Son yıllarda oldukça artış gösteren kanser vakaları insanların korkulu rüyası haline geldi. Peki kanserin sebepleri, belirtileri ve bu hastalığa karşı alınacak önlemler neler? Uzmanların konu hakkında verdikleri bilgileri bir araya getirerek oluşturduğumuz haberimizde bu hastalığa karşı nasıl savaşmamız gerektiğini de sizlerle paylaşıyoruz.

Kalp ve damar hastalıklarından sonra en yaygın ölüm nedeni olan kanser, önemi giderek artan sağlık problemlerinden biridir. Özellikle batı toplumlarında her yıl yaklaşık olarak 300 kişiden 1'inde kanser hastalıkları meydana gelirken bu oran 60 yaş üzeri kişilerde yaklaşık 5 kat artış gösterir. Bu oranlar doğrultusunda 60 yaş üzerinde bulunan 100 kişiden 2'sinin kanser hastalıkları ile karşılaştığı ve en sık karşılaşılan kanser hastalığı çeşidinin ise kadınlarda meme erkeklerde akciğer kanseri olduğu söylenebilir

Kanserin oluşması

Kanser oluşumu 3 farklı bölünme evresinde gerçekleşir. Birinci evre hiperplazi olarak adlandırılır ve bu evrede hücrelerin yapısında herhangi bir bozulma gözlenmez; yalnızca kontrolsüz bir bölünme meydana gelir. İkinci evre dizplazi evresidir ve hücrelerin yapısı bu evrede bozulmaya başlar. İkincil mutasyon evresi olarak da adlandırılan bu evre tümör oluşumunun ve anormal doku kitlelerinin meydana geldiği ilk evre olarak tanımlanabilir. Oluşumun üçüncü evresinde artık bir kanser dokusunun varlığından söz etmek mümkündür. Bu evrede hücreler kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya devam eder, büyümeyi sürdürür ve daha büyük kitleler oluşturur. Kötü huylu tümörler uzak doku ve organlara yayılma kabiliyetini bu bölünme evresinde elde ederler. 

Gen mutasyonlarına ne neden olur?

Gen mutasyonları doğumda mevcut olabilir. Yani ailevi olarak gen mutasyonu taşıyor olabilirsiniz. Çoğu gen mutasyonu doğumdan sonra meydana gelir. Sigara, kimyasal maddeler, virüsler, obezite ve kötü yaşam koşulları gen mutasyonunu tetikleyebilir.

Kanser Gelişimindeki Risk Faktörleri Nelerdir?

Kanser oluşumunda gen mutasyonlarının etkisinden bahsetmiştik. Bu mutasyonların gelişmesine neden olan bazı risk faktörleri vardır. Bunlar:

Yaş: Kanser her yaşta görülebilir. Ancak ileri yaşlarda görülme sıklığı artar.

Alkol: Aşırı alkol tüketmek bazı kanser türleri için risk faktörüdür.

Bazı kimyasal maddeler: Aflatoksinler, arsenik, asbest, benzen, berilyum, kadmiyum, kömür katranı, solunabilir silika, formaldehit, kömür sobası dumanı gibi pek çok kimyasal kanser riskini artırır.

Kronik iltihap: Kronik iltihap DNA hasarını başlatabilir. Bu durum zamanla kanser gelişmesine neden olabilir. Ülseratif kolit ve crohn hastalığı olanlarda kalın bağırsak kanserinin daha sık görülmesi buna örnek gösterilebilir.

Hormonlar: Kadınlarda doğal yollardan uzun süre östrojene maruz kalmak veya menopoz sonrası östrojen ile tedavi edilmek ile artan meme kanseri ve endometriyal kanser arasında ilişki olduğu gözlenmiştir.

 Bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi: Organ nakli sonrası kullanılan ilaçlar ve HIV enfeksiyonu nedeni ile bağışıklık sistemi zayıf düşebilir. Bu durumda bağışıklık sistemi anormal hücreleri yakalayıp yok edemez. Bağışıklık sistemi baskılanmış insanlarda görülen kanser türleri vardır.

 Virüsler: Bazı virüs enfeksiyonları ile kanser türleri arasında ilişki vardır. Bunlara örnek: EBV, hepatit B ve hepatit C, HPV, HIV dir. Mide mikrobu olarak adlandırılan Helikobakter Pilori ile mide kanseri arasında ilişki olduğu gösterilmiştir.

 Obezite: Obezitesi olan insanlarda meme, kalın bağırsak, rektum, rahim zarı, yemek borusu, böbrek ve pankreas kanseri gelişme sıklığında artış olduğu gözlenmiştir.

Radyasyon: Maruz kalınan radyasyon DNA hasarı yaparak kanser riskini artırmaktadır.

Güneş ışığı: Güneş ışığı ve bronzlaşma için kullanılan ışınlar ultraviyole radyasyon yayar. Bu durumda cildin yaşlanması kolaylaşır ve cilt kanseri oluşma riski artar.

Tütün: Tütün kullanımı veya tütün dumanına maruz kalma ile DNA hasarı arasında ilişki vardır. Tütün kullananlarda akciğer, gırtlak, ağız, yemek borusu, mesane, böbrek, karaciğer, mide, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanseri görülme sıklığı artmaktadır.

Kanser Belirtileri Nelerdir?

Her bel ağrısı fıtık değildir! Her bel ağrısı fıtık değildir!

Günümüzde kanser hastalığı tüm dünyada ölüm nedenleri arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada gelmektedir. Kanser taramaları sayesinde erken teşhis pek çok kanser hastasının öngörülenden daha uzun yaşamasını sağlıyor. Diğer bir deyişle kanserde erken teşhis hayat kurtarıyor. Kanser belirtilerini bilmek hastaların erkenden hekime gitmelerini ve gereken araştırmaların yapılmasını sağlıyor. Gelin kanser hastalarında yaygın görülen 5 belirtiye birlikte göz atalım:

Açıklanamayan kilo kaybı: Beslenme tarzınızda ve aktivitenizde belirgin değişiklik yapmadan kısa sürede hızlı kilo verirseniz mutlaka doktora başvurun. 10 kg ve üstü kilo kaybı dikkat çekicidir. Her kilo kaybı kanser olduğunuz anlamına gelmez ancak araştırılmasında fayda vardır.

Halsizlik ve yorgunluk: Burada bahsedilen yorgunluk yorucu bir iş gününden sonra hissedilen yorgunluktan farklıdır. Kişi yeteri kadar uyusa ve dinlense dahi kendini aşırı yorgun ve bitkin hisseder. Bunun nedeni kanser hücrelerinin vücudun enerji kaynaklarını tüketmesidir. Yorgunluk ve halsizlik yaşam kalitenizi düşürecek kadar fazla ise hekime başvurmalısınız.

Ateş: Ateş pek çok enfeksiyon hastalığına eşlik eden bir belirtidir. Kanser hastalarında ateş sebepsizdir yani bir enfeksiyon hastalığı belirtisi yoktur. Ateş özellikle geceleri olur ve terleme ile birliktedir.

 Ağrı: Ağrı sebepsiz olmaz. Mutlaka bir problemin habercisidir. Ağrı kanser dışında pek çok sebepten meydana gelebilir. Kanser hastalarında ağrı şiddetli ve kroniktir. Kanser hastalarında ağrının ortaya çıkmasının sebebi kanserli dokunun yaptığı basınç, metastaz ve kanserin yaydığı kimyasallar nedeniyle olur. Vücudunuzun belli bir bölgesinde geçmeyen şiddetli ağrınız varsa hekime başvurmalısınız.

Cilt değişiklikleri: Cilt tüm vücudumuzu kaplayan en büyük organımızdır. Ciltte görülen solukluk, sarılık, morarma mutlaka dikkat gerektirir. Derimizde bulunan benlerde yaşanan renk ve şekil değişiklikleri uyarıcı olmalıdır.

En sık görülen kanser belirtileri bu şekilde. Ancak tutulan organa göre farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar:

Meme: Memede veya koltukaltında ele yumru gelmesi, memede renk ve şekil değişikliği, memeden akıntı gelmesi, meme başının çekilmesi dikkat edilmesi gereken belirtilerdir.

İdrar kesesi: İdrar yaparken ağrı ve idrardan kan gelmesi önemli belirtilerdir.

Bağırsaklarda görülen anormal davranış değişikleri: Uzun süren ishal veya kabızlık, rektumda ağrı ve dışkıdan kan gelmesi önemli belirtilerdir.

Akciğerler: uzun süredir geçmeyen öksürük ve öksürükle beraber kan tükürme mutlaka hekime gitmeyi gerektirir.

Sindirim sistemi ile ilgili bulgular: Sık sık yemek yedikten sonra hazımsızlık ve mide ekşimesi, uzun süren yutma güçlüğü, midede dolgunluk, mide bulantısı ve kusma, karın ağrısı ve iştah kaybı önemlidir.

Ağız ve dilde değişiklikler: Ağız ve dilde beyaz veya kırmızı bir lezyon, geçmeyen ağız yaraları, dudaklarda ve diş etlerinde kanama dikkat gerektirir.

Nörolojik belirtiler: Geçmeyen baş ağrısı, baş ağrısı ile birlikte kusma, nöbet geçirme, görme problemleri, işitmede sorun dikkate değerdir.

Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen yumrunun mutlaka hekim tarafından araştırılması gerekir.

Kadınlarda anormal vajinal kanamalar önemlidir.

Nasıl önlem alabiliriz?

Aile öykümüzü ve kansere genetik yatkınlığımızı biliyorsak kanser tarama yöntemleriyle kanser gelişmeden tedbirler alabilir, erken teşhis ve tedavi şansını yakalayabiliriz. Yaşam tarzı değişiklikleriyle yani sigara ve alkolden uzak durmak, mümkün olduğunca organik beslenmek, işlenmiş-katkılı gıdalardan uzak durmak, temiz su kaynaklarını tüketmek, kısa süreli güneşlenmek, kimyasal karsinojenlerden uzak durmaya çalışmak, HPV, HIV, EBV, Hepatit B ve C gibi virüslerden korunmak için aşı yaptırmak ve tek eşli yaşamak gibi önlemlerle kanser riskini azaltmak mümkün.

Unutmayın hızla çoğalan bu hastalığa karşı uzmanların konu hakkında verdikleri bilgilendirmeleri dikkate almak, uyarılara kulak asmak gelecekte sağlıklı bir şekilde devam edebilmeniz için çok önemli.

Kaynak; www.medicalpark.com.tr - www.anadolusaglik.org

Editör: Merve Kiraz