalık varsa bu elbette alınacaktır ama bu tür burunların birçoğunda aslında burun ucunda da düşüklük vardır ve yükseltilmesi gerekir. Aynı şekilde birçok burun ucu şişman gözükse de asıl sorun şekildedir ve küçültülmesi ya da inceltilmesi sadece sorunu büyültür. 

Ameliyat Öncesi Burnun Hasta Üzerindeki Fonksiyonel Etkileri

Burnunda estetik anlamda sorun olan kişide burun fonksiyonları normal olabileceği gibi beraberine nefes almada, koku almada, gözlük kullanmada zorluk (özellikle eğri burunlarda), konuşma sesinin rezonansında problem ve genizden konuşma, sık üst solunum yolu enfeksiyonu (farenjit, sinüzit vs.) , baş ağrısı gibi şikayetler de görülebilir. Burun tıkanıklığı ve ağzı açık uyuma aynı zamanda uyku kalitesinde bozulma, efor kapasitesinde düşmeye de neden olabilir.
Bazı hastalar aslında burundaki fonksiyonel sorunlar nedeniyle ameliyat olmayı düşünmekte ancak burunda estetik olarak beğenmedikleri kısımlarında aynı seansta düzeltilmesini istemektedir. Bu hastalarda zaman içinde estetik beklentiler fonksiyonel beklentilerin önüne geçebilmektedir.

Bazı durumlarda ise asıl amaç estetik düzeltme olmakta ancak kişi mevcut burnun özellikle nefes almadaki olumsuz etkisinin farkında olmamakta veya göz ardı etmektedir. Aslında ameliyat adayı birçok kişi burundan ideal bir şekilde nefes alamamaktadır. Ancak kişi kendi burun solunumu ile idealdeki burun solunumunu karşılaştırma şansı olmadığından mevcut durumunu normal zannetmektedir.

Rinoplasti adayı burundaki estetik ve fonksiyonel durumun farkında olmalıdır. Ameliyat kararında hem estetik hem de fonksiyonel düzeltme yoluna gidilmesi gerekir. Aksi halde estetik düzelme sonrası ameliyat öncesi var olan fonksiyonel problemler daha ön plana çıkmakta, ya da fonksiyonel düzelme sonrası keşke estetik olarak da burnum düzeltilseymiş diyebilmektedir.

Burun Estetiği Öncesi Kararsızlık ve Kaygılar

Burnunda fonksiyonel ve estetik açıdan sorun yaşayan kişinin ameliyata karar verme, vazgeçme, öteleme şeklinde gidiş gelişlerle geçirdiği bir dönemden bahsediyoruz burada. Bu süreç kişinin kendisi, ailesi, varsa partneri ve arkadaşları arasında gelişen ve şekillenen bir süreçtir. Çevremizin ameliyata motive ya da demotive edici yorumları, telkinleri, yönlendirmeleri bu dönemle ilgili çok belirleyici olabilmektedir.

Süreç; ameliyata gerek var mı? yok mu? ameliyatın sonucu bu surecin fiziksel, zamansal ve maddi külfetine katlanmaya değer mi? değmez mi? sonuç ne olur? ameliyatla ilgili beklentiler gerçekleşir mi? gerçekleşmezse ne olur? soruları ve bunlara aranan cevaplarla geçmektedir.

Birçok konuda olduğu gibi tabi ki ailemiz, yakınlarımız ve çevremizin görüşleri değerli ve önemlidir. Farklı görüşlere her zaman hepimizin ihtiyacı vardır ve bazen farklı açılardan bakabilmemiz için yaşamsaldır.
FAKAT Nihai karar sizin kendi kararınız olmalıdır.

Bazen bizim yerimize başkalarının karar vermesini ister ya da bekleriz. Bazen başkalarının kararlarını kendi kararımız zannedebiliriz. Gerçekten ameliyat olmaya ihtiyacınızın olup olmadığını ve isteyip istemediğinizi bir kaç farklı zamanda sadece kendinizle konuşmalısınız. Kendinizi iyi/kötü, mutlu/mutsuz hissettiğinizde, sakin bir gününüzde ve daha aktif bir gününüzde olmak üzere bir kaç farklı zamanda kendinizle konuşup  farklı zamanlardaki cevaplarınızı kıyaslayabilirseniz işiniz daha kolaylaşacaktır.

Burun Estetiğinde Doktor Arama ve Doktor Seçimi Sürecindeki Zorluklar

Rinoplasti adayının belkide en çok zorlandığı aşama doktor arama ve karar verme aşaması diyebiliriz. Buradaki zorluklardan bazılarına kısaca değinecek olursak:

* Günümüz iletişim imkanlarının çok çeşitlenmiş olması bir yandan kişilere bilgiye ulaşma anlamında muazzam kolaylıklar getirirken diğer yandan da beraberinde başka zorluklar oluşturmuştur. Doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak ne kadar kolaylaştıysa yanlış ya da yanıltıcı bilgilerle karşılaşmak ve bunların sonuçlarına maruz kalmakta bir o kadar kolaylaşmış oldu maalesef. Rinoplasti yaptırmak isteyen kişiler, araştırmaları esnasında ya da bilgiye ulaşırken şüphe ve kaygı duyabilmekte, abartılı ya da gerçekçi olmayan vaat tedirginlikleri yaşamakta, olumlu ya da olumsuz yorumlar ve yönlendirmelerle karşı kaşıya kaldıklarını düşünebilmektedir.

* Önceki yıllarda rinoplasti ameliyatı yapan/yapabilen yetişmiş doktor sayısı günümüzde bu alanla ilgilenen doktor sayısından çok daha azdı. Önceleri ameliyat olmak isteyen kişi, daha kısıtlı seçenekler içinden bir karar verirken bugün çok daha fazla doktor ve alternatif arasında karar vermeye çalışıyor dolayısıyla bu anlamda kafa karışıklığı da artmış oluyor.

* Kulak Burun Boğaz Uzmanımı yoksa Plastik Cerrahmı? Burnumu kime emanet etmeliyim?
Eğer nefes alma sorununuz yok ve sadece estetik amaçlı burun ameliyatı olacaksanız burun cerrahisinde deneyim sahibi bir Plastik Cerrah veya Kulak Burun Boğaz Uzmanına ameliyat olabilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki her KBB uzmanı veya Plastik cerrah estetik burun ameliyatı yapmamaktadır. Deneyim ve bu konuya yoğunlaşmış olması önemlidir.

Burunda estetik problemlerin yanında fonksiyonel sorunlar da varsa mutlaka burun estetik cerrahisinde de deneyimli bir KBB doktoruna ameliyat olmanız veya Plastik cerraha olacaksanız gerektiğinde KBB den destek alabilecek bir cerraha ameliyat olmanız önerilir.

Burun Estetiğinde Doktorunuza Karar Verirken

* Doktorun Rinoplasti alanındaki deneyimi ve tecrübesini araştırın.
* Aynı hekime ameliyat olmuş kişilerden bilgi alın ve sonuçlarını birebir kendiniz görmeye çalışın.
* Doktorunuzla yüz yüze görüşmeye gidin.
* Daha önceki ameliyatların öncesi ve sonrası fotoğraflarını görün.
* Hekiminizin bu alanda yaptığı çalışmalar nelerdir öğrenin.

Ameliyat olacağınız doktora karar verdikten sonra acabaları bir yana bırakıp doktorunuza güvenin ve pozitif olun. Unutmayın doktorun motivasyonu sizi etkilediği gibi sizin motivasyonunuzda doktoru etkilemektedir. Hem doktorun hem sizin pozitif motivasyonunuz çok önemlidir. Yeni burnunuzun en iyi nasıl olabileceğine odaklanın.
Doktorunuza kendinizi ve beklentilerinizi olabildiğince iyi anlatın. Mümkün olan en iyi sonucun yakalanması için sizin üzerinize düşen kısımlara ilginizi yöneltin. Doktorunuzun tavsiye ve telkinlerini iyi anlayıp katkı sağlamaya çalışın.

Burun Estetiği Ameliyat Öncesi Gün ve Ameliyat Günü 

Ameliyattan önceki günü, bir benzetme yaparak üniversite sınavından önceki güne benzetebiliriz. Genellikle uyku-uykusuzluk, heyecan ve bekleyiş, kaygı, bazen korku, sürekli aynaya gidip burnuna bakma isteği, aşırı hareketlilik ve fazlaca konuşma ya da suskunluk gibi tepkilenimler yaşanır. Özellikle daha evvel anestezi almamış kişilerde daha sık görülmekle birlikte genelde anestezi kaygısı ve korkusu olur. Oysaki günümüz teknolojisi, tıp imkanları ve yetişmiş personel kalitesi anestezi güvenliği ve konforunu en yüksek düzeye getirmiştir.
Ameliyat öncesi ile ilgili tavsiyemiz; kaygılarınıza değil pozitif beklentilerinize yoğunlaşmaya çalışın. Pozitif olmanız bu süreci daha kolay geçirmenizin temel anahtarıdır

Burun Estetiği Ameliyat Sonrası

Erken Dönem;

Ameliyat olduktan ve kişi kendine geldikten sonra yeni beklentiler başlar. Bu dönemin tam kelimesi ise MERAK tır.

* Bir an evvel burnunu görmek, anestezinin etkisi geçer geçmez burun üzerinde alçı ya da atel olsa da aynaya bakmak genellikle kişinin istediği ilk şeydir. Aynaya baktıktan sonra bazı tahminler ve yorumlar yapmaya çalışır. Bundan sonra uzunca bir süre aynayla yakın arkadaşlık başlar. Genellikle bu merak beraberinde bir sabırsızlanma getirir.

* Ameliyattan sonra eğer morarma ve şişlikler olmuşsa bu defa bunun kaygısı başlar. Niye bende morarma oldu, daha da artar mı, ne zaman azalır, ne zaman tamamen geçer, bir an evvel geçmesi için başka neler yapabilirim?

* Ardından 2-3 gün süre burnunda kalacak olan tamponların çıkmasına odaklanılır. Tamponlar alındıktan hemen sonra sürekli rahat nefes almak istenir. Oysaki zaman zaman tıkanıp açılacaktır. Ortalama 2-3 hafta dönemsel tıkanıklıklar ve kabuklanmalar olacaktır. Fakat kişi bununla ilgili bilgilenmiş olsa bile kaygı ve korkuya kapılır.

* Sıra atellerin alınmasına gelmiştir. Beklenen gün gelmiş, heyecan artık doruktadır. Burun açılır. Doğruca aynaya yönelinir, uzunca aynaya bakıp incelemek istenir. Tam bir şaşkınlık halidir. Genellikle tuhaf bir yabancılık hissi yaşanır. Gördüğünü anlayamaz tanımlayamaz kişi. Beklentisine uygun mudur? Burundaki ödem ve şişliklerin oranı nedir? Tam halini ne zaman alacaktır? Derken burun bantlanır, oysa kişi tekrar tekrar burnuna bakmak ve yeni şeklini tam olarak hafızasına kazımak istemiştir. Bu noktada kişi artık bir an evvel muayene odasından çıkıp mümkün olduğunca çabuk eve gitmek ve aynaya koşmak ister.

Bu dönemin tavsiye edilen kelimesi ise SABIR dır. Aceleci olmamaya gayret edin. Burnunuzun zamana ihtiyacı olduğunu anlamalısınız. Kişiden kişiye ve buruna yapılan müdahalelerin çeşitliliğine göre değişmekle birlikte ortalama olarak 2-3 hafta kadar sabır göstermeniz gerekecek. Doktorunuzun tavsiye ve telkinlerini iyi anlamaya çalışın, bu doğrultuda yapmanız ve yapmamanız gerekenlere mümkün olduğunca özen gösterin.

Geç Dönem;

Burundaki şişliklerin büyük ölçüde geçtiği ve burnun oturmaya başladığı (genelde 3. aydan sonrasını kapsar) dönemi kastediyoruz. Bu dönemde kişi yeni burnuna alışmış, önceki burnunu büyük ölçüde unutmuştur. Burundaki en küçük detaylara kadar odaklanma başlamıştır. Arkadaşların ve çevrenin olumlu veya olumsuz değerlendirmelerinin doğru olup olmadığını burnuna bakarak kontrol etmeye başlar. Detayları incelemeye, detaylarda kusur var mı? onu bulmaya çalışır. Bu dönem için tavsiyem; ameliyat öncesi beklentilerinizi düşünüp, sonuç sizi yeterince tatmin ediyorsa küçük ayrıntılara takılmayın. Fark edilir bir kusur veya kötü sonuç varsa (rinoplastide %7-15 oranında görülebilir) bunu doktorunuzla paylaşın ve çözüm için işbirliği yapın.

Ameliyat Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

Burun ameliyatı acil bir cerrahi değildir ve genel sağlığınız bizim için her zaman önceliklidir. Ameliyat öncesi muayenenizde hastalık öykünüz, düzenli kullandığınız ilaçlar, alerjik durumunuz ve daha önce geçirdiğiniz ameliyatlar sorgulanacaktır. Genel anestezi alabilmeniz için gerekli olan tahliller ameliyatınızdan önce hastanede yapılacak ve sonuçları anestezi doktorları tarafından değerlendirilecektir. Amacımız bütün riskleri en aza indirerek en üst seviyede güvenli ve özenli cerrahi işlem uygulamaktır.

Aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar, ağrı kesici ve antiinflamatuar ilaçlar, vitamin hapları, zayıflama hapları ameliyat esnasında ve sonrasında kanamaya neden olacağı için ameliyattan 10 gün önce kesilmelidir ve ameliyattan sonra 10 gün süreyle de kullanılmamalıdır.

Bitkisel çaylar (yeşil çay,limonlu çay vb.) kanama riskini artırabildiği için, cerrahi müdahale 1 hafta öncesi ve 1 hafta sonrasında kullanılmaması gerekir. Siyah çay içebilirsiniz.

Nadiren de olsa kanamayı artıran kiraz, vişne, sarımsak, taze ve kuru üzüm, karpuz gibi salisilik asit içerip aspirin benzeri etki yapan gıdaları mümkünse ameliyattan önceki bir hafta içinde yoğun tüketmemeniz uygun olur.

Sigara ve nargile yara iyileşmesini olumsuz etkiler. Bu nedenle ameliyat öncesi olabildiğince erken bırakılması ve ameliyat sonrası da 10 gün kullanılmaması önerilir.

Ameliyattan bir hafta önce alkol kullanımı kesilmelidir.

Ameliyat günü rahat kıyafet ile hastaneye gelin. Makyaj yapmayın, oje sürmeyin.

Takılarınızı evde bırakın (alyans, kolye). Mümkünse düğmeli elbiseler tercih edin, baştan giyilenleri tercih etmeyin.

Ameliyat öncesi gece ılık duş alın, saç spreyi, jöle kullanmayın. Erkek hastaların sakal traşı olması gerekir.

Ameliyat saatinizden 8 saat önce yeme, içmeyi kesmelisiniz.

Ameliyat saatinden iki saat önce hastanede olmanız gerekir.

Ameliyat sonrası şişlik ve morlukları daha rahat atlatmaya kısmen katkısı olması amacıyla Arnica Krem’i eczaneden temin edebilirsiniz. Ameliyattan bir gün önce kullanmaya başlayarak günde 2 kere göz altı cildine ve elmacık kemikleri üzerine sürebilirsiniz.

Ameliyat sabahı Arnica Krem ve İliadin Nazal Sprey yanınızda olsun, sabah Arnica’yı gözaltı cildine sürmenizde fayda vardır. Hastane odanızda ameliyattan kısa süre önce de İliadin’i burun içine sıkın lütfen.

Ameliyat Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hasta 1 hafta sonra kalıplar alındığı için normal yaşama dönebilir, burnu korumak yeterlidir.

Ameliyattan1 hafta sonra yürüyüş gibi basit egzersizler yapılabilir.

Toplu oyunlar ve efor gerektiren sporlara daha sonra başlanabilir.

"Şekerli mi, Şekersiz mi? Çay Tercihinde Türkiye'nin Eğilimleri Değişiyor" "Şekerli mi, Şekersiz mi? Çay Tercihinde Türkiye'nin Eğilimleri Değişiyor"

Ağırlık kaldırmayı gerektiren spor aktivitelerinden uzak durulmalıdır.

Derine dalmadan, kafa dışarıda olacak şekilde yüzülebilir.

Bisiklete binilecekse dikkatli ve temkinli olunmalıdır.

Çocukların topla oyun oynadığı park ve alanlardan uzak durulmalıdır.

Fark etmeden bir darbeye neden olabileceği için kucağa bebek veya çocuk alınacaksa dikkatli olunmalıdır.

Ameliyattan 2 gün sonra baş geriye alınarak duşa girilebilir. 1 hafta sonra rahat duş alınabilir.

1, 3 ve 6’ıncı ay ile 1’inci sene kontrolleri aksatılmamalıdır.

Diyanetin burun estetiği hakkında fetvası nedir?

Din İşleri Yüksek Kurulu, 28.11.2002 tarihinde Kurul Başkanı Doç. Dr. Şamil DAĞCI’nın başkanlığında toplandı. Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonunca hazırlanan “Estetik Ameliyat” konusundaki rapor görüşüldü. Yapılan müzakereler sonunda:
İslâm dini, insana özel bir yer vermiş, yaratılış gayesinden başlayarak insanın, dünya hayatından ölüm ve ötesine, bireysel yaşayışından sosyal etkinliklerine, ruh ve duygu aleminden beden ve şekline kadar hayatının her safhasıyla ilgilenmiştir. Kur'an-ı Kerim'de insanın yeryüzünde halife olmak üzere (Bakara 2/30) en güzel bir biçimde, ölçülü ve dengeli bir şekilde yaratıldığı (Tîn 95/4), çeşitli nimetler, imkanlar ve güzelliklerle donatıldığı bildirilmiştir.

İnsanı en güzel bir şekilde yaratan Yüce Allah, onun makul ve mutedil ölçüler içerisinde süslenmesine, güzel görünmesine ve güzelliklerini korumasına izin vermiştir. Kur'an-ı Kerim'de, iyi ve güzel şeylerin helal, kötü ve çirkin şeylerin ise haram olduğu bildirilmektedir (Mâide 5/4-5). Bir ayette, "De ki: 'Allah’ın, kulları için yarattığı zîyneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?' De ki: 'Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.'" buyurulmaktadır (A'râf 7/32). Hz. Peygamber, güzel giyinme hakkında kendisine yöneltilen bir soruya "Allâh güzeldir, güzelliği sever" şeklinde cevap vermiş (Müslim, İman, 41), kendisi de hayatında daima temiz ve düzenli olmuş, sade ve güzel giyinmeyi, güzel koku sürünmeyi teşvik etmiştir. Buna karşılık İslâm'da, insanın doğuştan getirdiği özellik ve şeklinin değiştirilmesi ve bu amaçla yapılacak her türlü estetik ve tıbbî müdahale hoş karşılanmamış; fıtratı bozmayı hedef alan müdahaleler olarak kabul edilmiştir. Fıtratı bozmayı, yaratılışı değiştirmeyi hedef alan tasarruf ve müdahaleler ise, yasaklanmıştır (Nisa 4/119).

Estetik ameliyatlar genel olarak, ya dikkat çekmek, daha güzel görünmek ya da tedavî amacına yönelik olmaktadır.
Dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslâm dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), süslenmek maksadıyla vücuda dövme yapmak, dişleri yontarak seyrekleştirmek gibi ameliyeleri, yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirmiş ve bunu yapanları ve yaptıranları kınamıştır (Buhârî, Libâs, 83-87; Müslim, Libas, 33).

Buna karşılık vücudun herhangi bir organında, diğer insanlar tarafından yadırganan, insanın psikolojik olarak etkilenmesine sebep olabilecek, bir anormallik veya fazlalık bulunursa, bunun ameliyatla düzeltilmesi, fıtratı bozmak değil, bir tedavi işlemidir. Tedavi amaçlı olarak yapılan estetik müdahalelere ise dinimizde izin verilmiştir. Nitekim Arfece adlı sahabî, bir savaşta burnu kopunca, gümüşten bir burun yaptırmış, bunun koku yapması üzerine, altından bir burun yaptırılmasına Hz. Peygamber müsaade etmiştir (Ebû Dâvûd, Hatem, 7; Tirmizî, Libâs, 31). Buna göre hastalık sebebiyle saçları dökülenler, kaza sonucu burun, kulak, göz gibi organlarını kaybedenler veya vücudunda doğuştan yada sonradan meydana gelen şekil bozuklukları bulunanların estetik ameliyat yaptırmaları bir tür tedavi olup, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirilemez.

Yukarıda zikredilen açıklamalar ışığında;

Estetik ameliyatın;
a) salim fıtratı bozmak kastı olmamak,
b) yapılmasında bir yarar veya yapılmamasında mevcut bir zarar bulunmak,
c) hile, aldatma veya karşı cinse benzeme kastı bulunmamak,
d) hukukî karışıklığa ve yanlış anlamaya yol açmamak, kaydıyla bir tür tedavî olarak yaptırılmasında sakınca olmadığına karar verildi.

Uzmanların açıklamalarına göre, kendini beğenmeyen ve özgüveni  olmayan kişilerin daha çok yöneldiği bu ameliyat psikolojik birçok nedeni içerisinde barındırmakta. Bu ameliyata karar vermeden önce ameliyatın tüm artı ve eksilerini değerlendirerek kendinize en uygun olan yöntemi seçmeniz ve doğru doktor seçimini yapabilmeniz süreç için çok önemli. 


 

Editör: Merve Kiraz