Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin 17'nci bölümünde Ağrı'nın Diyadin ilçesinde bulunan Meya Antik Kenti ve Yukarıdalören köyünde yer alan Biligan ile Kars'taki Ani Ören Yeri'nde bulunan ve Ani mağaraları olarak bilinen mağaraların özellikleri anlatıldı.
Ağrı'nın Diyadin ilçesine bağlı Günbuldu köyündeki Meya Antik Kenti, içerisinde bulunan mağaralar ve yaşam alanlarıyla dikkati çekiyor.
Köyün batısında yer alan bir dağın sarp kayalıklarına oyularak yapılan antik kentin içinde tandırevi, yaşam alanı ve ibadethane olarak kullanılan çok sayıda mağara yer alıyor. Kayaçların aşınması sonucu peribacalarını andıran şekillerin oluştuğu antik kent, belirli dönemlerde ziyaretçilerine de kapılarını açıyor.
Tendürek Dağı yakınlarındaki Yukarı Dalören köyünde bulunan "Biligan Mağaraları" ise köy yakınındaki bir dağın güney yamaçlarında yer alıyor. Kayaların oyulmasıyla yapılan, içerisinde tandır ve yaşam alanları bulunan mağaralar, genişlikleriyle dikkati çekiyor.
Yöre halkının 1992 yılına kadar hayvanları için barınma alanı olarak kullandığı mağaralar, turizme kazandırılmayı bekliyor.
"Birçok uygarlık ve medeniyet yaşadı"
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, AA muhabirine, Diyadin ilçesi ve çevresinin volkanik arazilere sahip olduğunu ve Tendürek volkan kütlesinin burada bulunduğunu söyledi.
Diyadin'in kaplıcalar, mermer yatakları, kanyon gibi birçok doğal ve tarihi güzellikleri bünyesinde barındırdığını belirten Kaya, şöyle konuştu:
"Bu bölgede birçok mağara vardır. Mağaralar yer altında oluşmaktadır. Daha çok kireç taşı ve kalker kayaçlarının çözülmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Meya Antik Kenti ve Yukarı Dalören köyündeki Biligan Mağaraları, zeminden yaklaşık 150 metre daha yüksekte yer almaktadır. Günbuldu köyünde bulunan mağaralar aynı zamanda Meya Antik Kenti olarak geçmektedir. Bu da bize geçmişte burada birçok uygarlık ve medeniyetin yaşadığını göstermektedir."
Meya Antik Kenti'ndeki mağaraların insan eliyle oyularak yapıldığını vurgulayan Kaya, "Geçmişte şehirler kurulurken daha çok güvenlik endişesi ön planda olduğundan yüksek kesimler yerleşim yeri olarak seçiliyordu. Meya Antik Kenti'nde de bunu görüyoruz." diye konuştu.
Kaya, bölgedeki tarihi alanın defineciler tarafından tahrip edildiğine işaret ederek, turizm potansiyeli olan bu mağaraların Kültür ve Turizm Bakanlığınca koruma altına alınmasını istedi.
Kars'taki Ani Ören Yeri'nde 800'den fazla mağara bulunuyor
Kars'ta Arpaçay Nehri'nin geçtiği vadide yer alan, 884-1045 döneminde Bagratlılar, 1045-1064 döneminde Bizanslıların yönettiği Ani, 16 Ağustos 1064'te Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından fethedildi.
Tarihte Kafkaslar'dan Anadolu'ya ilk giriş kapısı olma özelliği taşıyan, 11. ve 12. yüzyıla ait Türk-İslam mimarisi eserleriyle de öne çıkan Ani, 2016'da UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne dahil edildi.
Ani Ören Yeri'nin yüzeyindeki eserlerin yanı sıra yer altında bulunan mağara ve yeraltı şehirleri de dikkati çekiyor.
Bostanlar ve Mığmığ deresinde, 693'ü tek odalı, 91'i iki odalı, 26'sı 8 odalı olmak üzere toplamda 823 mağara bulunuyor. Bölgede ayrıca 16 güvercinlik, 1 kervansaray, 3 yer altı geçidi, 1 manastır, 35 kilise, 13 mezar ve 3 kullanımı belirsiz yapı yer alıyor.
"Kesintisiz olarak 5 bin yıllık yaşam alanı"
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hayrettin Çetin, Ani Ören Yeri'ndeki mağaraların tarihi geçmişinden bahsederek, "Bu mağaralar milattan önce 3 binli yıllardan beri kullanılmaktadır. Ani Ören Yeri'ndeki Bostanlar Deresi mevkisinde yaklaşık 800 mağara var, kesintisiz olarak 5 bin yıllık yaşam alanı, çeşitli amaçlarla kullanılmış, günümüze kadar da gelmişler." dedi.
Çetin, mağaraların turizme kazandırılması için çalışmaların devam ettiğine değinerek, şunları kaydetti:
"Bu mağaraların bir çoğu erzak deposu, samanlık ya da ahır olarak kullanılmış ve halen günümüzde de kullanılmaya devam ediyor. Ani deyince sadece Ani Ören Yerindeki 800 hektarlık alanın dışında Bostanlar ve Mığmığ deresindeki mağaralar ve yer altı şehirleri de akla gelmelidir. Buradaki mağaraların hemen hepsinin bir ismi var, 7 Sütunlu, Deve Hanı, Laz Mahallesi, Ahmetlerin Evi gibi her mağaranın bir ismi var ve belli amaçlarla kullanılmış. Köylüler halen bu mağaraları kullanmaktadır. Erzak deposu, ahır ve saman odaları şeklinde kullanılmaktadır. 1950'lere kadar mağaralar daha aktif bir şekilde kullanılmaktaydı." -AA-