Erzincan’a ait önemli bir şahsiyet olarak bilinen, halk arasında manevi bir önder olarak kabul edilen Terzi Baba, kendi döneminden bugünlere kadar birçok kişinin iç huzur bulması ve manevi olarak rahatlamasına vesile olmuştur. Vaktiyle Erzincan'da pek kıymeti bilinmese de sonradan büyük bir zaad olduğu anlaşılmış ve önder olarak kabul görmüştür.
Peki Terzi Baba kimdir? Kendisine dair ince detaylar...
Anadolu’nun manevi büyüklerinden Terzi Baba Hazretleri, 1780 yılında Erzurum veya Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Muhammed Vehbi olan Terzi Baba, "Hayyat Vehbi" olarak tanınmış ve 1847 yılında Erzincan’da vefat etmiştir. Bugün, mezarı ve türbesi Erzincan’da, "Terzi Baba Mezarlığı" olarak bilinen bir alanda ziyaret edilmektedir.
Terzi Baba, dünya işlerine ilgisiz, ahirete yönelik bir hayat sürmüş ve yaşamı boyunca sürekli ibadetle meşgul olmuştur. Genç yaşta temel dini bilgilerini öğrenip, ailesinin isteği üzerine terzilik mesleğini benimsemiştir. Ancak mesleğini bile, dünya malına olan ilgiden uzak bir şekilde sürdürmüştür. Dükkanında çalışırken de Allah’ı anarak her işini ibadet niyetiyle yapmıştır. Onun manevi hayatı, tasavvufa olan ilgisi ve yaşamındaki sadelik, çevresindeki insanlara örnek olmuştur.
Terzi Baba, aynı zamanda Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin halifelerinden olan Şeyh Abdullah Mekkî Efendi ile tanışarak onun talebesi olmuştur. Abdullah Mekkî Efendi Hazretleri, ona manevi bir emanet tevdi etmiş ve Terzi Baba, bu emaneti kabul ederek daha da olgunlaşmıştır. Terzi Baba’nın hayatı, maneviyatı ve öğretileri kısa zamanda büyük bir takipçi kitlesine ulaşmıştır.
Bir gün, Erzincan’a gelen bir fakir, eski ve kirli paltosunu dikip temizlettirmek için şehre gelen terzilere başvurur. Ancak terziler, fakirin haline bakarak bu işten kaçınırlar. Sonunda, Terzi Baba ona yardımcı olur. Paltosunu alıp önce yıkayıp kurutur, sonra dikerek teslim eder. O fakir zat, Terzi Baba’nın hizmeti karşısında derin bir minnettarlık hissederek dua eder. Bu olay, Terzi Baba’nın ne kadar halim, sabırlı ve insanlara yardımsever olduğunu gösteren bir örnektir.
Terzi Baba'nın büyüklüğü, sadece insanlara yardım etmekle sınırlı değildi. Aynı zamanda, halk arasında onun dini bilgisi ve derin maneviyatı da çok takdir edilirdi. Zamanla, çevredeki bozguncu kesimler Terzi Baba’nın haline dil uzatmaya kalktılar. Ancak Terzi Baba, kendisine yöneltilen dini sorulara verdiği derin ve akılcı cevaplarla, herkesin takdirini kazandı. Erzincan’daki müftü efendi, ona yöneltilen sorulara verdiği yüksek derecede doğru cevaplarla, onun bir velî olduğunu ve tasavvufi bilgisiyle herkesi aydınlattığını kabul etti.
Terzi Baba, aynı zamanda halifeler yetiştiren bir öğretmen oldu. Hafız Rüştü Efendi, Hacı Mustafa Fehmi ve Leblebici Baba, Terzi Baba’nın yetiştirdiği önemli isimlerdir. Kendisi, ayrıca Yunus Emre tarzında ilahiler de yazmış ve bu ilahilerle gönüllere dokunmuştur. "Miftâhu'l-Kenz" adlı bir eseri de bulunan Terzi Baba, ilmî ve manevi yönüyle iz bırakan bir zat olarak tarihe geçmiştir.
Anadolu’nun manevi mirasının bir parçası olan Terzi Baba Hazretleri, hem sade yaşamı hem de yüksek ahlâkıyla örnek alınması gereken bir şahsiyet olarak hatırlanmaktadır. Manevi bilgisi ve insan sevgisiyle, çağlar boyu unutulmayacak bir iz bırakmıştır.