Türk edebiyatının bir dönemine damga vuran Oğuz Atay, Türk edebiyatının özgün kalemlerinden biriydi. Derinlikli karakter analizleriyle ve sıra dışı anlatım teknikleriyle tanınan Atay, genellikle insanın iç dünyasını, toplumsal yapının eleştirisiyle harmanlayarak okuyucusuna ışık tuttu. Çağının ötesine geçen usta kalem, iz bırakan eserlere imza attı.
1. Tutunamayanlar
“Tutunamayanlar” Oğuz Atay’ın en ünlü eseri. Kitap, Turgut Özben adlı bir mühendisin, eski arkadaşı Selim Işık’ın intiharından sonra onun hayatını ve neden tutunamadığını anlamaya çalışmasını anlatıyor.
2. Tehlikeli Oyunlar
Yazarın Tutunamayanlar’dan sonra ikinci eseri olarak kaleme aldığı Tehlikeli Oyunlar, bireyin toplum ve kendisi ile olan sorunlarını ele alıyor. Başkahramanın kişiliği bakımından Tutunamayanlar ile aynı düzlemde ilerleyen roman, bu yönüyle Atay’ın “anlaşılamama” kaygısını yeniden ve güçlü bir şekilde vurguluyor.
3. Korkuyu Beklerken
İçerisinde Oğuz Atay’ın birkaç kısa öyküsünü barındıran Korkuyu Beklerken, genel olarak insan psikolojisi, toplumsal meseleler ve varoluşsal sorunlar üzerine derinlemesine düşünceler içeriyor.
4. Bir Bilim Adamının Romanı
Kitapta Oğuz Atay’ın hocası İTÜ İnşaat Fakültesi profesörlerinden Mustafa İnan’ın hayatı roman kurgusuyla anlatılıyor.Roman, Mustafa İnan’ın yoksulluk içinde başlayan hayatının, “bilim adamı” unvanını kazanışının etkileyici hikayesi...
5. Oyunlarla Yaşayanlar
Oğuz Atay’ın kaleme aldığı ve Türk aydınının varoluşsal sıkıntılarını derinlemesine ele aldığı bir tiyatro eseri. Oğuz Atay'ın tiyatro eseri, varoluş sorunlarıyla boğuşan ve 'tutunmaya' çabalayan ve bunu pek başaramayan okur-yazarımızın kara güldürüsü.
6. Eylembilim
Atay, 1977 yılında aramızdan ayrılmadan önce bu romanın sadece bir bölümünü tamamladı. Oğuz Atay okurlarının talepleri üzerine, bu eksik bölüm Günlük adlı eserine eklenerek yayımlandı.
7. Günlük
"Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda bana bunu da yaptınız" sözleriyle başlayan Günlük boyunca okur, yazarın son yıllarındaki yalnızlığını paylaşmakla kalmıyor, Oyunlarla Yaşayanlar'ın oluşum sürecini adım adım izliyor.