Bu yüzden dünyanın pek çok ülkesi ile birlikte Türkiye’de de yabancı dil olarak İngilizce öğretilmektedir. Dünya üzerinde en çok izlenen film ve dizilerin, dinlenen şarkıların, yayınlanan bilimsel makalelerin İngilizce olması sebebiyle insanların büyük bir bölümü bu dili öğrenmek ve konuşmak için çaba göstermektedir.
Ülkemizde İngilizce Eğitimi
Ülkemizdeki devlet okullarında İlkokul 2. sınıftan itibaren İngilizce dersi bulunmaktadır. Bu eğitim aralıksız olarak Üniversite mezuniyetine kadar devam etmektedir. Ancak her sene belli saatlerde İngilizce eğitim gören öğrencilerin büyük bir kısmı belli başlı yapılar dışında neredeyse hiç İngilizce konuşamamaktadır. Hatta “anlıyorum ama konuşamıyorum” klişesine rağmen pek çok kişi anadili İngilizce olan kişilerin konuşmalarını dahi anlamamaktadır. Bunun sebebi ise verilen eğitimin genel olarak yazma ve okumaya yönelik olmasıdır. Ayrıca ülkemizde düzenlenen yabancı dil tespitine yönelik sınavlar da (YDS veya YÖKDİL) sadece okuduğunu anlama becerisini ölçmeye yöneliktir. Fakat dil öğreniminin dinleme, konuşma, okuma ve yazma olmak üzere dört aşaması bulunmaktadır.
Öğretmenlerinin İngilizcesi
Devlet okullarındaki İngilizce öğretmenlerinin dil seviyesini yıllık olarak ölçen herhangi bir parametre bulunmamaktadır. Örneğin, 10 yıllık bir öğretmenin TEOFL veya IELTS gibi bir sınava girip İngilizce seviyesinin tespiti istenmediği için, kendisini bu sürede ne kadar geliştirdiği ve dile ne kadar hakim olduğu konusunda bir tespit yapılamamaktadır. Bu durum öğrencilerin de ne kadar kaliteli bir eğitim aldıkları konusunda soru işareti oluşturmaktadır.
Dinleme ve Konuşmaya Yönelik İngilizce Eğitimi
Pek çok araştırma yabancı dil öğrenme konusunda dinleme becerisinin anahtar aşama olduğunu göstermektedir. Çünkü tüm insanlar kendi anadillerini bebeklikten itibaren ilk önce dinleyerek, sonra konuşarak öğrenmişlerdir. Okuma ve yazma ise okul eğitimi ile başlamıştır. Finlandiya gibi bazı ülkelerde ise İngilizce dersi çocuklara test ve yazılı sınavlar yerine eğlenceli çocuk şarkıları ve oyunlarla öğretilmektedir. Bu ülkelerdeki öğrencilerin özellikle dinleme ve konuşma becerisinin ülkemize göre daha yüksek olduğu bilinmektedir.
İngilizce Zordur Algısı
Ülkemizdeki pek çok insanda “İngilizce çok zor” şeklinde bir algı olması bu dilin öğrenimini psikolojik olarak da zorlaştırmaktadır. Çünkü insanların bu algıyı zihinlerine yerleştirmeleri, en ufak bir zorlukta öğrenme heveslerini kırmaktadır. Oysa İngilizce pek çok dile göre öğrenilmesi daha kolay bir dildir. Bir çok dile bulunan erkek/dişi/nötr gibi dilbilgisel cinsiyet bulunmadığından artikel kullanımı daha kolaydır. Sonuç olarak dil öğrenmekte yürümeyi, yüzmeyi, bisiklete binmeyi öğrenmek gibidir. Ne kadar pratik yaparsanız o kadar ilerlersiniz. Bu sebeple İngilizce öğrenmekte ancak herhangi bir şeyi ilk öğrendiğimiz kadar zor olabilir. Yeter ki ısrarla çalışmaya devam edelim.