Kars'ta Afganistan uyruklu 21 düzensiz göçmen sahte İran pasaportuyla yakalandı Kars'ta Afganistan uyruklu 21 düzensiz göçmen sahte İran pasaportuyla yakalandı

Türkiye ılıman kuşaktan ekvatoral kuşağa doğru yaklaştı. Dört mevsimli iklimden iki mevsimli iklime doğru geçiş yapıyoruz. Haftalar süren yağışlar, ardından yaşanan kavurucu sıcaklarla birlikte Türkiye’deki iklim değişikliği insanları paniğe sürüklüyor. İklim değişikliğinin bahar mevsimlerinin kaybedilmesine sebep olduğu artık bilinen bir gerçek. Peki buna sebep olan ne?

Bir gün sıcak, bir gün soğuk, hatta bir gün içerisinde saatler arasında bile birçok sıcaklık farkları ortaya çıkmakta. Yaz ortasında kimi zaman kış aylarını aratmayan günler yaşanıyor. Öyle ki ağaçlar kuruyor ya da erken çiçek açıyor. Ertesi gün ise aniden aşırı bir sıcaklık başlıyor. Üstelik yağışların karakteri ve bu tür değişimler giderek çoğalıyor. Sebep ise iklim krizi... Başka bir ifadeyle küresel ısınma ve iklim değişikliği.

Uzmanlar bu aşırı değişimlerin sebebinin “insan” olduğunu vurguluyor. İnsanların yaptıkları hataların yıllar içerisinde atmosferde değişimlere  neden olduğunu belirten uzmanlar insanların artık doğru hareket etmeleri gerektiği konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor.

Enerji pazarının şu an yüzde 80’i fosil yakıtlardan oluşuyor. Fosil yakıtlar karbon kökenli olduğu için atmosfere karbondioksit salımı yapıyor. Karbondioksit de atmosferin en önemli sera gazlarından bir tanesi.  Yani sera etkisi yaparak atmosferdeki sıcaklığın artmasına sebep oluyor.

Atmosferde artan sıcaklık, hem dünya ve hem de buna sebep olan insanlar için büyük bir sorun. Atmosferde artan sıcaklığın bir kısmı denizler tarafından emiliyor. Deniz suyu sıcaklıkları gittikçe artıyor.

Sıcaklık arttıkça atmosferdeki hareket hızı artıyor. Bu sefer atmosferdeki ‘hidrolojik çevrim’ dediğimiz suyun döngüsü, denizlerin sıcaklığı artıyor ve buharlaşma hızlanıyor. Sıcaklığı artan gaz da hızlı bir şekilde hareket ediyor. En ufak bir soğuk havayla bile karşılaşsa hemen kuvvetli yağışlara dönüşüyor. Atmosferin aşağı seviyesi çok ısındığında, yukarı seviyesi ise çok soğuk olduğunda standardın dışında bir sıcaklık düşüşü yaşıyoruz. Sıcaklık farkı çok yüksekse, dolu şeklinde yağışlar oluşuyor.

Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin etkisi gerek Türkiye’de gerekse dünyanın diğer bölgelerinde daha fazla hissedilecek. Bu nedenle atılacak her adımda iklim değişimini hesaba katmak gerekiyor. Tek, gelecekte çok daha büyük sorunlarla karşılaşılmaması için bugünden hazırlıklara başlanması gerektiği ise net bir gerçek.

Alarm durumuna geçen doğanın, insanoğluna anlatmak istediklerini ve harekete geçilmezse karşılaşılabilecek riskleri tüm insanlığın bir an önce kavraması gerektiği uzmanlar tarafından sıkça belirtiliyor.

Tüm bu bilgilerden çıkan sonuca göre artık üretim politikamızı ve tüm yaşantımızı  yeni koşullara göre değiştirmemiz gerekecek gibi görünüyor. Yeni dünya düzeninde bizi neler beklediğini zaman içerisinde yaşayacak ve göreceğiz.
 

Editör: Merve Kiraz