YAŞAM

Rüyalarımızı neler etkiliyor? Uyuduğumuzda ruhumuz nereye gidiyor?

İnsan uyuduğunda ruhu nereye gider? Rüyayı günlük yaşantımızdaki meşguliyetlerimize göre mi görüyoruz? Yani gördüğümüz rüyaları neler etkiliyor?

Abone Ol

Günün yorgunluğunu atıp yeni bir güne merhaba diyebilmek için bize bahşedilen uyku hali, bedenimizi şarj etmemiz ve zinde olabilmemiz için gerçekleştirdiğimiz bir eylem. Her insan uyku halinde bir takım rüyalar görür görmesine ama bu aleme ruhumuz gerçekten gider mi, gördüğümüz rüyaların temel kaynağı ne diye de merak etmeden duramaz. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar bir türlü net olarak açıklanamayan rüya ve ruh ilişkisi hakkında hem dini hem de bilimsel açıklamaları  merak edenler için bir araya getirdik.

İnsan uyuduğunda ruhu nereye gider? Rüyayı günlük yaşantımızdaki meşguliyetlerimize göre mi görüyoruz? Yani gördüğümüz rüyaları neler etkiliyor?
Ruh, parlak bir nur gibi âlemde gezer. Bu gezinti esnasında âlemde gördüklerini bazan beyne aktarır. Bu esnada rüya görülür. Rüyâlar görülmeyen alemlerin kapısını aralayan şifreler gibidir.

Ölümün küçük kardeşi olan uyku, Allah tarafından bir "dinlenme vasıtası" kılınmıştır. Uykudayken, gün boyu çalışan bütün âzalarımız dinlenir. Başta göz, kulak, el, ayak, kemikler, kaslar, sinirler, damarlar, kalb, ruh olmak üzere, bütün zahirî ve bâtınî duygular, hasseler ve organlar istirahata çekilir. Bu tatil esnasında, yani insanın uykuya dalması sırasında ruhun cesetle irtibatı belli bir ölçüde kesilir.

Rüya kelimesi Arapça menşelidir ve kökü "rü'yet"tir. Ekseriyet gözle görmek "rü'yet" kelimesiyle ifade edilir. Rüya ise beyinle görmektir. Daha doğrusu ruhun gördüklerini beyine aktarmasından sonra hafızada kalanlardır. İnsan yüzündeki gözüyle sınırlı âlemleri görebilir. Ama ruh ve kalb vasıtasıyla şu madde gözüyle göremediği âlemleri de görebilir.
Nasıl odamızdaki hava zerrelerinde saklı yüzlerce, binlerce televizyon ve radyo istasyonlarının yayınladıkları görüntüleri ve sesleri ancak görüntüyü ve sesi görünür ve işitilir hale çevirebilen cihazlar vasıtasıyla idrak edebiliyorsak; gözle görülmeyen âlemleri de ruh ve kalb vasıtasıyla idrak edebiliriz. İşte rüyâlar da o görülmeyen "alemlerin kapısını aralayan şifreler gibidir.

Rüya, Hz.Âdem Aleyhisselam zamanından beri varolan, konuşula gelen, insanların devamlı birbirine aktardığı, üzerinde pek çok ilmî çalışmalar yapılan, hakkında yüzlerce, binlerce eser yazılan, yüzlerce rüya tâbirnamesi yayınlanan bir "gerçek"tir. Peki rüya nedir? "Rüya gerçeği" ile ilgili bilmemiz gereken "temel gerçekler" nelerdir?

Allahu Azimüşşan, peygamberliğinin ilk devresinde sadık rüyalar vasıtasıyla sevgili Resûlünü (asm) büyük vazifeye hazırlamıştır. O rüyâların ertesi sabah veya birkaç gün sonra aynan tahakkuk etmesi, peygamberliğin mühim delillerindendi.

Yusuf Aleyhisselam'ın rüyası:

Rüya, Yusuf Aleyhisselam'ın hayatında mühim bir yer tutar. Onun kardeşleri tarafından kuyuya atılmadan önce görmüş olduğu rüyanın tabiri yıllar sonra aynen çıkmıştır. Cenab-ı Hakk'ın kendisine rüya tabirini öğrenmeyi lutfettiği Hz.Yusuf Aleyhisselam, bu "rüya tabiri bilgisi" vasıtasıyla Mısır Azizi olmuştur. Cenab-ı Hak, Peygamberinin o makama gelmesinde rüyâyı bir vasıta kılmıştır. Kur'an-ı Kerim'de Yusuf Suresinin birçok âyet-i kerimesinde bu maceralar ve rüyanın bu maceradaki yeri anlatılmaktadır.

Hadis-i Şeriflerde rüya:

Sevgili Peygamberimiz (asm) sabah namazlarından sonra ashabına dönerek rüya gören olup olmadığını sorar, anlatılan rüyaları tâbir ederlerdi. Rüya gören yoksa kendi rüyasını anlatır ve tâbir ederlerdi.

Peygamber Efendimizin (asm) rüya ile ilgili hadis-i şeriflerinden bazılarına bakalım:

"Rüya nübüvvetin kırk altıda biridir. Salih kimse tarafından görülen gizli rüya, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır." (Buharî, Ta'bir 4, 5; Muvatta, Rüya 3; Ebu Davud, Edeb 96)
"Güzel rüya bir müjdedir. Onu Müslüman olan görür veya kendisine gösterirler." (İbn Mace, Tabir 1)
"En sâdık rüya, seherlerde görülen rüyadır." (İbn Mace, Tabir 1Tirmizî, Rü'ya 3)
"Rüya yorumlanacağı şekilde gerçekleşir. Bu tıpkı ayağını yerden kaldırıp da ne zaman (onu tekrar) yere bırakacağını bekleyen bir adamın haline benzer. Onun için, biriniz rüya gördüğü zaman onu ancak öğüt veren bir adama yahut bir âlime anlatsın ve ona yorumlatsın." (İbn Mace, Tabir 6)
“Zaman yaklaşınca mü’minin rüyası yalan çıkmaz. Mü’minin rüyası nübüvvetin kırk altı cüzünden biridir.” (Buhârî, Ta’bîr 26; Müslim, Rü’yâ 6)
"Rüya üç kısımdır. Biri Allah'tan müjdedir. Biri nefsin konuşmasıdır. Biri de şeytanın korkutmasıdır. Biriniz, hoşuna giden bir rüya görecek olursa, dilerse onu anlatsın. Eğer hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu kimseye anlatmasın, kalkıp namaz kılsın." (İbn Mace, Tabir 3)
"İyi rüya Allah'tandır. Kötü rüya şeytandandır. Bir kimse hoşlanmadığı bir rüya görürse sol tarafına üç defa tükürsün ve şeytandan Allah'a sığınsın. Böylece o rüya zarar vermez." (Buharî Tıbb 39; Müslim, Rüya 5)
"Sizden birisi sevdiği rüyayı görürse bilsin ki o allah tarafından ikazdır... Rüyayı gören Allah'a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Sevmediği bir şeyi görünce de muhakak ki, bu rüya şeytandandır. Rüyayı gören rüyanın şerrinden Allah'a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin, böylece o rüya sahibine zarar vermez." (Buhârî, Ta’bîr 3, 46; Müslim, Rü’yâ 3; bk. Tirmizî, Daavât 52; İbni Mâce, Rü’yâ 3)
“Sizin en doğru rüya görenleriniz, en doğru söyleyenlerinizdir.” (Müslim, Rü’yâ 6)

Rüyalarda mekân sınırı olabilir mi?

"İnsanoğlu, ömrünün üçte birini uykuda geçirmektedir. Uyku sırasında hemen her insan rüya görür. Rüyalar genelde uykunun REM döneminde çok kısa bir zaman diliminde görülür. Bu esnada göz kapaklarında titremeler olur. Eğer birinin uykuda iken göz kapaklarının titrediğini görürseniz o esna da rüya gördüğünü düşünebilirsiniz.
Rüya görülen zaman süresi çok kısa ve bir dakikayı geçmemesine rağmen görülen şeyleri, saatlerce anlatabilirsiniz. Hatta rüya içinde rüya bile görebilir ve her şeyi açıkça hatırlayabilirsiniz. Dolayısı ile rüya'da zaman sıfırdır ve zaman mefhumu süre tanımaz. Rüyada insan başlı başına başka bir boyuta geçer. Burada zaman ve mekân sınırı yoktur. Kişi bir saniye ara ile İstanbul da ve Newyork ta olabilir. Yaşamının herhangi bir kesitine gidebilir. Rüyaların gerçek hayatla bağlantısı, hep merak edilen ve araştırılan bir durum olmuştur."

Rüyalara müdahale etmek mümkün mü?

"Halk içinde kimi rüyaların, gerçek hayatta olacaklar için işaretler taşıdığına inananlar çoğunluktadır. Ancak gerçekçi olmak gerekirse rüyalar gelecekten değil, geçmişten haber verirler. Rüyalara bakarak kehanetlerde bulunmak, gelecek hakkında yorumlamalar yapmak modern bilimin kabul ettiği bir durum değildir. Rüyaları ilaçlarla engellemek mümkündür ama rüya görülmesini sağlamak kolay değildir.

Bir kişinin rüya ısmarlaması ya da bir kişiye önceden tasarlanan görüntülere sahip belli bir takım rüyaların gördürülmesi bugün ki nöroteknoloji ile imkânsızdır. Dolayısıyla kişinin rüyalarına müdahale etmek ve onu önceden tasarlanmış senaryoya uygun rüya gördürmek mümkün değildir. Bugün ki, nörofarmakoloji ile insanlara kâbus yaşatabilirsiniz ama istenilen bir rüyayı görmesini sağlayamazsınız.

Fakat ''başlangıç'' filminde olduğu gibi ekip halinde herkesin aynı rüyayı görmesi suretiyle bilinçli hayatta ki gibi herhangi bir eylem ya da icraat yapılamaz. Rüyaların ne içine ne de dışına girilemez, müdahale edilemez. İnsanlar genellikle son günlerdeki önemsenen olaylarla alakalı rüyalar görür ama bunları kontrol edemez. Ben şu rüyayı görmek istemiyorum da diyemez."

Rüya Halüsinasyon ilişkisi nedir?

"İnsanlar bilinçli durumdayken rüya görmezler. Uyanıkken görülen gerçek dışı görüntüler rüya değil, (sanrı)halüsinasyondur. Halüsinasyon olayı, limbik sistemin kişi uyanıkken bilince getirdiği gerçek dışı görüntülerdir. Bu durumda kişi de bir psikoz tablosu vardır. Limbik sistemle beraber derin beyin merkezlerinde patolojik bir işleyiş söz konusudur. Halüsinasyonlar, bazen kişinin ya da çevresinin hayatını da tehdit edebilir.
Bu yüzden acil olarak tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Hülasa, rüyalar bilinçaltını ele geçirip insanı yönlendiremez. Elbette rüyaların etkisinde kalırız ama rüyaların bilinçlilik durumuna baskın olması veya bilinçaltını esir alması mümkün olan bir durum değildir. Bazı araştırmacılar da rüyaların, uyku esnasında görülen halisünasyonlar olduğunu, bu halüsinasyonların bilgi organizasyonu, gereksiz bilgileri unutma, RNA sentezi, uzun süreli hafızanın yerleşmesi, günlük psikolojik sorunların halledilmesi açısından çok önemli olduğunu iddia etmektedirler."

Hipnoz rüyadan farklı mıdır?

"Kişinin rüyasına girerek, bilinçaltında ki gizli bilgileri çalmak ya da bir takım başka bilgileri enjekte etmek hayalden öteye gidemez. Ancak bu durum hipnozla mümkün olabilir. Hipnoza alınan kişi ya da kişilere istenilen her görüntü ya da olay yaşatılabilir. Bir nevi psikoanalitik yöntemle bilinçaltına inilerek psişik şartlama yapılabilir.
Böylece özetle ''beyin yıkaması'' dediğimiz olay gerçekleştirilebilir. Üst üste hipnoz seansları ile kişi bir olaya ya da bir ideolojiye inandırılabilir. Ancak burada önemli olan bir nokta da hipnoz olan kişinin, yapan kişiye bilincini açmasıdır. Hipnoz olmak istemeyen bir kişiye hipnoz yapmak neredeyse imkânsızdır. Hipnoz olsa bile kişiliğine ters gelen bir durumda hemen uyanabilir."

Rüyalar bilgisayar ortamına aktarılabilir mi?

"Rüyalarla ilgili bilimsel birçok çalışma halen devam etmektedir. Mesela Japonya da rüya esnasında retinaya gelen sinyaller özel bir programlama diliyle dijital ortama aktarılmaya çalışılarak beyin-rüya ilişkisi çözülmeye çalışılmaktadır. Belki de ilerde uyku esnasında dijital ortama kaydedilmiş kendi rüyalarımızı bilgisayardan izlememiz mümkün olabilecektir. Bu durumda bir arkadaşımıza dünkü rüyamı maille gönderiyorum, bir yorumla bakalım diyebileceğiz.
Ayrıca Cape Town Üniversitesindeki araştırmacılar, fonksiyonel MRI ve PET (Pozitron emisyon tomografi) teknikleri ile rüya fizyolojisi üzerinde çalışmaktadırlar. Burada elde edilen verilere göre rüya esnasında, derin beyin yapıları ve limbik sistem aktif bir şekilde çalışırken, mantıklı ve sağlıklı davranış tarzlarımızı şekillendiren ön korteks bölgesi pasif bir bekleyiş sürecini yaşamaktadır.

Rüyalarda birçok mantıksız olayın cereyan etmesi de ön korteks bölge denetlemesinin devreye girmemesinden kaynaklanıyor olabilir. Birçok Antidepresan ilacın rüyaları inhibe ettiğine yani rüya görmeyi engellediğine ya da rüyaları asgariye indirdiğine inanmaktayız. Dışardan alınan biyolojik ajanlarla rüyaların engellenmesi aynı zamanda beyinin bir rüya nöro kimyası olduğunu göstermektedir."

Rüya esnasında ruh beden ayrılıyor mu?

" Rüya esnasında ruh bedenden ayrılıyor mu, ayrılmıyor mu? Nasıl bir beyin enerjisi vuku buluyor? Sorularını hala tartışmaktayız. Olayın mistik ve bilimsel boyutları vardır. Kanaatimce, rüya ile zihinsel fonksiyonlara çekidüzen de verilmektedir. Aşırı zihinsel ve bedensel enerji, rüya yolu ile deşarj edilmektedir. Nitekim kimi insanlar rüya esnasında cinsel içerikli rüyalar da görebilmektedir."

Rüyalar hafızamızda ki bilgi kalıntıları olabilir mi?

"Uyku esnasında beynimizin hafıza ve kayıt bölgesinin düzenlenmesi gerçekleştirilir. Yeni öğrenilen şeylerin organize edilmesi ve kayıtlamasının yapılması mümkün olur. Bu nedenle hafızanın düzenlenip kayıtlanması ve organizasyonu için uyku çok önemlidir. Yeni bilgilerin depolanması için, eski ve önemli olmayan kayıtların silinmesi gerekir. İşte uyku esnasında önceden depolanmış bilgiler silinirken bunların bir kısmı da rüya şeklinde iç dünyamıza yansır.
Diğer taraftan rüyaların bir tasavvuf boyutu da söz konusudur. Halk arasında sevilen erdemli veli kişilerin, gördükleri rüyaların, yaratıcıdan mesaj niteliğinde olduğu ve gelecekten haber verdiğine inanılmaktadır.
Freud'a göre bilincin gizlediği, tamamen sakladığı olgular ortaya çıkabilmek için yol aramaktadır. Bunlardan bazıları da rüyalar haline girerek kendilerini göstermektedir."

Rüyalar ilham kaynağı olabilir mi?

"Rüyalar aslında, tamamen boş şeyler de değildir. Rüya, birçok bilim adamına fikir ve ilham kaynağı olmuş birçok icat rüya esnasında keşfedilmiştir. Kakule'nin benzenin altıgen (hexagon) yapısını bulması, Mendeleyev'in periyodik tabloyu bulması, John Van Newman'nın bilgisayarların temelini atan buluşlarını yapması, Norbert Weiner'in radarı bulması, Einstein'ın rölativite kuramı ile ilgili bazı gerçekleri formülize etmesi, Tesla'nın bazı buluşları hep rüya sırasında gerçekleşmiştir. Beethoven, Mozart, Schumann ve Saint-Seans gibi ünlü kompozitörler, bestelerinin bir kısmını rüyalarında görerek notaya almışlardır."

Uykuda ve baygınlıkta ruhun faaliyetleri farklı mıdır?

Uykuda ve baygınlıkta ruhun faaliyetleri arasından ne gibi farklılıklar vardır? Uykuda gördüğümüz rüyalar neden insanın aklında kalıyorda baygınlıkta olanlar kalmıyor?

Ruhun ne olduğu ve nasıl faaliyet ettiği konusu en karmaşık konulardan biri olup, şimdiye kadar insan bilgisi onu anlamaya kadir olmamıştır. Öyle ki, bazılarının dediğine göre bilim insanları ruhun hakikatı ve ona ait meselelerde bin taneye yakın görüş belirtmişlerdir.

Kur’an-ı Kerim’de insanın ruhu tanıyamayacağını vurgulayarak şöyle buyuruyor: ‘Ve sana ruhu soruyorlar; de ki: Ruh, Rabbimin işindendir ve zaten size pek az bir bilgiden başka bir şey de verilmemiştir.’ 
Bununla birlikte ayet ve rivayetlerin yardımıyla ruhun, beden ve cismin aksine mücerret ve maddenin özelliklerine sahip olmayan bir varlık olduğunu anlıyoruz. Yani, zaman ve mekanla sınırlı değildir. Ruhun bedenle olan irtibatı ve bağlılık şekli uyanık halde, uykudayken ve yine uykuda ve ölüm zamanında bedenden ayrılırken meydana gelen durumları birbirlerinden tamamen farklıdır. Kur’an şöyle buyuruyor: ‘Allah, ölüm zamanında, ölenin ruhunu alır, ölmeyecek kişinin de uyuduğu zaman; ölümün mukadder olanın ruhu, gerçekten de geri vermez, öbürünün ruhunuysa muayyen ve mukadder bir zamana dek yollar... 

Kur’an-ı Kerim ölümden Teveffa  diye bahsetmektedir. Teveffa, almak, geri almak demektir. Başka bir ifadeyle Allah, kuluna verdiği canı ondan geri almaktadır. Canın alınması ise iki merhalede olur: 1) Uykudayken zayıf merhale, 2) Ölünce güçlü merhale.

Kısacası insan uykudayken bedeninden ayrılan ruh nasıl bir ruhtur ve o ruhun ne gibi etkileri vardır, ruh alındığı zaman alametleri nelerdir gibi sorular çok merak uyandıran sorulardır. Çünkü uyku sırasında insanda fazla bir değişiklik olmuyor. Sadece idrak ve bedensel kuvveleri zayıflamaktadır. 

İleride de değineceğimiz gibi fizyoloji ve pozitif bilimlerinin uzmanları uyku ve rüya hakkında araştırma yaparken insanın uyurken ölüme yakın olduğu gerçeğini anlamışlardır. Ancak onların araştırması ruhsal boyutla değil yalnızca cismi boyut ve bedensel değişikliklerle ilgilidir. Onlar uykuyu hafif (REM) ve derin (NREM) olmak üzere iki evreye ayırmışlardır:
a) Rahat uyku denilen kısa dalgalı veya NREM uyku. Bu evrede beyin istirahat durumuna geçer, beyin dalgaları rahatlama frekansı verir ve gündelik yorgunluk bedenden çıkar. Rahatlama uykusu yatağa ilk girdiğimizde uzun çekmektedir. Ama doksanlı dakikalardan sonra yavaş yavaş azalır.
b) Hafif uyku ya da Rem uykusu: Bu evredeki uyku bedende çelişkili olayların meydana geldiği uykudur. Zira beyinden hızlı ve faal dalgalar yayılmaktadır ki bu, uyanıklık zamanına benzemektedir. Göz ise kapalı göz kapaklarının arkasında uyanık zamandaki gibi sağa sola, yukarı aşağı hareket etmektedir, ama beden hareket etmemektedir. Gerçekte kaslar adeta felç olmuştur. Bu zamanda rüya görürüz. Bu evre doksan dakikalık bölümün ikinci yarısıdır.
Gözlerin hızlı bir şekilde titremesinin görülmediği ‘derin uyku’ dört evreye ayrılmaktadır. Toplam olarak insanın uykusu beş evredir ve birbirlerinden farklıdırlar. Beyinin elektrik dalgaları bu evrelerde değişiktir. Ve bu iki evre sırayla uyku süresince tekrarlanmaktadır. 

‘Rem uykusu boyunca felç benzeri bir durum yaşarız ve daha çok beyin ve ilik nöronlarının hareketi engellenir. Bu durumda beyin çok faaldır. Beyindeki kan akımı ve oksijen tüketimi çoğalır. 
Yine ‘Rem evresinde kalp ve solunum hızı, tansiyon, erkeklerde cinsel organın sertleşmesi ve kadınlarda vajinal kan akımı gibi iç organlara ait tepkimeler çoğalır. İç salgılar (kalp krizi ihtimali) ve bağırsakların faaliyeti çoğalır. 
‘Rem uykusu sırasında acaip bir durum gözlemlenir. Düzensiz kalp atışları genelde bu evrede görülür. Yine kalp hastalığı olanlar için bu aşamada kalp krizi olabilir. Geceleri (uykuda) gerçekleşen ölüm oranı gündüzden daha fazladır. 

Neden Bazı Rüyalar Aklımızda Kalır?

Araştırmalar, Rem uykusundan uyandıktan sonra deneklerin rüyalarını anlatmaya başladığını göstermektedir. Oysa NREM uykusundan uyandıklarında bir şey hatırlamıyorlar. 
‘Bazıları rüya görmedikleri konusunda ısrar ediyorlar. Ama yanılıyorlar. Herkes rüya görür, ancak görülen rüyaların çoğu unutulmaktadır. İnsan rüya gördüğü sırada veya ondan hemen sonra uyanmazsa rüyasını hatırlamaz. Yıllardır rüya görmediklerini söyleyen kimselerin çoğu, denemelerde Rem uykusu sırasında uyandıklarında uykuda gördükleri açık ve canlı şeyler kendileri için hayret vericidir. 

‘Sadece uyku gördüğümüz sırada (veya ondan hemen sonra) uyandığımızda rüyalarımızı hatırlayabiliyoruz. Bu sırada dikkat eder ve gördüğümüz rüyayı hatırlamaya çalışırsak sonradan onun bir kısmı aklımıza gelir. Yoksa rüyamız geçici olur ve hemen unutulur gider. Rüya gördüğümüzde onu hatırlamamamızda mümkündür. 
Genel olarak diyebiliriz ki: ‘Uyku, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Ve bu ayrılma bazen güçlü, bazen zayıf; bazen uzun süreli, bazen de kısa süreli olur. Baygınlıkta ise ruhun bedenle irtibatı zayıftır. Süresi ilacın ve ameliyatın çeşidine göre değişse de bayıltıcı ilaç bedene derin bir etki bıraktığından bedenle ruhun irtibatını çok zayıf bir düzeyde tutar. İlaç bedenin faaliyetini o kadar azaltıyor ki, sanki ruh aletsiz ve bedensiz dolaşmaktadır. Bu yüzden beden, ruh için alet olma özelliğini kazanmadığı sürece ruhun ona yönelmesi çok zayıf olcaktır. Buna göre baygınken ruhun bedenden güçlü bir şekilde ayrılması ve ruhun bedene zayıf bir yönelişi hatta ağır ameliyatlar ve en zor yaralarda bile ruhu etkilemediğinden insanın uyanmasına neden olmuyor. 

Yukarıda söylenenleri dikkate aldığımızda şu sonuçlara ulaşırız:

1- Ruhla bedenin ilişkisi, sadece uykuda değil, uyanık haldeyken bile ne şekilde olduğu bilinmemektedir.
2- Yalnızca Rem uykusu merhalesinde görülen rüyalar hatırlanmaktadır, normal rüyalar çok az hatırlanmaktadır. Bu evrede görülen rüyaların hatırlanmasıda rüya görüldükten sonra hemen uyanmaya bağlıdır.
3- Normal merhalede görülen rüyaların hatırlanmamasının nedeni bu merhalede uyku derindir ve ruhun bedenden ayrılması Rem uykusuna nazaran daha şiddetlidir. Dolayısıyla baygınken ruhun bedenle irtibatı çok zayıftır. Ayrıca baygın kimse yavaş yavaş ayılmaktadır. Bu yüzden görülebilecek rüyalarda akılda kalmıyor.

Bilim ve din konuyu bu şekilde açıklıyor. Şu bir gerçek ki peygamber efendimizin de bildirdiği üzere ruh hakkında bazı bilgiler elde edilebilir fakat ruhun bilgisine tam olarak erişmek ve onu anlamak hiçbir zaman tam olarak mümkün değil. Ruhun gizemi tam olarak çözülemeyeceği için rüyalarında sırrının tam olarak çözülmesi bu sebeple imkânsız.