İbn-i Sina; 980 yılında Özbekistan’ın Buhara yakınlarındaki Afşana kentinde doğdu.
Saygın bir bilim adamı Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan Sina’nın tam adı Ebu Ali el-Hüseyin ibni Abdullah ibn-i Sina el-Belhi.
Buhara'da babasından geometri, aritmetik ve felsefe ile ilgili ilk bilgilerini alan İbn Sina, döneminin ünlü bilginlerinden özel ders ve iyi bir eğitim aldı. Sina, olağanüstü hafızaya ve zekaya sahipti. Felsefe, edebiyat, dil, matematik, tıp akaid ve fıkıh gibi çeşitli alanlarda kendini geliştirdi.
Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimi aldı. 16 yaşında tıbba dönen İbn-i Sina, bu konudaki bilgileri öğrenmekle kalmayıp yeni tedaviler geliştirdi. 19 yaşında doktor unvanıyla ücret almaksızın hastaları tedaviye başladı.
Samani Hükümdarı Nuh bin Mansur'un hastalığını iyileştirmesi üzerine, Buhara'daki olağanüstü zengin kitaplıktan sınırsız yararlanmasına izin verildi. Sağlanan bu imkan Sina’nın daha da gelişmesine katkı sağladı. 21 yaşına geldiğinde dönemin en büyük hekimlerinden biri sayılıyordu.
Eserleri:
Tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kadar kitap yazdı. İbn Sînâ’nın eserlerinden bazıları şunlar:
Eş-Şifâ
En-Necât
El-İşârât ve’t-Tenbîhât
Dânişnâme-i ‘Ala’î
El-Mebde’ ve’l-Me’âd
‘Uyûnü’l-Hikme
Et-Ta’lîkat
El-Mübâhasât
Hay b. Yakzân
El-Hikmetü’l-Meşrikıyye
Ahvâlü’n-Nefs
El-Kanûn fi’t-Tıb. (Tıp alanında yedi asır boyunca temel kaynak olarak kullanıldı)x
İslam felsefesini zirveye ulaştıran İbn Sînâ, “Eş-Şeyhü’r-Reîs (Büyük Üstad)” ünvanıyla anılıyor. İbn Sînâ’nın bir bütün olarak felsefesine bakıldığında kendi içerisinde tutarlı, bütüncül, sistematik olarak oluşturulmuş müstakil bir felsefe ortaya çıkıyor.