Bazen yaşadığım toplum nedense bir tuhaf  geliyor. Eskiden beri tanıdığım Erzincan gibi küçük bir şehirde insanların zamanla değişmesi ne kadar çok ilginçtir. Çok iyi tanıdığım şehir de ki insanların değişmesi toplumun  özellikle ahlaki konuda yetersizliği ve iletişim bozukluğunun en iyi görünen boyutudur.
     En önemlisi Erzincan gibi bilakis küçük bir şehirde tıpkı yobazlaşmış bir kitlesel bir oluşum var sanki acaba buna sebep en önemli etkenin ne olduğu yani en hassas tanrı parçacığı galiba geçim sıkıntısından kaynaklanan bir sorun olduğundan hiç şüphem yok.
Çok fazla eskiye gitmeye gerek yok. Kısa bir beyin fırtınası yapmakta yarar var. 1992 depreminde ki dönem ile şu anda ki dönem arasında çok büyük bir aritmetik olan bir tablo var. İkici bir sebep te Erzincan’daki insanların sıla-i rahim konusundaki zayıflığı bu çöküşü daha da hızlandırmış.
     Büyük şehir değil ki görmezlikten gelelim. Ama şehir o kadar küçük ki biraz mübalağa olacak ama en ufak köyden bile küçük çünkü herkesin birbirini en iyi tanıdığı bir şehirde artık fısıltılar bile duyulmaya ve aşina olmuş. ne mahrem kalmış ne de mahremiyet düşüncesi sanki ahlak duvarları yıkılmış ilişkileri su basmış ve kimsenin fark edemediği ve duyamadığı bir çığlık var. Aslında bu tür felaket sadece bu şehir için değil diğer şehirlerde de maalesef manzara-i umumiye böyle. Bazen nereden nereye geldik  dediğim günler hiçte artık uzak değil. ben şuandan dediğim günleri yaşıyorum.     
     Ne zaman adam oluruz diye düşünsem de sihirli bir değnek olmadığı için nafile artık. Kimse kusura bakmasın ama Erzincan genelinde yayılmakta olan bir virüs ’ün insanları sorumsuzlaştırarak Erzincan insanına yakışır olmayan bir elbise gibi benimsetmeye başlamış. Bu virüs ‘ün çaresi doğruluk ve dürüstlük reçetesi ile yaranın iyileştirilmesi geç değil.
     En basiti bu bayramda gördüğüm insanların dört gün bayram boyunca eskiden nüfuz sayımı için dışarı çıkma yasağında oturdukları gibi oturmasıdır. Erzincan çoktan Avrupa gibi olmuşta bizim mi haberimiz yok. Eğer durum böyle ise şu anda ki yazım bugünden itibaren geçerlidir. Demek ki gördüklerim yanılmamışım demektir.
     Elbette ki toplumun bu vurdumduymazlığı Doğu insanına yakışmadığı gibi Erzincan’da kimse bu sorumluluktan kurtulamaz. Bu hem Erzincan’da ki ileri gelen kanaat önderleri, din adamları, toplumda tanınmış sözü geçen üst düzey insanlar ve sivil toplum kuruluşları içerisinde ki aktivistler vb. gibi bir çok toplum için faydalı birimler de bu sorumluluk içeresindeler.
     Bu boyutun daha felaket boyutlara ulaşmadan şimdi ahlak barajından bahsetme zamanıdır.