Yoğun bir iyileştirici etkisi olduğuna inanılan antibiyotik aslında dikkatsiz kullanım sonucu büyük tahribatlara yol açıyor. Sağlık Bakanlığının yasakladığı doktor izni olmadan kullanımını yasakladığı ilaçlardan olan antibiyotik hayati zararlara yol açabiliyor. Vücut direncini düşürücü bir etkisi olan bu ilacın kullanımı hakkında uzmanların sıklıkla bulunduğu uyarılara dikkat etmeyenler birçok problemle karşılaşabiliyor. İşte uzmanların onu hakkında verdikleri bilgiler;
Antibiyotik nedir?
Sir Aleksander Fleming adlı İskoçyalı bir bilim adamı ekmekteki yeşil küflü bölgede bakterilerin yaşayamadığını fark eder ve 1829 yılında mucize ilaç olarak adlandırılan penisilini keşfeder. İlerleyen süreçte araştırmacılar penisilini saflaştırarak 1940’lı yıllarda bakteri kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılmasını sağlar. Günümüzde ise antibiyotikler yosun, mantar, maya ve küf gibi canlılardan çeşitli mikroorganizmalar aracılığı ile kimyasal ya da biyosentez yoluyla elde edilir. Penisiline ek olarak teramisin ve streptomisin türevi kimyasalların hepsi antibiyotik ilaçlar olarak adlandırılır. Latince anlamı "hayata karşı" olan antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu hastalıkların, kanser ve mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Antibiyotiklerle ilgili doğru bilinen en büyük yanlış ise virüs kökenli hastalıkların tedavisinde de kullanılmasıdır. Virüs kaynaklı nezle, grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara antibiyotik içeren ilaçların hiçbir etkisi yoktur. Sanıldığının aksine ateş düşürücü etkiye sahip değildir. Antibiyotik kullanıldığında ateşin düşme sebebi, bakteriyel kaynaklı enfeksiyon hastalığını tedavi edici etkisinden dolayıdır. Soğuk algınlığına bağlı olarak gelişen hastalıklarda bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçlar kullanılabilir ve beslenmeye dikkat edilebilir. Bu tarz hastalıklarda kullanılan antibiyotiklerin ağrı dindirici, burun akıntısını geçirici ya da öksürüğü hafifletici ve hastalığın diğer insanlara bulaşmasını engelleyici etkisi yoktur.
Antibiyotik nasıl kullanılmalıdır?
Antibiyotik kullanımı doktor tarafından hastanın özelliklerine, ilacın etkisine ve hastalığı oluşturan bakterinin yapısına göre önerilir. Doktor hastalığın tedavisinde kullanacağı antibiyotiğe karar vermek için hastaya duyarlılık testi uygular. Duyarlılık testinin olmadığı durumlarda ise hastanın klinik bulgularını değerlendirir ve bulguları tecrübesi ile birleştirerek en doğru antibiyotik tedavisini seçer. Özellikle gram negatif sepsis, pnömoni ve memenjit gibi hastalıklarda doğru antibiyotik seçimi ve doğru kullanımı hayati önem taşır. Seçilen antibiyotiğin hastalığın tedavisi için gereken etkiyi gösterebilmesi ilacın önerilen sürede, yeterli dozlarda ve uygun aralıklarla kullanılması önemlidir. Rastgele, koruyucu amaçlı ya da aşırı kullanılan antibiyotikle mikroorganizmaların ilaca karşı direnç geliştirmesine neden olarak tedaviyi güçleştirir. Doktor önermediği sürece gereksiz antibiyotik kullanmayarak bakterilerin ilaca karşı direnç geliştirmesi yavaşlatılabilir ve yayılması önlenebilir. Antibiyotik ile birlikte meyve suyu ya da süt kullanımı ilacın etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle ilaç kullanırken sadece su tüketilmesi önerilir. Asla başkası için reçete edilen antibiyotik kullanılmamalıdır. Antibiyotik ilaç tedavisi kişiye özgüdür.
Antibiyotik yan etkileri nelerdir?
Bakteri kaynaklı hastalıkların tedavisinde hayati öneme sahip olan antibiyotik yan etkileri nedeniyle gereksiz kullanımdan kaçınılması gereken bir ilaç çeşididir. Bazı insanlarda ise antibiyotik alerjisi olarak bilinen sorunlara yol açabilir. Özellikle penisilin ve sefalosporin olarak bilinen antibiyotiklere karşı bazı insanlarda antibiyotik alerjisi görülür. Deride kaşıntı ve dökülmeler, nefes almada zorlanma, ani tansiyon düşüklüğü, hızlı kalp atışı, bilinç kaybı gibi alerjik belirtiler gözlenebilir. İshal, kabızlık, bulantı, kusma, şişkinlik, hazımsızlık, iştah kaybı ve karın ağrısı gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları antibiyotik zararları arasında yer alır. Antibiyotikler zararlı bakterileri yok ederken aynı zamanda bağırsakta yer alan ve K vitamini sentezleyen, vitaminlerin emilmesini ve gıdaların sindirilmesini sağlayan yararlı bakterileri de yok ederek bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Bağırsak florasını etkileyen bu durum obezite ya da aşırı zayıflık gibi matabolik bozukluklara yol açabilir. Karaciğer yağlanması, tip1 ve tip 2 diyabet riskini de artırıcı etkiye sahip olan gereksiz antibiyotik kullanımı vajinada maya oluşumunu artırarak ciddi vajinal rahatsızlıklara neden olabilir. Bağırsak dengesinin bozulması ağızda yaralar, ülser, pamukçuk ve dudak kenarlarında çatlaklar oluşturabilir.
Gelişigüzel antibiyotik kullanmayın
Türkiye, kişi başına düşen antibiyotik miktarı açısından Avrupa’da ilk sırada yer alıyor. Ülkemizde toplam ilaç harcamalarının yüzde 35’ini antibiyotikler oluşturuyor. Bunun nedenleri arasında ise geçmişte toplumun kontrolsüz antibiyotik kullanımının zararları yönünden yeterince bilinçlendirilmemesi ve ilaca kolayca ulaşılabilmesi yer alıyor. Antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ve oldukça başarılı sonuçlar alınan bir ilaç grubu. Ancak hekimin önerisi doğrultusunda ve uygun görülen doz ile sürede kullanıldıkları takdirde. Aksi halde tedavide etkisiz kalmalarının yanı sıra pek çok ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkartabiliyor.
Her enfeksiyon bakteriden kaynaklanmayabilir
Antibiyotikler hastaların kendi kendilerine kullanmaya başlayacakları ilaçlar değildir. Antibiyotiklerin mutlaka hekim önerisi ile kullanılması gerekiyor. Antibiyotikler; ateş düşürücü, ağrı kesici, kırgınlık giderici ilaç grubuna girmiyorlar. Ayrıca ateş vücutta bulunan bir enfeksiyonun belirtisi olabiliyor. Ancak her ateş bir enfeksiyon belirtisi olmayabileceği gibi, her enfeksiyon da bakteriden kaynaklanmayabiliyor.
Antibiyotiklere karşı direnç ölümcül tabloya neden olabiliyor
Antibiyotiğin gelişigüzel kullanılmasının neden olduğu en önemli sorunlardan biri; o bakterinin antibiyotiğe karşı direnç oluşturması. Bir antibiyotiğin belli bir bakteriyi öldürme veya çoğalmasını durdurma özelliğinin kaybolması, o bakterinin o antibiyotiğe direnç geliştirdiği anlamına geliyor. Bu sorunun hastalığın daha uzun sürmesine, hatta ölümcül olmasına yol açabiliyor. Ayrıca dirençli bir bakterinin neden olduğu enfeksiyonlar; daha pahalı, yan etkileri daha fazla olan antibiyotiklerin kullanılmasını da gerektirebiliyor.
Yanlış antibiyotik kullanmanın zararları
Antibiyotiklerin masum ilaçlar olmadığının ve hatalı kullanıldıklarında yan etkilerinin de olduğunun bilinmesi gerekiyor. Gelişigüzel antibiyotik alımının yol açtığı sorunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Ciddi alerjik reaksiyonlar oluşturabiliyor: Bu alerjik reaksiyonlar sadece hafif bir kaşıntı ya da deri döküntüsü şeklinde gelişebildiği gibi, ölümle sonuçlanabilecek kadar şiddetli olabiliyor.
2. Karaciğer fonksiyonlarını bozabiliyor: Karaciğer fonksiyon testleri adı verilen kan tetkikleriyle bu yan etkiler takip edilebilmektedir. Altta yatan karaciğer hastalığı olanlarda karaciğerde metabolize olacak bir antibiyotikten kaçınılmaktadır.
3. Böbrek yetmezliği yapabiliyor: Böbrekler üzerine toksik etkiler oluşturarak organ yetmezliğini tetikleyebiliyor. Akut böbrek yetmezliğinin en az 5’te biri, kullanılan ilaçlar nedeniyle gelişiyor.
4. Antibiyotik ilişkili ishale yol açabiliyor: Normalde bağırsak içinde 400’den fazla çeşit bakteri türü bulunuyor ve bunlar hastalık oluşturmadıkları gibi, fayda sağlıyorlar. Antibiyotik kullanımı bu normal floradaki bakterilerin ölmesine ve böylelikle fırsatçı bakterilerin üremelerine ortam hazırlıyor ve böylelikle ishaller oluşabiliyor. Hatta dizanteriyi taklit eden kanlı ishal tablosu gelişebiliyor.
5. Obeziteye neden olabiliyor: Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki; özellikle bebeklik ve çocukluk dönemlerinde daha sık antibiyotik kullananlarda obezite daha çok görülüyor.
6. Bağırsak sistemine hasar verebiliyor: İshal dışında görülebilen sindirim sistemi yan etkileri arasında bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler de görülebiliyor.
Antibiyotik kullanırken bunlara dikkat edin!
1. Hekiminiz önermediyse kendiniz gelişigüzel kullanmayın. Örneğin soğuk algınlığı ve grip gibi viral hastalıklarda antibiyotikler etkili olmuyor.
2. Bir yakınınızın aynı belirtilerde kullandığı sağlık problemine iyi geldiği için başvurmayın.
3. Hekiminizin önerdiği dozun tamamını, önerilen sürede kullanın. Örneğin doktorunuzun önerdiğinden daha uzun süre almayın veya kendinizi daha iyi hissettiğiniz için yarıda kesmeyin. Tedaviye ara verilmesi veya doz atlanması bakterilerin direnç geliştirmesine yol açıyor. Bunun sonucunda tedavi başarısızlığa uğruyor ve hastalık tekrarlıyor.
Unutmayın ki bu konu hayati bir önem taşımakta. Özellikle çocuklarda antibiyotik kullanımına dikkat etmek vücut direnç güçlerini sağlam temelde devam ettirmeleri açısından önem arz ediyor. Kafanıza göre her sorunda kullanmaya çalıştığınız antibiyotiklerin çocuğunuzun veya sizin geleceğinizde büyük tahribatlara yol açabileceği aklınızın bir köşesine yazmayı unutmayın.