Termometre değerleri iyiden iyiye yükselmeye başladı. Hava sıcaklıkları bazı şehirlerde 40 dereceyi görüyor. Buna bir de nem eklenince hissedilen sıcaklık daha da bunaltıcı oluyor. Sağlıklı bireylerde bile çeşitli rahatsızlıklara yol açabilen sıcak hava özellikle kronik hastalıkları olanları zorluyor. 

Yaz sıcaklarının bastırdığı bugünleri en az zararla atlatmak için neler yapılmalı? Sıcak havanın özellikle bebekleri ve geriatri grubu olarak kabul edilen 65 yaş üstü kişileri etkilediğini söyleyen uzmanlar, “Yaşlı grupta vücuttaki su miktarı daha az oluyor. Yine bu yaş grubunda diyabet, hipertansiyon, kalp gibi kronik hastalıklar daha fazla görülüyor. O nedenle 65 yaş üzerindeki şahısların güneşte fazla kalmamaları, mutlaka hava akımı olan yerlerde oturmaları gerekiyor. Birincisi susuz kalmak, ikincisi sıcak çarpması, üçüncüsü de ultraviyole çarpması. Sıcaktan kaçınmak için hava akımı olan yerlerde oturulması lazım. Kapalı odalar çok tehlikeli. Camların karşılıklı açılıp cereyan dediğimiz hava akımının olduğu yerlerde oturulmalı. Çünkü yaşlılar genellikle sıcağı daha fazla sever ama vücut ısılarının arttığını çok fark etmezler. Onun için onları uyarmak gereklidir. Bir diğeri de sıvı konusu. Bol su içilmesi gerekiyor. Yaşlıların günde 2,5 litreyi, gençlerin ise 3 litreyi geçmeleri gerekiyor. Şekerli içeceklerden uzak durmaları gerekiyor. Onun yerine ayran ideal bir yaz çiçeği olarak tercih edilmeli.

GÜNEŞTEN KORUNMALI

Bir bu kalmıştı: Çocuklarda görülüyor, geceleri daha da kötüleşiyor Bir bu kalmıştı: Çocuklarda görülüyor, geceleri daha da kötüleşiyor

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için geniş şapkalar, hava alan yumuşak pamuklu elbiseler giyilmesi gerekiyor. Güneşin altında mümkün mertebe dolaşılmamalı. Özellikle güneşte spor yapılması ve güneş altında durulması kalp krizini tetikliyor. Beyin kanamaları da yazın fazla oluyor. Çünkü sıcakta beyin içi basınç artıyor. O yüzden her halükarda yemek sonrası bir-iki saat istirahat edilmeli. Yazın mutlaka öğleden sonra istirahata ihtiyaç var. Özellikle kalp hastaları, böbrek hastalıkları olanlar daha fazla etkileniyor. Böbrek hastalarında vücutta sıvı miktarı ne kadar fazlaysa böbrekler o kadar iyi çalışır. Eğer susuz kalırsa böbrekler de az çalışır.

Sağlıklı kişiler bunu fark etmiyorlar ama astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, akciğer dokusunda kalınlaşma olan kişiler nefes almak için daha fazla efor sarf ediyorlar. Bir de bunun üzerine aşırı sıcaklık, nem gibi solunumu zorlaştıran ortamlarda solunum dengeleri çok daha kolay bozuluyor. Bu kişiler solunum yetmezliği dediğimiz oksijenin yetmemesi, doğru soluk alıp verememe hissini duymaya başlıyorlar. Özellikle KOAH’lı hastalarda atak görülebiliyor.”

Editör: Adem Küçükkaya