Kemaliye ilçesinin kuruluş dönemi bilinmemektedir. Ancak, bölge MS 4. yüzyıldan itibaren Bizans İmparatorluğu'na bağlı kalmış, 7. yüzyılda Müslüman Arapların akınlarına uğramıştır. Türklerin Anadolu'ya gelişiyle birlikte Anadolu Selçukluları, İlhanlı Devleti ve Akkoyunluların egemenliği altına girmiştir. İlçe, Çelebi Mehmed döneminde Osmanlı Devleti'ne katılmış ve uzun süre Diyarbekir Eyaleti'ne bağlı Arapkir Livası'nın bir kaza merkezi olarak yönetilmiştir. 19. yüzyılda Mamuret ül-Aziz (Elaziz) Vilayeti'nin Harput Merkez Sancağı'na bağlı bir ilçe olmuştur. 1926 yılında Malatya'ya bağlıyken, 1938 yılında Erzincan iline bağlanmıştır. Geçmişte Eğin olarak bilinen ilçenin adı, Mustafa Kemal Atatürk'ün adından esinlenerek Kemaliye olarak değiştirilmiştir.

İlçe merkezi ve bağlı diğer yerleşim yerleri, geleneksel yöre mimarisini ve dokusunu büyük ölçüde korumaktadır. Ayrıca, yakın çevresindeki doğal güzellikler ve zengin folkloruyla büyük bir turizm potansiyeline sahip.
İlçede oldukça meşhur olan şeylerden  yapılardan biri de evler. Dünyanın dört bir yanından Kemaliye evlerini görmek için gelen turistleri izlenimlerini hep hayranlıkla tamamlar.

Milli güreşçi Sarıçiçek, Erzincan’a gurur yaşattı Milli güreşçi Sarıçiçek, Erzincan’a gurur yaşattı

İşte Kemaliye evlerini farklı kılan özellikleri

Kemaliye evleri, Doğu Anadolu'nun mimari zenginliğini yansıtan, "Hımış" yapım tekniği ile inşa edilmiş eşsiz konutlar olarak dikkat çekiyor. Bu yapılar, ana kat düzeyine kadar ahşap hatıllı moloz taş ve üst katları kerpiç dolgulu ahşap karkas ile oluşturulmuş. Kemaliye evlerinde kullanılan malzemeler arasında taş, ahşap ve kerpiç öne çıkıyor.
Bölgenin doğal kaynakları olan taşın yanı sıra, ahşap da önemli bir yapı malzemesi olarak Refahiye ve Kemah gibi yerlerden Fırat su yolu aracılığıyla temin edilmiştir. Fırat Nehri’nin taşıdığı çam ve ceviz tomrukları, Kemaliye’ye ulaşarak yerel marangozhanelerde işlenmiştir. Bu durum, evlerin cephe kaplamasında ahşap kullanımının yaygın olmasına ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısına bağlıdır.

Kemaliye’nin eğimli arazisi, yapılaşma sürecini zorlaştırmış olsa da, bu özellik taş duvarların sağlamlığını artırmıştır. Evlerin ana katları genellikle taş duvarla, ön cepheleri ise ahşap karkasla inşa edilmiştir. Bu yapı tarzı, işlevselliği ve estetiği bir araya getirerek, evlerin hem sağlam hem de estetik görünüm kazanmasını sağlamıştır.
Kemaliye evlerinde farklı işlevlere sahip odalar dikkat çekmektedir. "Selamlık Odaları", aile bireylerinin dış ilişkilerini sürdürmesi için özel olarak tasarlanmış. Ayrıca, "Divanhane" manzara seyri için belirgin bir işlev taşırken, "Kış Odası" ise kış mevsiminde kullanım için özel olarak düzenlenmiştir.

Evlerde depolama işlevi gören kiler, soğukluk ve mağazalar, meyve ve sebzelerin bozulmadan saklanmasını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Kemaliye evlerinde, dam alanı da yazlık yaşama ve üretim eylemleri için kullanılırken, ahır ve samanlıklar ailelerin kendi tüketimleri için gereken hayvanların barınmasına yönelik tasarlanmıştır.
Ayrıca, Kemaliye evlerinin kapıları da dikkat çekici. Gelenin cinsiyetini belirleyen sesli tokmaklar, bölgenin geleneklerine uygun olarak şekillendirilmiştir. Tüm bu özellikler, Kemaliye evlerini geleneksel Türk mimarisinin özgün örnekleri haline getiriyor.


 

Editör: Merve Kiraz