Güzellik uzmanlığı alanındaki kariyerine rağmen, Oya Tezcan’ın hayatındaki en büyük tutku her zaman müzik oldu. İstanbul’un tarihi Samatya semtinde dünyaya gelen Tezcan, müziği hayatının her evresinde bir yol arkadaşı olarak benimsedi. Bu tutku, onu sadece müziğin büyülü dünyasında kaybolmaya değil, aynı zamanda kendini geliştirme ve profesyonel bir kariyer peşinde sürüklemeye de yönlendirdi.

2024'ün en iyi filmleri 2024'ün en iyi filmleri

İlk adımlarını Tozkoparan’da atan, ardından Bakırköy Osmaniye Lisesi’nde eğitimini tamamlayan Tezcan, yurt dışında yeni bir kültürle tanışarak müziğe olan bağlılığını daha da güçlendirdi. Almanya’da geçirdiği yıllar, sanatsal ifadesini pekiştiren deneyimlerle doluydu. Evlenip çocuk sahibi olduktan sonra bile müzik, onun hayatının ayrılmaz bir parçası olmaya devam etti. İki kız annesi olarak farklı alanlarda çalışma azmini kaybetmeyen Tezcan, aynı zamanda öğrenmeye olan açlığını da sürdürüyor; bu yüzden açık öğretim felsefe bölümünü tamamlayarak yeni bir akademik yolda ilerledi.

Güzellik uzmanlığı alanında edindiği mesleki deneyime rağmen, müzik her zaman öncelikli tutkusunu oluşturdu. Bu tutku, onu kendini sürekli geliştirmeye ve nihayetinde müzik kariyerine yönlendirdi. Yıllar içinde biriktirdiği şarkıları dinleyicileriyle buluşturmak için müzik dünyasına hızlı bir geçiş yapan Oya Tezcan, şarkılarında hem kendi duygusal yolculuğunu hem de Türk kültürünün derin izlerini taşıyor.

Tezcan, “Kendi eserlerimi tanıtırken, Türk kültürüne ait yöresel türkülerimizi de yansıtmaya çalışıyorum. Örneğin, ilk şarkım ‘Dere Boyu Kavaklar’ın klip çalışmasını tamamladık. Umarım tüm dinleyiciler beğenir” diyor. Türk müziği ve kültürünü yüceltme çabası, onun sanatına ve müziğe olan bağlılığının bir göstergesi. Her bir şarkısı, müziğin evrensel dilinde insanlara dokunmayı ve ilham vermeyi amaçlıyor.

Oya Tezcan’ın müzik yolculuğu, sadece bir sanatçının sanatsal gelişimini değil, aynı zamanda bir insanın hayat boyu öğrenme, gelişme ve kendini ifade etme arzusunu da simgeliyor. Müziği, ona göre yalnızca bir sanat değil, hayatın ta kendisi, bir yaşam biçimi, bir tutku.

Editör: Merve Kiraz