KÜLTÜR-SANAT

Muhyiddin İbnü’l Arabi Kimdir? Osmanlı Kerameti ve 2023-2024 Öngörüleri!

Muhyiddin İbnü’l Arabi, mistik düşünceleri ve derin felsefi bakış açısıyla tanınan bir İslam âlimi ve sufidir. Ancak, onun ismi genellikle kerametleriyle de anılmaktadır.

Abone Ol

İbn Arabi’nin yaşadığı dönemde ve sonrasında, kerametleri ve öngörüleri büyük ilgi uyandırmış ve tartışma konusu olmuştur. Bu öngörüler, sosyal, politik ve doğal olaylara dair öngörüler içermesiyle, insanların merakını ve dikkatini çekmiştir.

İbnü’l Arabi’nin kerametleri, zaman içerisinde farklı yorumlara ve analizlere konu olmuş, özellikle geleceğe dair tahminleriyle insanların ilgisini çekmiştir. Bu kerametler, onun şaşırtıcı bir şekilde geleceğe dair öngörülerde bulunmuş olmasından dolayı geniş çapta tanınmasına sebep olmuştur.

Bu öngörüler, Türkiye ve dünya için 2024’ün olası senaryolarını keşfetmeye çalışanlar arasında merak ve tartışma konusu olmuştur. İbn Arabi’nin “Saatlerin Hazinesi” kitabında yer alan bu kerametler, insanlığı bekleyen zorluklar ve umut vaat eden gelişmelerle dolu bir yılı işaret etmektedir.

Muhyiddin İbnü’l Arabi Kimdir?

Muhyiddin İbn’ül Arabi, tam adıyla Muhyiddin Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabi el-Hatimi et-Ta’i, tanınmış bir İslam düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şairdir. Aynı zamanda Şeyhü’l Ekber unvanıyla da anılır. Endülüs‘ün Mursiye (Murcia) şehrinde 28 Temmuz 1165’te Muvahhidler döneminde doğmuştur. Sekiz yaşında ailesiyle birlikte İşbiliye’ye taşındılar, köken olarak Arap Tayy kabilesine mensuptular. Ailesi arasında tasavvufi bilgilerle donanmış kişiler bulunmaktaydı. Adının sonundaki “el-Hatimi et-Ta’i”, cömertliği ve yardımseverliğiyle ünlenmiş olan Ta’i kabilesine mensup Adi bin Hatim et-Ta’i’nin soyundan geldiğini gösterir. Bu kabile Arap olduğu için Ibn Arabi ve ataları “Arabi” (Arap) olarak tanınmışlardır.

Endülüs’te geçirdiği bir sürenin ardından Şam, Bağdat ve Mekke’ye yapmış olduğu seyahatlerde tanınmış âlimler ve şeyhlerle görüşmeler gerçekleştirdi. Babası, onda bir değişim hissettiği için İbn Arabi’yi görmek isteyen filozof İbn Rushd’dan bahsetmişti. İbn Rushd, gerçek bilginin sadece akıl yoluyla elde edilebileceğini savunurken, İbn Arabi ise gerçek bilginin sadece akıl yoluyla değil, daha çok tasavvuf aracılığıyla elde edilebileceğine inanıyordu. Daha sonra Sufizmi benimsedi ve hayatını manevi yola adadı.

İbn Arabi, kendisine “Manevi annem ve dünyevi annenin ışığıyım” diyen 95 yaşından daha büyük Kordovalı Fatma adındaki bir kadına hizmet etmiştir. Kendisiyle tanınan bu kadının takvası ve tevekkülü, onun üzerinde derin bir etki bırakmıştır.

Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin Seyahatleri

İbnü’l-Arabi’nin hayatı seyahatlerle dolu bir dönemi kapsamaktadır. İlk olarak, 36 yaşındayken İspanya’dan ayrılarak 1193’te Tunus’a gitti. Burada bir yıl geçirdikten sonra 1194’te Endülüs’e döndü. Ancak, Sevilla’ya geldiği kısa bir süre içinde babası vefat etti. Annesi de birkaç ay sonra ölünce, İbnü’l-Arabi ikinci kez İspanya’yı terk ederek iki kız kardeşiyle birlikte 1195’te Fas’ın Fez şehrine gitti.

1198’de Cordoba’ya dönüş yaptı, fakat son kez 1200’de Cebelitarık’tan geçerek tamamen İspanya’yı terk etti. Mağrip bölgesinde bazı yerleri ziyaret ettikten sonra 1201’de Tunus’tan ayrıldı ve 1202’de hac ibadetini yerine getirdi. Üç yıl boyunca Mekke’de kaldı ve bu süre zarfında ‘’el-Fütûḥâtü’l-Mekkiyye’’ adlı eserini yazmaya başladı.

Mekke’de vakit geçirdikten sonra, Suriye, Filistin, Irak ve Anadolu’ya seyahat etti. 1204 yılında, İbnü’l-Arabi, Selçuklu döneminde büyük bir şöhrete sahip olan Mecdüddin İshak ile buluştu. Bu buluşma sonrasında, önce Medine’yi ziyaret ettiler ve 1205’te Bağdat’a gittiler. Bu ziyaret, ona Şeyh Abdülkâdir Geylânî‘nin öğrencileriyle doğrudan tanışma fırsatı verdi. İbnü’l-Arabi, Musul’u ziyaret ederek âlim Ali bin Abdullah bin Cami’yi görmek istemişti, bu sebeple sadece 12 gün orada kaldı. Bu süre zarfında Ramazan ayını geçirdi ve ‘’et-Tenezzülâtü’l-Mevṣıliyye’’ ile ‘’el-Celâl ve’l-cemâl’’ adlı eserlerini yazdı.

Muhyiddin-İ Arâbi’nin Osmanlı Kerameti

Muhyiddin-i Arabi’nin Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dair verdiği müjde, dikkate değer bir konudur. Ahmed Cevdet Paşa’nın anlattığına göre Muhyiddin-i Arabî, Osmanlı Devleti henüz kurulmadan yetmiş yıl önce bu devletin geleceği hakkında bir müjde vermişti. Osmanlı’dan sonra 100 yıl duraklama olacak. Sonra kurulacak devlet ise 10 devlet gücünde olacaktır.

Bu müjdeyi Muhyiddin-i Arabî, ilm-i cifir adı verilen simgesel bir bilgiyle Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetlerden çıkarmıştı. Üstelik Osmanlı Beyliği henüz var olmadığı bir dönemde bile Muhyiddin-i Arabî, eserinin ismini “eş-Şeceratü’n-Nu’mâniyye fi’d-Devleti’l-Osmâniyye” (Osmanlı Devleti’nde Soy Ağacı) olarak belirlemişti. Ayrıca bu eserde, Osmanoğulları’ndan ilk halifenin Yavuz Sultan Selim Han olacağı gibi bazı olaylara dair öngörüler de bulunmaktadır.

Muhyiddin-i Arabi’nin eserinde, sadece Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan bahsetmekle kalmayıp, gelecekte Osmanlılar devrinde gerçekleşecek birçok olayı öngördüğü rivayet edilir.

Örneğin, Şam ile Mısır’ın fethedilmesi ve Yavuz Sultan Selim’in Şam’a girmesiyle kendi kabrinin gün yüzüne çıkacağı, Hafız Paşa’nın dokuz aylık kuşatmasına rağmen Bağdat’ı alamayıp, fethin 40 gün içinde IV. Murad’a nasip olacağı gibi olaylar önceden işaretlenmiştir. Ayrıca, Sultan Abdülaziz’in öldürüleceği gibi birçok olay, simgelerle ifade edilmiş bir şekilde belirtilmiştir. Türkler hakkında ise, “Türkler için zafer ve mutluluk vardır” ifadesi yer almaktadır. Bu, Muhyiddin-i Arabî’nin eserinde gelecekte gerçekleşecek bazı olayları öngördüğüne dair anlatılanlardan sadece birkaçıdır.

Muhyiddin-İ Arâbi’nin 2023- 2024 Öngörüleri

Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin 2024 yılına dair kerametleri, gelecek yılın belirsizliğini merak uyandıran bir konu haline getiriyor. İbn Arabi’nin ve benzer kehanet uzmanlarının öngörüleri, kuraklık, yoksulluk gibi olumsuz senaryolara işaret ederken, artan ölüm vakaları da dikkat çekiyor. Özellikle Türkiye ve dünya için yapılan bu kehanetler, önümüzdeki yılın potansiyel zorluklarını ve değişimlerini tahmin etmeye çalışanların dikkatini çekiyor.

Muhyiddin İbn Arabi’nin “Saatlerin Hazinesi” kitabında öncelikle 2023 yılının tahminlerini sunuyor. Arabi, 2023’te ateşli ve veba gibi hastalıkların artacağını belirtiyor. Ayrıca çekirge istilasına da dikkat çekiyor. Kitapta en dikkat çekici kısım ise 2023’ün kuraklık, az yağış ve mali zorluklar getirecek bir yıl olacağına işaret etmesi. Bu durum, 2023’te Türkiye genelinde kuraklık nedeniyle belediyelerin ve bakanlıkların su tasarrufuna ve kuraklıkla mücadeleye dair duyurular yapmasına yol açtı. Önemli bir diğer nokta, 2023’te yer sarsıntılarına yapılan atıftır.

2024 kehanetlerine gelindiğinde, Hicri yılbaşının salı gününe denk gelmesi durumunda batı ülkelerinde karışıklıkların artacağı öngörülüyor. Yine çekirge istilasına dikkat çekiliyor. 2024’te mali zorlukların devam edeceği ve insanlar arasında ölümlerin artacağı belirtiliyor. Toplumlarda fitne ve karmaşa artacak, insanlar olayların ardından yorgunluk hissedecek. İlimde bazı gelişmelerin ve ilerlemelerin olacağı ifade ediliyor.

Ayrıca, 2024 yılı için İslam devletlerine dikkat çekiliyor. Eğer bir araya gelirlerse, dünya genelinde büyük bir güç oluşturabileceklerine ve batı devletlerine karşı üstünlük sağlayabileceklerine işaret ediliyor. 2024, başlangıcı zorlu olacak gibi görünse de sonunda biraz rahatlama getirebilir. Yıl içinde savaşlar belirgin bir şekilde artacak ve üçüncü dünya savaşı başlayabilir.

Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye göre, insanlar bu yıl kendilerine düzen verip doğal düzene uygun yaşarlarsa, Allah’a yaklaşırlarsa, birbirlerini severlerse, doğaya ve hayvanlara hizmet ederlerse, Rabbimiz onlara bazı kolaylıklar lütfedecektir. Bu kolaylıklar arasında şunlar olacak:
Süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalar artacak.
Tarımda verimlilik artacak.
Birçok yerden sular fışkıracak.
Altın para miktarı artacak.
Bağlar düzelecek, tarım ve hayvancılıkta artış olacak.
Ticaret ve alım-satım faaliyetleri çoğalacak.

-kasifiz-