Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Karaca Mahallesi, doğanın milyonlarca yıl süren sabırlı ve ustaca dokunuşlarıyla şekillenen Karaca Mağarası'na ev sahipliği yapıyor. Yöre halkı tarafından uzun yıllar önce keşfedilen ve efsanelere konu olan mağara, 1990 yılında Jeoloji Mühendisi Şükrü Eroz'un bilimsel çalışmalarıyla daha geniş kitlelere tanıtıldı ve 1996 yılında turizme açıldı.
Karaca Mağarası, Gümüşhane şehir merkezine 17 kilometre uzaklıkta, denizden 1550 metre yükseklikte, Torul ilçesinin Cebeli köyü sınırları içinde yer alıyor. Ziyaretçiler, Gümüşhane-Trabzon karayolunun 12. kilometresinden kuzeye ayrılan 4 kilometrelik yolu takip ederek mağaraya ulaşabiliyorlar. Mağaranın bulunduğu bölge, ziyaretçilerin dinlenme, yeme içme ve hediyelik eşya satın alma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri çeşitli tesislere de sahip.
Benzersiz Doğal Oluşumlar ve Sağlık Faydaları
Mağara, dolomitik kireçtaşlarıyla oluşan karmaşık karstik yapılarıyla dikkat çekiyor. Damlataş havuzları, sarkıtlar, dikitler ve mağara çiçekleri gibi eşsiz oluşumlarla bezenmiş olan mağara, her adımda bir hayal dünyasına adım atmış hissi uyandırıyor. Beyazdan laciverte uzanan farklı renklerdeki travertenler ve mağara içerisindeki mineral yoğunluğu, doğanın gücünü ve zamanın etkisini gözler önüne seriyor. Özellikle mağaranın son kesimlerinde yer alan gölcüklerin derinliği 1 metreye kadar ulaşabiliyor.
Karaca Mağarası'nın bir diğer ilginç özelliği ise astım hastalarına sağladığı faydadır. Mağara, ortalama 12-17 derece sıcaklık, %70 nem oranı ve temiz, polensiz havasıyla solunum yolu hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu yüzden, astım hastaları burada kısa süreli geziler yaparak rahat bir nefes alma imkânı bulabiliyorlar.
Bir Doğal Sanat Eseri
Görsel zenginliğiyle hayranlık uyandıran Karaca Mağarası, uzun yıllar boyunca devam eden mineral birikimi ve doğal oluşumlarla adeta bir sanat galerisi gibi. Her noktasındaki detay, zamanın ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu gösteriyor. Burada, doğa adeta kendi mükemmelliğini yaratıyor ve her köşesinde farklı bir tabloyla karşılaşıyorsunuz.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde, bu tür doğa harikalarına dair yazdığı dizeler düşünüldüğünde, Karaca Mağarası’nın tarihsel ve kültürel değerinin büyüklüğü bir kez daha gözler önüne seriliyor. Artık daha fazla kişi tarafından keşfedilen ve değer verilen bu eşsiz mağara, hem doğal hem de sağlıksal faydalarıyla Gümüşhane’nin önemli bir turistik cazibe merkezi haline gelmiştir.
Gümüşhane’ye yolunuz düşerse, 15 milyon yıl süren bir doğal sanat eserine tanıklık etmek için Karaca Mağarası’nı mutlaka ziyaret edin.