Gökten yere doğru düşen bir ateş topu görürseniz hiç şaşırmayın!

Son günlerde oldukça gündemde olan Meteor yağmuru insanların konu hakkında araştırmalar yapmasına sebep oluyor.  Türkiye'de 2 Eylül 2023 akşam saatlerinde Doğu ve Güneydoğu'da birçok ilde görülen göktaşının görüntüleri sosyal medyada oldukça fazla paylaşıldı. Parçanın  Gümüşhane ve Erzurum'dan sosyal medyada paylaşılan görüntüleri Reuters haber ajansı tarafından dünyaya aktarıldı. Oldkça ilgi çeken görüntüler kafalarda soru işaretlerine sebep oldu. Peki nedir bu göktaşları, dünyamıza nereden ve nasıl geliyorlar? İşte bilmeyenler için meteor hakkında ayrıntılı bilgiler;

meteor_1280x850

Meteor ya da diğer adı ile Göktaşı, Dünya yüzeyine uzaydan  düşen maddelere verilen isim. Meteorit ise düşen nesnenin katı bir kalıntısı. Bu nesne kuyruklu yıldız, asteroit veya meteor olarak biliniyor.  Göktaşı, meteoroit veya halk arasında kayan yıldız-düşen yıldız, yıldız kayması, küçük boyutlu bir kuyruklu yıldız ya da asteroit veya diğer cisimler kaynaklı çarpışmalar nedeniyle uzayda savrulan cisimlerin, Dünya'nın üst atmosferindeki hava molekülleriyle çarpışarak akkor haline geldikten sonra hızlı hareketiyle ve bazen de ardından parlayan bir materyal saçan bir ışık çizgisi oluşturarak Dünya atmosferinden görünür bir şekilde geçen enkaz parçalarıdır.

Uzay boşluğunda dolaşan 1 metreden küçük cisimler, asteroitlere atıfla, meteoroit olarak adlandırılmakta, cismin dünya atmosferine girerek sürtünme etkisiyle küçülmesi olayına meteor adı verilmekte, dünya yüzeyine düşen veya çarpan kalıntılar ise meteorit olarak tanımlanmaktadır.

meteor göktaşı_1280x682
Orijinal nesne (meteoroit) atmosfere girdiğinde, sürtünme, basınç ve atmosferik gazlarla kimyasal etkileşimler gibi çeşitli faktörler cismin ısınmasına ve enerji yaymasına neden olur. Daha sonra bu cisim bir meteor haline gelir ve kayan yıldız olarak da bilinen bir ateş topu oluşturur. Gökbilimciler en parlak meteor örneklerini "bolitler" olarak adlandırır. Yüzeye çarptığında ise cisim bir meteorit haline gelir. Meteoritlerin boyutları büyük farklılıklar göstermektedir. Jeologlar için bolit, bir çarpma krateri oluşturacak kadar büyük bir meteordur. 

Casper Nirvana kullanıcıları Windows'ta dijital asistana tek bir tuşla erişecek Casper Nirvana kullanıcıları Windows'ta dijital asistana tek bir tuşla erişecek

Peki atmosfer üzerinde nasıl bir etki bırakıyorlar?

Meteoroidlerin Dünya atmosferine girişi atmosferik moleküllerin iyonlaşması, meteoroidin döktüğü toz ve geçiş sesi olmak üzere üç ana etki yaratır. Bir meteoroid veya asteroidin üst atmosfere girişi sırasında, meteorun geçişi ile hava moleküllerinin iyonize olduğu bir iyonizasyon izi oluşur. Bu tür iyonizasyon izleri bir seferde 45 dakikaya kadar sürebilir.

Küçük, kum tanesi büyüklüğündeki meteorlar atmosfere sürekli olarak, esasen atmosferin herhangi bir bölgesinde her birkaç saniyede bir girmektedir ve bu nedenle iyonlaşma izleri üst atmosferde aşağı yukarı sürekli olarak bulunabilir. Radyo dalgalarının bu izlerden sektirilmesine meteor patlaması iletişimi denir. Meteor radarları, bir meteor izinin bozunma hızını ve Doppler kaymasını ölçerek atmosferik yoğunluğu ve rüzgarları ölçebilir. Meteorların çoğu atmosfere girdiklerinde yanarlar. Geriye kalan enkaza meteorik toz ya da sadece meteor tozu denir. Meteor tozu parçacıkları atmosferde birkaç aya kadar kalabilir. Bu parçacıklar hem elektromanyetik radyasyonu saçarak hem de üst atmosferdeki kimyasal reaksiyonları katalize ederek iklimi etkileyebilir. Meteoroidler veya parçaları terminal hıza yavaşladıktan sonra karanlık uçuşa ulaşır.[48] Karanlık uçuş yaklaşık 2–4 km/s (4,500-8,900 mph) hıza yavaşladıklarında başlar.[49] Daha büyük parçalar saçılma alanının daha aşağısına düşer.

Bileşenleri

Hemen hemen tüm meteoroidler dünya dışı nikel ve demir içerir. Üç ana sınıflandırmaya sahiptirler: demir, taş ve taş-demir. Bazı taş meteoroidler kondrül olarak bilinen tane benzeri kapanımlar içerir ve kondrit olarak adlandırılır. Bu özelliklere sahip olmayan taşlı meteoroidlere ise "akondrit" adı verilir ve tipik olarak dünya dışı magmatik faaliyetlerden oluşurlar; bunlar çok az dünya dışı demir içerirler veya hiç içermezler. Meteoroidlerin bileşimi, Dünya atmosferinden geçerken yörüngelerinden ve ortaya çıkan meteorun ışık spektrumundan çıkarılabilir. Radyo sinyalleri üzerindeki etkileri de bilgi verir, özellikle de başka türlü gözlemlenmesi çok zor olan gündüz meteorları için yararlıdır. Bu yörünge ölçümlerinden, meteoroidlerin birçok farklı yörüngeye sahip olduğu, bazılarının genellikle bir ana kuyruklu yıldızla ilişkili akışlar halinde kümelendiği (bkz. meteor yağmurları), diğerlerinin ise görünüşte düzensiz olduğu bulunmuştur. Meteoroid akışlarından gelen enkaz sonunda başka yörüngelere dağılabilir. Işık spektrumları, yörünge ve ışık eğrisi ölçümleriyle birlikte, yoğunluğu buzun dörtte biri kadar olan kırılgan kartopu benzeri nesnelerden nikel-demir bakımından zengin yoğun kayalara kadar çeşitli bileşim ve yoğunlukları ortaya çıkarmıştır. Meteoritlerin incelenmesi, geçici olmayan meteoroidlerin bileşimi hakkında da fikir vermektedir.

Dünya atmosferi ile çarpışma

Meteoroidler geceleri Dünya atmosferiyle kesiştiklerinde, meteor olarak görünür hale gelmeleri muhtemeldir. Eğer meteorlar atmosfere girdikten sonra hayatta kalır ve Dünya yüzeyine ulaşırlarsa meteorit olarak adlandırılırlar. Meteoritler, giriş ısısı ve çarpma kuvveti ile yapı ve kimya bakımından dönüşüme uğrarlar. 2008 TC3 adlı 4 metrelik (13 ft) bir asteroit, 6 Ekim 2008'de Dünya ile çarpışma rotasında uzayda gözlemlenmiş ve ertesi gün Dünya'nın atmosferine girerek kuzey Sudan'ın uzak bir bölgesine düşmüştür. İlk defa bir meteoroid uzayda gözlemlenmiş ve Dünya'ya çarpmadan önce takip edilmiştir. NASA, ABD hükümeti sensörleri tarafından toplanan verilerden 1994-2013 yılları arasında Dünya ve atmosferi ile en önemli asteroid çarpışmalarını gösteren bir harita hazırlamıştır.

Önümüzdeki dönemde bir süre daha meteor yağmurunun devam edeceği uzmanlar tarafından sıkça belirtiliyor. Uzayda neler olduğu hakkında net bilgilere sahip olmayışımız bu olayı daha da ilgi çekici kılmakta. Hatta merakın yanında ürkütücü bulduğumuzda bir gerçek. 

Editör: Merve Kiraz