Ülkemizin zengin biyolojik çeşitliliğinin önemli bir parçasını oluşturan meyve ağaçlarının genetik mirası, Doğu Anadolu'nun kalbi Erzincan'da geleceğe taşınıyor. Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü'nün özenle oluşturduğu 226 dekarlık özel bahçede, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinden toplanan yaklaşık 800 farklı meyve ağacının genetik materyali güvenle saklanıyor.

Yöresel Lezzetlerin Geleceği Güvende

Erzincan Sakı elması, Erzincan Cimin Üzümü, kara erik gibi yöresel lezzetlerin genetik kaynakları, bu eşsiz bahçede titizlikle korunuyor. Bu sayede, iklim değişikliği, hastalıklar ve zararlılar gibi birçok tehditle karşı karşıya kalan bu değerli türlerin nesli tükenmekten kurtarılıyor. Aynı zamanda, bu genetik kaynaklar, gelecekteki ıslah çalışmalarında kullanılacak genetik havuzun zenginleşmesine de katkı sağlıyor.

Bilimsel Çalışmalar ve Yeni Çeşit Meyve Ağaçları

Enstitüde yürütülen kapsamlı bilimsel çalışmalar sayesinde, bu genetik kaynaklar üzerinde detaylı araştırmalar yapılıyor. Bu çalışmalar sonucunda, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı yeni çeşitli ağaç türleri geliştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca, mevcut çeşitlerin genetik yapısı hakkında elde edilen bilgiler, üreticilere daha iyi yetiştirme yöntemleri konusunda yol gösteriyor.

WhatsApp'tan Yepyeni Özellikler WhatsApp'tan Yepyeni Özellikler

Vatandaş Katılımı ile Meyve Ağaçlarında Genetik Zenginlik Artıyor

Enstitü, yalnızca bilim insanlarının değil, aynı zamanda yerel halkın da bu çalışmalara katılımını sağlıyor. Dedelerinden kalan meyve ağaçlarını korumak isteyen vatandaşların başvuruları üzerine, uzman ekipler bölgeye giderek genetik materyal topluyor. Bu sayede, yöresel çeşitlerin kaybolmasının önüne geçiliyor ve genetik çeşitlilik artırılıyor.

Yusufeli Barajı Projesi ve Genetik Kaynakların Kurtarılması

Yusufeli Barajı inşaatı sırasında, bölgede bulunan birçok meyve ağacı su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Enstitü ekipleri, bu ağaçlardan genetik materyal toplayarak, gelecek nesillere aktarılmasını sağladı. Bu sayede, bölgenin doğal zenginlikleri korunmuş oldu.

Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Samet Karataş, "Enstitümüz, Türkiye'nin en büyük üç genetik bahçesine sahip kurumlardan biri olmaktan gurur duyuyor. Burada korunan genetik kaynaklar, ülkemizin tarımsal zenginliğinin bir göstergesi. Bu mirası gelecek nesillere aktarmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz." dedi.

Geleceğe Umutla Bakmak

Erzincan'da yürütülen bu önemli çalışmalar, Türkiye'nin tarım sektörüne önemli katkılar sağlayacak. Ülkemizin genetik çeşitliliğinin korunması, sürdürülebilir tarımın gelişmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması için atılan bu adımlar, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Editör: Doğu Gazetesi