1920'lerde İngiliz arkeolog Leonard Woolley'nin gerçekleştirdiği kazılar sırasında, Mezopotamya'nın en önemli şehirlerinden biri olan Ur’da, 4.000 yıl öncesine ait oldukça iyi korunmuş bir drenaj sistemi bulundu. Bu buluş, sadece atık suyun yönlendirilmesi için yapılan bir yapıdan çok daha fazlasını ortaya koyuyor. Sümerler’in ileri düzey mühendislik ve şehircilik bilgileri, Ur’daki bu antik su tahliye kanallarında net bir şekilde görülüyor.

Woolley’nin keşfettiği drenaj sistemi, Ur halkının şehir planlamasına verdiği önemin bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Söz konusu sistemin dikkatlice inşa edilmesi ve korunması, Sümerlerin temizlik, halk sağlığı ve su yönetimi konularında oldukça gelişmiş bir bilgiye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu buluş, Ur’un sadece kültürel ve ticari bir merkez değil, aynı zamanda gelişmiş bir altyapıya sahip, planlı bir şehir olduğunu da kanıtladı.

Ur şehri, Sümer medeniyetinin kalbi olarak kabul edilen bir yerdi. Şu anda Irak’ın güneyindeki Nasiriye şehri yakınlarında yer alan Ur, MÖ 2100’de Sümer Devleti’nin başkenti olma unvanına sahipti. Basra Körfezi yakınlarında bulunan bu şehir, zamanla Fırat Nehri’nden uzak bir yerleşim alanına dönüşse de, geçmişteki önemini korumaya devam ediyor. Sümer mitolojisinde, Ur şehri ay tanrıçası İnanna'nın tapınağı olan Ziggurat yapısıyla ünlüdür. Ziggurat, Kral Urnmo tarafından inşa edilip oğlu Kral Şulky tarafından tamamlanmıştır.

Ur, aynı zamanda dini açıdan da büyük bir öneme sahiptir. Tevrat'a göre, Ur, İbrahim Peygamber’in doğduğu yer olarak kabul edilir. İbrahim’in hayatı, birçok dini metinde önemli bir yer tutar ve Ur, bu bakımdan Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam dini açısından da özel bir yere sahiptir. Ur, tarihteki en eski medeniyetlerden birinin izlerini taşıyor ve şehir, sadece arkeolojik değil, kültürel ve dini yönleriyle de günümüze ışık tutuyor.

Nevruz: Yeniden doğuş, tazelenme, kültürel bir birleşme Nevruz: Yeniden doğuş, tazelenme, kültürel bir birleşme

Ur'daki bu keşif, Sümerlerin sadece mühendislik alanında değil, aynı zamanda şehircilik ve halk sağlığı konularında da ne kadar ileri bir seviyeye ulaştıklarını gözler önüne seriyor. Woolley'nin bu bulguları, Mezopotamya'nın eski uygarlıklarının yaşam tarzını ve mühendislik anlayışını anlamamıza büyük katkı sağlıyor. Ur, hem tarihsel hem de kültürel mirasıyla dünya tarihinin en önemli şehirlerinden biri olmaya devam ediyor.

Editör: Merve Kiraz