Bölgeden özel izinlerle toplanan numuneler, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Adıyaman İnşaat ve Çevre Üniversitesi (AİÇÜ) işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırma kapsamında ayrıntılı bir incelemeye tabi tutuldu ve ilk sonuçlar ortaya çıktı.
‘Nuh’un Gemisi’ kalıntılarının olabileceğine inanılan bölgeden alınan kaya ve toprak numuneleri üzerinde yapılan incelemelerin ilk sonuçları açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre, bu bölgede milattan önce 5500 ile 3000 yıl arasındaki dönemde insan faaliyetlerine dair izler bulundu.
Prof. Dr. Faruk Kaya, “Ancak, bu sonuçlar geminin burada olduğunu kesin bir şekilde doğrulamıyor. Gerçekliği kesinleştirebilmek için uzun vadeli bir araştırma ve çalışma gerekmektedir. Bu nedenle, ilerleyen dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Andrew Üniversitesi’nin öncülüğünde, Adıyaman İnşaat ve Çevre Üniversitesi (AİÇÜ) ile işbirliği yapma konusunda anlaşmaya vardık. Gelecekte bu üç üniversite, bu alanda çalışmalarına devam edecektir” şeklinde konuştu.
Kalıntılar İle İlgili Bilimsel Araştırmalar
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait uçakla Doğu Anadolu Bölgesi’nin haritasını çizmekte olan harita mühendisi Yüzbaşı İlhan Durupınar, 11 Eylül 1959 tarihinde Doğubayazıt ilçesinin Telçeker ve Üzengili köyleri arasındaki arazide, ‘Nuh’un Gemisi’ne ait olduğu iddia edilen kalıntıları keşfetti. Bu kalıntılar, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Ancak, her geçen yıl artan toprak kaymaları tehdidi, bu kalıntının yapısında bozulmalara yol açmış ve dev yarıklar oluşturmuştur.
Kalıntının bilimsel araştırmaları için Adıyaman İnşaat ve Çevre Üniversitesi (AİÇÜ) ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) arasında iş birliği yapılmış ve ‘Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Araştırma Ekibi’ kurulmuştur. Geçen yıl aralık ayında ekip, bölgede ilk incelemelerini gerçekleştirmiştir. Bu ekip, jeofizik, kimya ve jeoarkeoloji alanlarında uzmanlaşmış akademisyenlerden oluşmaktadır. Araştırmaları kapsamında, bölgeden toprak ve kaya örnekleri toplanmış ve bu örnekler İTÜ laboratuvarlarına gönderilerek incelenmek üzere hazırlanmıştır.
Numunelerde Yaşlandırma Çalışmaları
Özel izinlerle toplanan yaklaşık 30 kaya ve toprak numunesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) laboratuvarlarında titizlikle incelenmiştir. Yaklaşık bir yıl süren araştırma sonucunda numuneler yaşlandırılmıştır. Laboratuvar sonuçlarına göre, bölgeden alınan numunelerin killi malzemeler, deniz malzemeleri ve deniz ürünleri olduğu tespit edilmiştir.
Adıyaman İnşaat ve Çevre Üniversitesi (AİÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, laboratuvar sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, incelenen örneklerin yaşlandırma çalışmaları sonucunda 3500 ile 5000 yıl öncesine ait olduklarının belirlendiğini ifade etmiştir.
Kaya ve toprak numunelerinin incelenmesi projesinin 2022 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ile gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Faruk Kaya, bu çalışmanın uzun soluklu olduğunu ve laboratuvar çalışmalarının henüz tamamlanmadığını vurgulamıştır. Ancak elde edilen ilk bulgulara göre, bölgede milattan önce 5500 ile 3000 yılları arasındaki dönemden itibaren insan faaliyetlerinin olduğu düşünülmektedir. Ancak, bu bulgular Nuh’un Gemisi’nin bu alanda bulunduğunu kesin olarak doğrulamamaktadır. Bu nedenle, gelecekte İstanbul Teknik Üniversitesi, Andrew Üniversitesi ve Adıyaman İnşaat ve Çevre Üniversitesi’nin işbirliğiyle uzun vadeli çalışmalara devam edilecektir. Prof. Dr. Faruk Kaya, bu işbirliği çerçevesinde yeni komisyonlar oluşturularak çalışmaların sürdürüleceğini ifade etmiştir.
Cudi ve Ağrı Dağı’nda Çalışmalar Yoğunlaştırılacak
Ayrıca, Adıyaman İnşaat ve Çevre Üniversitesi (AİÇÜ) ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğiyle düzenlenen 7’nci Uluslararası Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Sempozyumu’nda da bu konunun ele alındığını belirten Prof. Dr. Faruk Kaya, sempozyumun önemli bir karar aldığını paylaşmıştır. Bu karar, Mezopotamya bölgesi olarak bilinen, Kuran-ı Kerim ve Kitabı Mukaddes’te adı geçen Cudi ve Ararat bölgelerinde ortak araştırmaların yapılması gerektiği yönündedir. Bu sayede daha etkili sonuçlara ulaşmanın mümkün olduğuna karar verilmiştir.
Prof. Dr. Kaya, bundan sonra Cudi ve Ağrı Dağı‘nda çalışmaların yoğunlaştırılacağını ve bu iki önemli bölgede araştırmaların devam edeceğini ifade etmiştir. Bu işbirliği ve araştırmalar, Mezopotamya bölgesinin tarihi ve kültürel mirası ile ilgili daha fazla bilgi edinme amacını taşımaktadır.