Erzincan’ daki Organize Sanayi’nde yer alan bir tekstil firmasında işten çıkarılan işçilerle ilgili olarak Bir Tek Sen tarafından fabrika önünde basın açıklaması yapıldı. İddiaya göre işten çıkarılan işçiler fabrika içerisinde sendika faaliyetleri yürüttüğü için işten çıkarıldığı söyleniyor.
Tekstil firması önünde yapılan basın açıklamasında işten çıkarılan işçilerden biri olan olan 28 yaşındaki Kenan Aladağ mola ve yemek aralarında anayasal hakları olan sendika ile alakalı olarak fabrika içerisinde yürüttüğü faaliyetlerden dolayı önce mobinge uğradığını daha sonra da işten çıkarıldığını iddia etti.
Gerçekleşen basın açıklamasına Bir Tek Sen Örgütlenme Uzmanı Kadir Ulaş, sendika üyeleri ve işten çıkarılan Kenan Aladağ açıklamada bulundu.
Bir Tek Sen Örgütlenme Uzmanı Kadir Ulaş yaptığı basın açıklamasında; ‘ATT Tekstil işçileri, fabrikada düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı yaklaşık 6 ay önce sendikamız BİRTEK-SEN’de örgütlenmeye başladı. Daha iyi çalışma koşulları ve insanca bir yaşam için anayasal hakları olan sendikalaşma hakkını kullanan ATT işçileri, işverenin sendikal örgütlenmeden haberdar olmasının ardından çeşitli baskılara maruz kalmaya başladılar.
Geçtiğimiz bir ay içinde sendika üyemiz üç işçi küçülme ve bölüm değişikliği gibi gerekçelerle işten ayrılmaya zorlandı. En son geçtiğimiz hafta, Kenan Alada adlı üyemiz, sendika üyesi olduğu bilindiği için önce küçülme gerekçesiyle başka bir bölüme geçmeye zorlanmış ve kabul etmediği için işten atılmak istemiştir. Bu gerekçeyle işten atılmak istenen arkadaşımız, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesine rağmen, işten atılmayı kabul etmemiş ve bunun üzerine işveren tarafıyla bir görüşme gerçekleştiren sendikamız, Kenan’ın bölüm değişikliğini kabul ettiğini ve çalışmaya devam etmek istediğini belirtmesine rağmen, ATT yönetimi Kenan arkadaşımızın işten çıkışını vermiştir.
Başta bölüm değişikliği uygulamasının sendikalı işçileri işten ayrılmaya zorlamak için kullanılan bir yöntem olduğunu kabul etmeyen ATT Tekstil yönetimi, bölüm değişikliğini kabul ettiği halde Kenan’ı işten atarak, asıl niyetlerinin sendikalı işçileri bu yolla tasfiye etmek olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuş oldular.
‘90’lı yıllardan bu yana kumaş baskı, boya ve apre ve giyim/konfeksiyon da dahil olmak üzere, entegre üretim kapasitesi olan, İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ’da fabrika ve moda tasarım stüdyoları olan ATT Tesktil, 2020 yılından itibaren Erzincan’da, şu an önünde bulunduğumuz ve 350 kişinin çalıştığı fabrikada da üretime devam etmektedir. Zara, H&M, Marks&Spencer ve Next gibi uluslararası markalara üretim yapan ATT Tekstil, bir parçası olduğu bu uluslararası tedarik zinciri içinde pek çok farklı sosyal sorumluluk proje ve anlaşmasına da taraftır.
ATT Tekstil yönetimi, tedarikçiliğini yaptığı uluslararası giyim markalarının taraf olduğu ve sendikal örgütlenme hakkı da dahil, çalışanların temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan uluslararası sözleşmeleri yok saymak bir yana, Türkiye’deki mevcut yasal mevzuata ve anayasaya göre güvence altına alınmış olan sendikal örgütlenme hakkına dahi saygı göstermemektedir. Sendikalı olmak Türkiye’de yasal ve anayasal bir hak olduğu gibi, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmış bir haktır. Ülkemizde, özellikle de son yıllarda patronların yasa, hukuk ve anayasa tanımayan işçi ve sendika düşmanlığına göz yuman iktidarın politikalarının, ATT Tesktil patronuna da cesaret verdiği anlaşılmaktadır. Ülkede hakim olan işçi ve sendika düşmanı atmosfere ve iktidarın patron yanlısı politikalarına bel bağladığı anlaşılan ATT patronunun, özellikle Erzincan’daki fabrikasında işçilere karşı kullandığı en önemli tehditlerden biri de işsizlik tehdididir. Devletten alınan ve asıl kaynağı halkın ve işçilerin vergileri ve işsizlik fonu gibi birikimleri olan pek çok teşvik desteğiyle bölge illerine fabrika kuranlar, bu bölgedeki işçileri ucuz iş gücü olarak görmekte ve işçilerden asgari ücretle, kölelik ve sefalet koşullarında çalışmaya boyun eğmelerini beklemektedirler. En küçük bir hak talebinde bulanan ya da sendikalaşma hakkını kullanmak isteyen işçilerin ilk duyduğu söz, ya “sendika gelirse fabrikayı kapatıp gideriz, işsiz kalırsınız, aç kalırsınız”, ya da “işten atılırsınız, başka hiçbir yerde iş bulamazsınız” oluyor.
Batıdan çok daha düşük ücretlerle, çok daha düşük maliyetlerle ve devletten çok büyük teşvikler alarak kurulan bu fabrikaları, sanki sadece babalarının hayrına açmışlar, işçileri de sırf hayır olsun diye çalıştırıyorlarmış gibi, işçilerin sırtından dünyanın paralarını kazanmıyorlarmış gibi, sürekli bir minnet duygusu bekleyen, işçiler bir haksızlığa her itiraz ettiğinde başına kalkan, bunlarla tehdit eden, işçilerin yasal ve anayasal haklarına saygı duymayan, işçileri insan yerine koymayan bu tutumu kabul etmiyoruz.
Buradan, Erzincan’daki fabrikası önünden ATT Tesktil patronuna çağrı yapıyoruz: Bu tutumdan derhal vazgeçin. İşçileriz yasal ve anayasal hakkı olan sendikal örgütlenme hakkına saygı gösterin. Sendikalı işçileri tazminat alıp işten ayrılmaya zorlayan bu baskı, yıldırma ve mobing politikasına derhal son verin. Uluslararası markalara üretim yapan kurumsal bir firma olarak, bu markaların taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ve kendi sosyal sorumluluk ilkelerinizi çiğnemekten vazgeçin. Haksız yere işten attığınız üyemiz Kenan Alada’yı işe geri alın. İşçiler üzerindeki baskıya son verin. Aksi takdirde, hem fabrika içindeki üyelerimizle birlikte, hem fabrika önünde vereceğimiz fiili, meşru ve demokratik mücadelemizle, hem de uluslararası düzeyde ve üretim yaptığınız bütün markalar nezdinde, bu fabrikadaki sendika düşmanlığını teşhir ederek, bugün tek bir üyemiz için, Kenan için başlattığımız direnişi büyük bir kampanyaya çevireceğiz. Kenan arkadaşımız, bugünden itibaren fabrika önünde direnişe başlıyor. Ne kadar sürerse sürsün sendikamız BİRTEK-SEN,işe geri alınıncaya kadar bu direnişi Kenan’la sürdürecek ve bilinsin ki bu direniş sadece fabrika önünde süren eylemle sınırlı kalmayacaktır. Erzincan’daki bütün işçi ve emekçileri, emek örgütlerini, sendikaları, emek ve demokrasi güçlerini bu direnişe sahip çıkmaya çağırıyoruz. Patron ve fabrika yönetimi engellemek için ne yaparsa yapsın, ATT Tekstil işçileri sendikaşma hakkından vazgeçmeyecek! ATT Tekstil’e sendika girecek! Direne direne kazanacağız! Birleşe birleşe kazanacağız’ dedi.
Ardından konuşan Kenan Aladağ ise yaptığı açıklamasında; ‘Gün içerisinde yaşadığım haksızlıklara boyun eğmedim. Mola saatlerinde ve yemek saatlerinde sendika faaliyetleri yürüttüğünden dolayı şirketin yetkilileri başta olmak üzere sürekli bizleri haksız yerlere gereksiz toplantılar düzenleyip bu sonuca varmışlardır. Beni de bu sebepten dolayı haksız yere işten çıkarttılar. Diğer arkadaşlarımızda belirli sebeplerden işten çıkarttılar. Bir arkadaşımız mescitte namaz kılarken fabrika müdürü tarafından mescide girilerek,’ sen dışarıda alkol alıyorsun, buraya gelip namaz kılıyorsun’ şeklinde itham ederek arkadaşı da işten attılar. Sendikamıza büyük darbe vurmaya çalışıyorlar. Bu bizim anayasal hakkımızdır. Bunu direne direne kazanacağız. Bölümü seviyorum, işimi de seviyordum ancak söylediğim gibi bana haksız yere mobing uygulanarak farklı bir bölüme geçmemi ve daha sonrasında da bunu kabul etmememin üzerine 2 saat sonra beni işten attılar. Burada haksız yere bir işlem yapılmıştır. Hakkımı sonuna kadar savunacağım. 1600-1700e yakın kişi işe girip çıkmıştır. Bunların araştırılmasını ve neden böyle bir sonucun olduğunu, iş koşullarının araştırılması gerektiğini söylüyor ve herkesi göreve davet ediyorum’ dedi.