Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Ağbaba’nın sekreteryası tarafından verilen bilgide Ağbaba, Adalet Bakanlığı Bütçesi görüşülürken yaptığı konuşmada 2017 yılına kadar cezaevlerinin kapasitesini 255 bine çıkartılacağını söyledi. Bu kapasite artışından dolayı avukatları, sendikaları, öğrencileri ve aydınları uyaran Ağbaba, önümüzdeki yıllarda haksız ve hukuksuz tutuklama ve yargılamaların artarak devam edeceğini iddia etti.
Konuşmasında cezaevlerindeki sorunlara temas eden Ağbaba, “Bugün maalesef AK Partili hiçbir konuşmacı infaz koruma memurlarıyla ilgili konuşmadı. Çünkü onların umurunda değil infaz koruma memurları. İnfaz koruma memurları tartışmasız memurlar arasından en şansız olanları. Jandarmanın, polisin yıpranma payı var ama maalesef infaz koruma memurlarının yıpranma payı yok. Yıllardır söylüyoruz ama bu, Sayın Bakanının da umurunda değil. Memurlar içerisinde fazla mesai yapıp mesai almayan tek memur infaz koruma memuru. Cezaevindeki memur, müdür emekli olmak istiyor ama olamıyor. Neden? Çünkü, emekli oldukları gün maaşları yarı yarıya düşüyor. Memurlar içerisinde bayram tatili yapmayan memurlar bir tek infaz koruma memurları. Sosyal yaşamları sıfır. Tam olarak tecrit altında bir hayat sürüyorlar. Emekli olunca silahları ellerinden alınıyor, sokak ortasında bırakılıyor” ifadelerini kullandı.
“2003 Ocağında 57 bin olan mahpus sayısı bugün 145 bin, 2 katından fazla. Niye? Hani hep övünüyorsunuz ya “Ekonomi büyüdü, Türkiye büyüdü.” diye ama büyüyen bir şey daha var ki bu sizi tamamen yalanlıyor, o da cezaevinde bulunan mahpus sayısı. Bakın, cezaevlerinde sağlık hizmeti almak sorun, diş çektirmek sorun -altı ay sonraya gün veriliyor- yemek sorun, infaz koruma memuru için de sorun, orada kalan insanlar için de sorun, sohbet etmek sorun, yatmak, uyumak sorun. Antalya’da 510 kişilik cezaevinde tam bin 800 kişi kalıyor, 35 kişilik C5 koğuşunda 82 kişi yatıyor. Birçok cezaevinde üst üste yatanlar, birçok cezaevinde nöbetleşe uyuyanlar, hatta hatta nöbetleşe nefes alanlar var” iddiasında bulunan Ağbaba, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Kitap sorun, her cezaevinde farklı, kiminde 5, kiminde 10. senin gibi seçilmiş bir milletvekili Engin Alan’a 10’dan fazla kitap verilmesi yasak. Değerli arkadaşlar, daktilo kullanmak yasak, İnternet çıktısı, fotokopi yasak. Altmış yıl önce Nazım Hikmet’in kullanmış olduğu o daktiloyu güvenlik sebebiyle cezaevine sokmuyorlar.
Değerli arkadaşlarım, adaleti simgeleyen sembolün gözleri kördür. Öyle olması da gerekir ama bizler gözlerimizi açmak zorundayız. Meclis uyuma, sadece el kaldırma, Hükümeti övme, küfretme, milletvekiline saldırma ve kimin cennete gideceğinin kararlaştırıldığı bir yer değildir, Meclis ülke sorunlarının çözüm yeridir. Bu nedenle, yarın cezaevine kimin girip çıkacağı belli olmaz.”