KÜLTÜR-SANAT

Okuyanı delirten; Necronomicon kitabı neden yazıldı niçin tehlikeli?

Gerçekten ürkütücü detaylar içeren bu eser, gerçek bir büyü kitabı olarak kabul edilir ve farklı isimlerle anılır, örneğin ‘Arabın Kitabı’, ‘Ölülerin Çağrı Kitabı’ veya ‘Çıldırtan Kitap’ gibi.

Abone Ol

Necronomicon, genellikle okuyanları delirttiği varsayılan, Arap gezgin El Hazret tarafından MS 700’lerde Şam’da yazıldığına inanılan bir eser olarak bilinir. Bu kitabın orijinal nüshası hiçbir zaman bulunamamış olsa da, piyasada belirli bir kısmının yazılı hali olduğu söylenmektedir. 

Necronomicon hakkında dolaşan inanışlar arasında, kitabın korkunç fikirler aşıladığına ve okuyanları deliliğe hatta ölüme götürebileceğine dair söylentiler bulunmaktadır. Bu eserin içeriği, özellikle okuyanların zihinlerini zorlayan ve karanlık sırları ortaya çıkaran bölümleriyle ünlüdür. Ancak, Necronomicon’un gerçekliği hakkında kesin bir kanıt veya bilimsel dayanak bulunmamaktadır ve birçok kişi bu eseri sadece bir efsane veya kurgusal bir yaratık olarak kabul eder.

Necronomicon Kitabının İçeriği

Kitabın içeriğinde El Hazret’in, uzun yıllar boyunca çöllerde arayış içinde olduğu ve sonunda çok eski günlükleri keşfettiği anlatılmaktadır. Bu keşif, onun delirmesine ve kötü ruhlarla karşılaşmasına yol açar. Bu eser ayrıca, insanların dünyaya gelmeden önce yaşandığına inanılan Azothoth dönemini, ruhlar âlemini nasıl keşfedebileceğimizi ve ölüleri nasıl canlandırabileceğimizi anlatır. Aynı zamanda Tufan öncesi dönemle ilgili şaşırtıcı gerçekleri içerir.

El Hazret, geçmişin gizli yüzünü açığa çıkarırken, Tevrat’taki “Yaradılış” bölümüyle mitolojik kaynaklar arasında kesin benzerlikler bulunsa da, Tevrat’ın bu bilgileri gizlemeye çalıştığı ve bugüne kadar yapılan çevirilerin kutsal kitabın aslından uzak olduğu iddia edilmektedir. Ayrıca, bugüne kadar yapılan Tevrat çevirilerinin kutsal kitabın aslına uygun olmadığına dair geniş ayrıntılar sunularak, geçmişin ve dinlerin kökenlerinin iç yüzünün bu kitap aracılığıyla açıklandığı iddia edilmektedir.

Bu esere göre, insan ırkı Dünya’dan önce başka bir yerde varlığını sürdürmüştür. Bu yerler başka yıldızlarda benzer yaşam formlarını barındırmaktadır. Bu yaşam formları, kozmik evrim çizgisine özgü özellikler taşır. Özel zamanların ve sembollerin kullanılmasıyla eski medeniyetlerle iletişim kurmak mümkündür. Bu iletişim yoluyla kozmik bilgiler elde edilebilir ve geçmiş ile geleceğe hükmetmek mümkün hale gelir. Ancak, bu yolun tehlikeli olduğu vurgulanır; çünkü insanlar taşıyabilecekleri bilgiyi edinmelidirler ve bu bilincin farkında olmalıdırlar.

Okuyanlar Neden Delirdiklerini Düşünüyorlar?

Necronomicon adlı kitapta, geçmiş ve gelecek hakkında bilgi sahibi olmanın mümkün olduğu, ancak bu yolun tehlikeli olduğu vurgulanmaktadır. Zira bu bilgilere erişen kişinin taşıdığı bilincin sınırlarını zorlayacağı ve bunun farkında olmanın gerekliliği anlatılmaktadır.

Bununla birlikte, ünlü kahin Nostradamus’un “Yüzlükler” adlı eserinin ilk iki dörtlüğünün, Necronomicon’dan ilham aldığı iddia edilmektedir. Nostradamus’un bahsettiği bu dörtlüklerde gece yarısı yalnızca çalışırken yaşadığı gizemli deneyimlerini anlatır ve bu deneyimlerin ona ilahi bir aydınlanma getirdiğini belirtir.

Nostradamus’un eserindeki bu anlamı anlamamakla birlikte, Necronomicon’u okuyanların neden delirdiği sorusu akla gelir. Bu kitabın insanları delirttiği iddiasının arkasındaki düşünce, kitabın kabul edilen gerçeklikleri reddetmesi ve gerçeklerin çok farklı ve acımasız olabileceğini ortaya koymasıdır. Bu nedenle, kitabı okuyanlar şok olur ve zihinsel dengeyi kaybederler. Necronomicon’un içerdiği bilgilerin ağırlığı insanları etkileyebilir, ancak insanların zihin sağlığı üzerindeki etkileri hakkında kesin bir bilimsel kanıt yoktur.

Necronomicon adlı kitabın çeşitli kopyalarının bulunduğu ve hatta bazı kaynaklara göre Papalık tarafından yasaklandığı söylenir. Kitabın Vatikan’da saklandığı veya Adolf Hitler’in okültizme olan ilgisi nedeniyle bir kopyasını ele geçirdiği iddiaları da dolaşmaktadır. Bir iddiaya göre, yasaklanan bu kitabın bir kopyasının da İngiliz Müzesi’nde korunduğu söylenmektedir.

Nostradamus’un İlk İki Dörtlüğü

“Gece yarısı, gizli odamda yalnız çalışırken, otururum üç ayaklı pirinç sehpada. Küçük bir ışık gelir, insansız yerden. Düşüncemi aydınlatır, talihimin boş yere olduğuna inanmıyorum.

Asa ellerimin arasında, konuşulur Branches ortamında, su hareketleniyor, limbe eteğinden ayağa, büyük bir korku, içten bir ses, farklı bir titreme, ilahi ışık kutsal haber artık yanımdadır.”

Bu ürkütücü gerçeklerle dolu kitabın, şu anda farklı kopyalarının piyasada dolaştığı bilinmektedir. -keşifiz-