Mobbing ile Mücadele Derneği tarafından, 5-11 Şubat Mobbing ile Mücadele Haftası nedeniyle 2024 yılı teması; “Mobbing ile Mücadele Kanunu’na İhtiyaç var” olarak belirlendi. Dernek tarafından başlatılan ve yıl boyunca devam etmesi planlanan Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun çıkartılması için düzenlenecek etkinliklerin sloganı ise; “Gönül Koyma Ülken İçin Gönlünü koy” oldu.
SAHİM-SEN ŞİDDET VE TACİZİN ÖNLENMESİNİ DESTEKLİYOR
Mobbingin her sektörde olduğunu ifade eden Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Başkanı Özlem Akarken şu bilgileri verdi: “SAHİM-SEN olarak biz de şiddetsiz ve onurlu çalışma ortamının, herkesin hakkı olduğunu savunarak Mobbing ile Mücadele Derneği’nin başlattığı kampanyaya desteğimizi açıklıyoruz. SAHİM-SEN olarak; çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi için tüm paydaşlarla ortak hareket ederek; atılması gereken adımlarda sorumluluk alacağız.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2019 yılında kabul ettiği 190 sayılı Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi ile “toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz de dahil olmak üzere, herkesin şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma yaşamına sahip olma hakkını tanımakta ve çalışma yaşamında şiddet ve tacizin bir insan hakları ihlali veya suiistimali oluşturabileceğini, şiddet ve tacizin fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit olduğunu, kabul edilemez olduğunu ve insana yakışır işle bağdaşmadığını” kabul etmektedir.
MOBBİNG İLE MÜCADELE KANUNU İVEDİLİKLE ÇIKMALI
Biz de 190 sayılı Sözleşme’nin temel felsefesine bağlı kalarak tüm ILO sözleşmelerini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Sözleşmesi’yi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşme’yi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme’yi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni, Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına İlişkin Sözleşme’yi ve Engelli Hakları Sözleşmesi’ni dikkate alan; Mobbing ile Mücadele Kanunu’nun ivedilikle çıkması için bu kampanyayı destekliyoruz.
Mobbing; çalışanın fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik halini hedef almaktadır. Bunlarla bağlantılı olarak mobbing; güçlü aile ve güçlü toplum için önemli bir risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla mobbing; sadece çalışanı değil, toplumun tüm kesimlerini ve değerlerini hedef almaktadır.
LİYAKATSİZ İDARECİLER SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MOBBİNG YAŞATABİLİYOR
Mobbing, her ne kadar psikolojik taciz olarak ele alınsa da; fiziksel taciz ve şiddeti de içermektedir. Çalışma hayatında cinsiyete dayalı ayrımcılığı, şiddeti, istismarı, tacizi, eziyeti ve işkenceye varan davranışları beslemektedir. Onurlu çalışma hakkını ortadan kaldırmakta, kişinin maddi ve maddi ve manevi bütünlüğünü hiçe saymaktadır. Kadınların, engellilerin ve ailevi sorumlulukları olanların, çalışma hayatında daha çok mobbing davranışına maruz kaldıklarını biliyoruz. Öte yandan bizler sağlık çalışanları olarak, daha fazla risk altındayız. Liyakatsiz idarecilerin yönetiminde, mobbing yaşayanların sayısı her geçen gün artıyor. Ne yazık ki mağdurlar, çoğunlukla, kendilerini savunmasız hissetmekte ve şikayet etse de var olan sistemin kendisini daha fazla cezalandıracağını düşünmekte ve sessiz kalmayı seçmektedir. İşte bu yüzden mobbing, telafisi mümkün olmayan birçok fiziksel ve ruhsal sağlık sorununu beraberinde getirmektedir. Yaşadıklarına dayanamadıkları için intihar edenleri de biliyoruz. Kanunun olmayışının, mobbing davranışını sergileyenleri, daha da cesaretlendirdiğini açıkça görmekteyiz.
“İŞYERLERİNDE PSİKOLOJİK TACİZİN (MOBBİNG) ÖNLENMESİ” KONULU GENELGE
Ülkemizde mobbing ile ilgili ilk düzenleme; 2011 yılında “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu Başbakanlık Genelgesi’dir. Genelge’de de bahsedildiği gibi; “Kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesi, gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemlidir.” Ancak mobbingin, önlenemez yükselişi karşısında, tarafların çok da farkında olmadığı bu Genelge’nin, etkisiz kaldığını söyleyebiliriz. Yaptırımı olan ve tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerini dikkate alan; etkili bir Mobbing ile Mücadele Kanunu’na ihtiyacımız var.
“DAHA İYİ BİR ÇALIŞMA YAŞAMININ GELECEĞİ, ŞİDDET VE TACİZDEN ARINMIŞ OLMALIDIR”
Biz SAHİM-SEN olarak mobbingi, toplumsal bir sorun olarak görüyoruz ve şiddetsiz ve onurlu çalışma hakkının korunduğu ortamlar için; toplumda, mobbinge yönelik bilincin artırılması ve farkındalığın geliştirilmesi için; cinsiyete, engelliliğe ve her türlü farklılığa yönelik; her türlü ayrımcılığın, şiddet ve tacizin önlenmesi için; toplumsal cinsiyet eşitliğinin çalışma kültürüne yerleşmesi için; tüm çalışanların, psikolojik ve sosyal yönden desteklenmesi için; mobbing ile mücadele kanunu tasarısına yönelik çalışmaların derhal başlatılması için; cumhurbaşkanına, tüm bakanlıklara, siyasi partilere, tüm milletvekillerine ve yasa tasarısı çalışmalarının öznesi olan çalışanların hakları için; sendikalara, meslek odalarına, kadın, engelli, göçmen ve diğer alanlarda faaliyet yürüten STK’lara çağrı yapıyoruz. ILO Genel Direktörü Guy Ryder’in de söylediği gibi; “Daha iyi bir çalışma yaşamının geleceği, şiddet ve tacizden arınmış olmalıdır.” Öncelikli hedefimiz; Mobbing ile Mücadele Kanunu’dur. Nihai hedefimiz; ILO 190 sayılı Şiddet ve Tacizi Önleme Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanmasıdır.