Erzincan ili, kuzeyde ve güneyde yer alan dağ silsileleriyle çevrili bir ovaya sahiptir. Bu dağlar, şehrin doğusunda ve batısında dar geçitler oluşturarak birbirine yaklaşmaktadır. Erzincan Ovası, her çeşit sebze ve meyvenin yetiştiği bereketli tarım alanlarıyla doludur.
Geçmişte, bu verimli topraklarda Müslüman olan Munzur ve Hristiyan olan Keşiş isimli iki oba reisi yaşamaktaydı. Ancak, iki komşu arasında sürekli bir çatışma yaşanıyordu. Savaşlar günlerce sürüyor, birinin bitmesiyle diğeri başlıyordu.
Bir zaman geldi ki, oba reisleri ve halkları barış yapmaya karar verdiler. Ancak bu barış uzun sürmedi; yeniden çatışmalar başladı ve bu sefer daha da şiddetli hale geldi. Can kayıpları yaşanmaya başladı. En sonunda, oba reisleri bir kez daha bir araya gelerek barış sağlamaya karar verdiler.
Yapılan antlaşmaya göre, her iki oba halkı da ovadan ayrılarak dağlara çekilecekti. Munzur, halkını alarak güneydeki dağlara, Keşiş ise kendi halkını kuzeydeki dağlara götürdü. Yıllarca bu dağlarda yaşayan insanlar, yaylalardaki toprakları işleyip dağlardaki ormanları tahrip ettiler. Sonuç olarak, bu dağların toprakları çorak hale geldi ve ormanlar yok oldu.
Efsane, Erzincan’ı çevreleyen dağların isimlerinin nasıl ortaya çıktığını ve neden çıplak kaldığını açıklıyor. Ayrıca, doğaya verilen zararın da altını çiziyor. Bugün, yıllarca ekilmediği için Erzincan Ovası yemyeşil bir görünüm almış durumda.