Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türkiye’ nin deprem haritasını Yeni verilere göre güncelliyor. 
         Haber, “Türkiye’ nin deprem haritası değişecek “ başlığı altında basında yer aldı. Bu konudaki çalışmaların devam etmekte olduğu belirtilen haberde, değişecek olan deprem haritasında da Erzincan’ ın mevcut risk haritasında olduğu gibi, yine birinci derece deprem bölgesi illeri arasında yer alacağı ifade ediliyor.
         Erzincan’ ın deprem riski bakımından birinci sırada olması, süpriz deyil.. Biliyoruz ki dünyada toplumları sarsan en büyük olaylar arasında gösterilen 1939 depreminden sonra , deprem denilince ilk akla gelen Erzincandı.. 13 Mart 1992 depremiyle bu kanı daha da yaygınlaştı. Sanki başka yörelerde hiç deprem riski yoktu.
         17 Ağustos 1999 Marmara depremiyle Erzincan’ ın “deprem şehri” olduğu şeklindeki genel kanaat değişti. Esasen Ülkenin topraklarının % 92’ sinin deprem riski ile karşı karşıya olduğu bilimsel olarak belirlenmişti. Ama yinede bir başka yerde ağır hasarlı deprem yaşanmadığı için, Erzincan bu konuda sabıkalı olmaktan kurtulamamıştı.
         Ne var ki; Artık deprem riskine ilişkin yeni haberlerde Erzincan’ ın ilk sıralarda gösteriliyor olması, Erzincanlıları eskisi kadar korkutmuyor. Çünkü biliniyor ki, 1992 depreminden sonra, Erzincan depreme dayanıklı şekilde yeniden yapılandı. Yapılanmaya da devam ediyor.
         Rahmetli Prf. Dr. Ahmet Mete Işıkara’ nın, “ Deprem öldürmez, çürük binalar insanları öldürür. “. Sözü kulaklara  küpe olmalıdır. Depreme dayanıklı yapılanmadan hiç taviz verilmemelidir.  Zira artık iyice öğrendik ki, depremlerin oluşturacağı hasarları, can kayıplarını, en aza indirmenin en etkin yolu depreme dayanıklı binalar inşa etmektir. Bunun içinde sıkı bir yapı denetimi gereklidir.
         Erzincan depremlerinin yetişmiş insan gücü kaybına sebep olduğunu biliyoruz. Bir yandan can kayıpları diğer yandan deprem sonrası göç olayı, Erzincan’ ın gelişememesinde en önemli etken olmuştur. Deprem korkusu ve kuşkusu ile uzun yıllar boyunca, Erzincan’ a yatırımcı gelmemiştir.
         Günümüzde, artık sözünü ettiğimiz Deprem korkusu ve kuşkusu ortadan kalkmaktadır. Bu Erzincan için çok büyük bir gelişmedir.
         Keşke depremlerden ders alınsaydıda, 1939 depreminde tümüyle yıkılan yok olan Erzincan şehri ve Erzincan insanı, 1992 de, bir kez daha ağır hasarla karşılaşmasa idi. O takdirde Erzincan 50 yıllık zaman kaybına uğramamış olurdu. Göç olayı devam etmez, sürekli nüfus kaybeden bir il durumunda olmazdık..    
         1939 depreminden sonar başka bir zemin üzerinde depreme dayanıklı olarak planlanan ve inşa edilen Erzincan şehrinin, 50 yıl sonraki 6.8 şiddetindeki depremde ağır hasar görmesinin başka türlü izahı yoktur. Demek ki, depremlerden ders almadık, depreme dayanıklı imar planına sahip çıkmadık. O nedenle de yeni bir
  felaketle karşılaştık.