Hükümet, 2025 yılı için net asgari ücreti 22.104 TL olarak belirledi. Bu rakam, son dönemde artan hayat pahalılığı ve ekonomik zorluklarla mücadele eden vatandaşların bir nebze rahat nefes almasını amaçlıyor. Ancak kamuoyunda, belirlenen bu ücretin beklentileri karşılayıp karşılamadığı konusunda farklı görüşler dile getiriliyor.
Asgari ücret artışı, özellikle gıda, enerji ve konut giderlerindeki yüksek fiyatlar karşısında dar gelirli ailelerin bütçelerini ne kadar rahatlatacağı sorusunu gündeme getirdi. Bir kesim, artışın olumlu olduğunu belirtirken, diğer kesim bu seviyenin enflasyon karşısında yetersiz kaldığını söylüyor.
İş Dünyası ve Sendikaların Görüşleri
Sendikalar, 22.104 TL'nin işçi kesiminin taleplerine tam olarak karşılık vermediğini belirtti. “Bu rakam, enflasyonist ortamda yoksulluk sınırının altında kalıyor” diyen yetkililer, asgari ücretin, özellikle kira ve temel ihtiyaçlar üzerindeki yükü hafifletmekte yetersiz kalacağını vurguladı.
İş dünyası ise ücret artışının, işletmeler üzerinde finansal bir baskı oluşturabileceğini ifade etti. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) bu artışa uyum sağlamakta zorlanabileceği öne sürüldü.
Vatandaş Ne Diyor?
Vatandaşların büyük bir bölümü asgari ücret artışını olumlu bulmadıklarını, artışın etkisinin hızla eriyebileceği konusunda endişeli olduklarını dile getirdi. Bir vatandaş, "Ücrette artış var, ama marketteki etiketler, vergiler, doğalgaz, elektrik, su, ulaşım, kira durmuyor. Geçen yıl aldığımız ürünlerin, kiraların fiyatı bu yıl iki katına çıktı. Hükümet ekonomiyi ve enflasyonu asgari ücretliyi kurban ederek baskılamaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Hükümetten Açıklama
Hükümet yetkilileri ise yapılan artışın, ekonomik toparlanma sürecinin bir parçası olduğunu belirtiyor.
Yeni asgari ücret, birçok tartışmayı beraberinde getirirken, 2025 yılı boyunca ekonomik dengelerin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.