Erzincan’ın Abrenk Kilisesi ve dikili taşları da insanı bu havaya sokan ve buram buram tarih kokan görülesi yerlerinden. Bilmeyen ve merak edenlere bu yapı için aydınlatıcı bilgileri veriyoruz.
Erzincan’ın tarih kokan bölgelerinden birinde konuşlanmıştır Abrenk Kilisesi, Tercan ilçesine bağlı olan Üçpınar Köyü’ne oldukça yakın. Anadolu'da bulunan sağlam kalmış pek bilinmeyen bir kaç Ermeni manastırından da biri.
Günümüze sağlam bir şekilde gelen kilise, giriş kapısındaki bilgiye göre 1854 yılında inşa edilmiş. Mimari açıdan dikkat çeken Abrenk Kilisesi’nin iki dikili taşı ve bir şapeli bulunmakta.
Giriş kapısının üzerinde 1854 tarihi geçmekte
Günümüze sağlam bir şekilde gelen Abrenk kilisesi, giriş kapısındaki bilgiye göre 1854 yılında inşa edilmiş. Mimari açıdan dikkat çeken Abrenk Kilisesi'nin dikili taşlarından biri defineciler tarafından yıkılsa da, diğer iki dikili taşı sağlam bir şekilde varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Abrenk Vank Kilisesi Erzincan’ın önemli tarihî yapılarından biri. Anadolu’nun en sağlam Ermeni manastırlarından biri olan Abrenk Kilisesi’nin tarihi kilisenin kitabesindeki bilgiye göre 1854 yıllarına dayanmakta. Vank Dağı üzerinde bulunan Abrenk Kilisesi’nin dikili taşlarının varlığının 12. yüzyıla dayandığı bilinmekte. Sarp Davit Ermeni Manastırı olarak da bilinen Abrenk Kilisesi mimarisiyle göz kamaştırsa da bakımsızlık nedeniyle birçok eleştiriye maruz kalmış.
Dikili iki taş
Bu taşlar, mimarisi ve bezemesiyle dikkat çekip, XII. yy. dan sonra Selçuklu Prensi Nasurettin dönemiyle tarihlenen kitabeler taşırlar.
Erzincan'ın Tercan ilçesine bağlı Ebedük Ermeni Köyü ve Üçpınar Köyü yakınlarında Vank Dağı'nda bulunmakta. Bugünkü adını bulunduğu dağdan almaktadır. XIX. yüzyılda adı "Surp Davit (Abrank) Ermeni Manastırı"dır. Kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte, günümüze ulaşan haçkarların üzerinde 1191 ve 1194 tarihleri yazmaktadır. 1830 yılında yapılan Osmanlı hükümet kayıtlarında "Abrenk Kariyesi" olarak geçmektedir. Köyü aştıktan sonra rahat bir araba yolculuğuyla yanına kadar ulaşılabiliyor. Manastırın ana kilise ve diğer binaları yüksek duvarlarla çevrilmiş bir avlunun içinde bulunuyor. Kuzeybatı ve batı kısmında iki kapı yer alıyor. Dışarıdan bakıldığında bir kaleyi andıran manastırın üzerindeki tepede, etrafı duvarlarla çevrili bir şapel ve onun biraz uzağında da ikisi ayakta duran biri de yere devrilmiş, üç haçkar vardır. Bu derece ayakta kalabilen nadir manastırlardan. Önündeki düzlükten de bir pınar akar. Manastırın duvarlarının dışında kemerli bir yapı var. Bu yapı büyük İhtimalle bir çeşmeydi ve belki de eskiden bulunan pınar buradan akıyordu. Bu sebeplerden eşsiz bir görünüme ve yapıya sahip.
Tarih tutkunları için mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Yolunuz düşerse mutlaka gömenizi tavsiye ederiz.
