Cinayet kurbanlarının cinsel kimliği önemli olmamakla beraber, sürekli kadın cinayeti olarak işlenmesinin sebebi hiç şüphesiz daha çok kadınların yaşam hakkının ihlal edilmesi. Çeşitli kaynakların verilerine göre 2024 yılı Ekim ayına kadar 296 kadın öldürüldü. Bu sadece bilinen ve fiili olarak ölümü gerçekleşmiş kadınları ifade eden bir istatistik.

Öte yandan sadece duyulmadığı için bu istatistik verilerine giremeyen kadınlar da var.

Son Başbakan Binali Yıldırım’a Fahri Doktora Unvanı tevdi edildi Son Başbakan Binali Yıldırım’a Fahri Doktora Unvanı tevdi edildi

En önemlisi de fiilen ölmemiş ancak yaşarken ölmüş kadınlar ve onların çocuklarını, ailelerini, sevenlerini yansıtan hiçbir somut veri bulunmaması. Sevgilileri tarafından tehdit edilen genç kızlar. En yakınları eşleri tarafından tehdit edilen kadınlar. Üstelik bu tehditler yalnızca kadınların kendi canlarına yönelik de değil. Ailelerine sevdiklerine, çocuklarına belki itibarlarına karşı yapılan tehditler. Keyfi olarak özgürlüğünün kısıtlanması, sözleriyle duygularının öldürülmesi ve daha fazlası…

EN ÇOK KİM ÖLDÜRÜLÜYOR? EN ÇOK KİM ÖLDÜRÜYOR?

Toplumun durdurulamayan en büyük sorunlarından biri olan kadın cinayetleri işlenirken ne ölenin ne de öldürenin eğitim durumu ekonomik durumu, statüsü, ideolojik yapısı, etnik kökeni, kültürü fark etmeksizin bu cinayetler yaşanıyor.

Peki, kadın cinayetlerinin bu denli artmasının sebebi ne? Yoksa aslında zaten fazlaca yaşanan bu durum artık sadece duyuluyor mu? Yaşanan tüm suçlara ağır cezalar verilmeli ancak yaşama hakkını ihlal suçu için yasalarda mutlaka düzenlemeye gidilmeli.

Toplumda cezayla dahi önlenemeyen bu kalıplaşmış yapının değiştirilmesi için çocukluktan itibaren köklü bir sosyolojik çalışmaya ihtiyaç olduğu bir kesin.

Editör: Yasemin Dülgeroglu