Zekât, İslam’ın temel ibadetlerinden biri olup, malın belli bir kısmının ihtiyaç sahiplerine verilmesi gerektiğini ifade eder. İslami kaynaklara göre, fakir olan kardeşlere zekât verilebileceği gibi, onların çocuklarına ve daha geniş akraba çevresine de zekât verilmesi mümkündür. Bu durum, geniş bir yelpazede yer alan hısımları kapsamaktadır: Kardeşler, kardeş çocukları, amca, dayı, hala ve bu kişilerin çocukları da zekât alabilir.
Üstelik zekât verirken yoksul akrabalara öncelik vermek, çok daha faziletli kabul edilir. Bunun nedeni, zekât vermekle birlikte sıla-i rahim (akrabalık bağlarını güçlendirme) görevini de yerine getirmiş olmaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Fakire verilen sadaka için bir ecir vardır. Ancak sadakasını akrabasına veren için iki ecir vardır: Hısımlık ecri ve sadaka ecri.” Bu hadisten, hem zekât hem de akrabalık ilişkilerinin öneminin vurgulandığını anlamaktayız.
Bu nedenle, fakir kardeşlere zekât vermek sadece bir yardımlaşma değil, aynı zamanda büyük bir sevap kaynağıdır. Hem İslam’ın ibadetlerini yerine getirme hem de akraba ilişkilerini güçlendirme adına böyle bir adım atmak son derece kıymetlidir.
Sadaka ve Zekat Arasındaki Fark Ne?
Sadaka çeşitlerine baktığımızda zekat vermenin de sadaka çeşitleri arasında yer aldığını görürüz. Zekat ve Sadaka arasındaki farkı anlayabilmek için ise aslında sadaka çeşitlerine bakmak gerekir. Sadaka çeşitleri niyete göre değişkenlik gösterebilmektedir. Ancak bu sadaka çeşitleri arasında zekat vermek farzdır. Zekat vermeyi diğer sadaka çeşitlerinden ayıran en önemli farktır. Ayrıca zekat vermek farz olduğu için belirli İslami şartlara uygunluk aranmaktadır. Ancak özellikle nafile sadakada isteyen her Müslüman sadaka verebilir.