Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, yiyecekler ve diş eti sağlığı arasındaki ilişkiyi değerlendirdi.

Diş etleri kılıf görevi görüyor

Yiyecekler ve diş eti sağlığı arasındaki ilişkinin yiyeceklerin içeriğinden çok yapısıyla ilgili olduğunu ifade eden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Diş etleri dişleri çepeçevre sararak alttaki kemiği mekanik etkenlerden koruyan bir kılıf görevi görür. Bu kılıfın her daim etkili çalışması ve görevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için sürekli talim yapması gerekir. Burada bahsedilen talim, diş etlerinin sert gıdalar ile karşılaşmasıdır.” dedi.

Diş etleri çok da iyi çalışmıyor

Günümüz gastronomisinin daha ziyade yumuşak ve kolay tüketilebilen gıdalara evrildiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, şöyle devam etti:

“Abur cuburlar, fast food dediğimiz hazır ve kolay gıdalar hep hızlı ve lezzetli bir tüketimi hedefliyor. Dolayısıyla ağız; dişler, diş etleri ve eklem olarak bütünsel düşünüldüğünde, çok da iyi çalışmıyor, çünkü açıkçası çok iş verilmiyor. Ön dişlerimiz ısırmak ve koparmak, arka dişlerimiz ise parçalamak görevini üstlenirler. Yumuşak gıdalar tüketildiğinde bu görev çok kolaylaşıyor ve layıkıyla yapılamıyor.

Dolayısıyla diş ve diş etlerimizi aktif tutabilmek adına daha ziyade pişmemiş ve bütün gıdalara yönelmemiz gerekiyor. Pişmeden tüketilebilen meyve, sebze ve kuruyemişler günlük besin rutinimizde yer alması gereken gıdalardır. Bu tür sert gıdaların ön dişlerle ısırılması ve arka dişlerle çiğnenmesi hem dişlerin fizyolojik olarak temizlenmesi hem de mekanik etkenlere maruz kalması sebebiyle güçlenmesi anlamına gelir.”

20 yaş dişleri neden çekiliyor?

Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, 20 yaş dişleri konusuna da değinerek, şöyle devam etti:

“Günümüzde 20 yaş dişlerinin çekimi çok rutin bir prosedür halini aldı. Aslında bu dişlerimiz insanlık tarihinden beri vardı ve 18 yaş civarında ağızdaki yerlerini alırdı. Bunun günümüzde gerçekleşmemesiyle ve bu dişlerin ağızdaki yer darlığından dolayı çekilmek zorunda kalmasıyla ilgili en geçerli teori artık sert gıdaların tüketilmemesidir. Sert gıdalar diş aralarında aşınmalar sağlayarak ve kas gelişimini uyararak bu boşlukları kapatmak üzere dişlerin öne doğru hareketine sebep olmakta, böylece 20 yaş dişi dediğimiz 3. büyük azı dişlerinin en arkalarda çıkabilecekleri alanları oluşturmaktaydı. Günümüzdeki diyet alışkanlığının yumuşak ve pişmiş gıdalara kayması sebebiyle dişler arasında bu aşınmalar oluşamıyor ve dişler ilk sürdükleri pozisyonlarında kaldıkları için 20 yaş dişlerine sürebilecekleri yer sağlanamıyor.”

Bu yağlar kilo yapmıyor! Şifa niteliğinde 6 mucizevi yağ kaynağı Bu yağlar kilo yapmıyor! Şifa niteliğinde 6 mucizevi yağ kaynağı

Şeker tüketiminin diş etlerine bilinen bir etkisi yok

Tükettiğimiz yiyeceklerin aşırı şeker içermesi konusuna da işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, “Şeker tüketiminin diş etlerine bilinen bir etkisi yoktur, fakat ağızdaki mikroorganizmalar şekeri çok kolay fermente edebildiği için ağızdaki hastalık yapan mikroorganizma sayısının artışına ve mikroorganizma dengesinin bozulmasına sebep oluyor. Dolayısıyla halihazırda olan bir diş eti hastalığının şiddetini artırabiliyor.” dedi.

Sakız ağız sağlığını koruyor mu? 

Dr. Öğr. Üyesi Kübra Güler, sakız konusuna da değinerek, “Sakız, ağız sağlığını koruması açısından etkinliği çalışmalar ile kanıtlanmış tek gıdadır denebilir. Hem çiğnenmesi ile mekanik temizlik sağlar hem de içeriğindeki ksilitol bakteri çoğalmasını önleyici etkiye sahiptir. Bu açıdan sakız çiğnenmesi günlük rutinimiz haline gelebilir ve tek bir husus dışında tavsiye edilir. Şiddetli diş sıkması, gıcırdatması olan hastalarımızda eklem problemleri de görülebilmektedir. Eklemde ağrı, ses, eklem çıkması gibi problemleri olan bireylerin sakız çiğnemesi tavsiye edilmez. Bu durumlar tedavi edilip, eklem normal haline döndükten sonra çiğneyebilirler.” 

Editör: Saliha Kara