İslam inancına göre, Hazreti Muhammed'in yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili, bugün idrak edilecegiz. Miraç Kandilinde nasıl ibadetler edilir sorusunun cevabı haberimizin dedaylarında.
Miraç Kandili ikinci bir kadir Gecesi hükmünde olduğu için bu gecede edilen dualar geri çevrilmez. Miraç Kandili gecesinde Kur'an okuyup namaz kılmak ve bolca dua etmek gerekir. Miraç ya da Mirac İslamiyet'te peygamberimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) göğe yükselmesi vakasıdır. Arapçada kelime olarak yükseğe çıkma anlamına gelir ve merdiven anlamına gelen uruc kökünden gelmektedir.
BEŞ VAKİT NAMAZ FARZ KILINDI
Miraç gecesinde beş vakit namaz farz kılındı, Allah'a şirk koşmayanların bağışlanacağı müjdesi verildi ve "Amenerrasulü" diye başlayan Bakara Suresi'nin son iki ayeti vahyolundu.
Ayrıca bu gece Allah, Hazreti Muhammed'e İsra Suresi'nde de yer alan insanın yaşama hakkını, şeref ve haysiyetini korumayı, toplumun huzur ve güvenini sağlamayı amaçlayan ahlak ve fazilet düsturlarını bildirdi.
Müslümanlara Miraç Kandili'nde, namaz borcu olanların kılabildiklerince namaz kılması, namaz borcu olmayanların ise nafile namaz kılması, Kur'an-ı Kerim okuması, istiğfar ve dua tavsiye ediliyor.
MİRAÇ KANDİLİNDE NELER YAPILMALI?
-
Kur’ân-ı Kerim okumak ve dinlemek
Kur’ân-ı Kerîm mü’minlerin dünya ve âhirette dostudur. Onunla huzur bulur, onunla ünsiyet kurar ve onunla tesellî olurlar.
Ebû Ümâme (r.a.) ben Resûlullah’ı (s.a.s.): “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçı olarak gelecektir” buyururken işittim, demiştir. (Müslim, Müsâfirîn, 252)
Mîraç gecesinde Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’e verilen hediyelerden biri Bakara sûresinin son iki ayetidir. (bk. Müslim, Îman, 279)
Ebû Mes’ûd el-Bedrî (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Bakara sûresinin sonundan iki âyeti geceleyin okuyan kimseye bunlar yeter.” (Müslim, Müsâfirîn 255)
-
Peygamberimize (s.a.v.) salavat getirmek
Salât-ü selâm getirmek, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) rûhâniyetiyle irtibat kurmayı ve O’nun nûrundan istifâde etmeyi sağlar.
Hz. Peygamber (s.a.s.) “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları; bana en çok salât ve selâm getirenlerdir” (Tirmizî, Vitr, 21) buyurmuştur.
-
Kaza ve nafile namazı kılmak
Miraç’ta Peygamberimize (s.a.s.) verilen hediyelerden biri, 5 vakit namazın farz kılınmasıdır.
İmandan sonra en faziletli amel sayılan (Müslim, “Îmân”, 137-140) namaz hakkında Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde, “Namaz dinin direğidir” (Müsned, V, 231, 237; Tirmizî, “Îmân”, 8) demiş, namazın en önemli rüknü durumundaki secdeyi ise kulun Allah’a en yakın olduğu durum olarak nitelendirmiştir. (Müslim, “Ṣalât”, 215; Nesâî, “Mevâḳītü’ṣ-ṣalât”, 35)
-
Geçmiş günahlar için tövbe ve istiğfar etmek
Tövbe imanın bir tezahürüdür; bezm-i elestte Allah’a verilen sözün hatırlanması ve yapılan ahdin tazelenmesidir; Kur’an’da işaret edildiği gibi (eş-Şems 91/9-10) nefsini kirlerden arındırma çabasıdır.
Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “Rasûlullâh’a (s.a.s.) Miraç’ta üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi...” (Müslim, Îman, 279)
Peygamber (s.a.s.) Efendimiz başka bir hadisinde: “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim...” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuştur.
-
Sadaka vermek
Allah rızâsı için yapılan her şey sadakadır. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, yaşlı vs. kimseler için yapılacak küçücük bir iyilik Allah’ın rızasını kazandırabilir.
Peygamber (s.a.s.) Efendimiz: “Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır.” (Heysemî, Mecmaü'z-Zevâid,3/63) buyurmuştur.
-
Dua etmek
Bu mübarek gecede kişi, kendisi ve başka insanlar için isim zikrederek dualar edebilir.
Ayet-i kerîmede buyrulur: “(Ey Rasûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?” (el-Furkân, 77)
Bir defasında Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Rasûlü’ne salavât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek: “Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)
-
Zikir çekmek
Allah, kendisini zikreden kullarını çok sever. Allah’ı sevmenin göstergesi de onu çokça zikretmektir.
Peygamberimiz (s.a.s.): “Allah’ı sevmenin alameti, Allah’ı zikretmeyi sevmektir” (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 52) buyurmuştur.
-
Helalleşmek
Yüce Allah kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları affettiği hâlde kul hakkını bunun dışında tutmuştur. Kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan kulunun irâdesine bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik alması şart koşulmuştur.
Peygamberimiz (s.a.s.) “Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şayet iyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” (Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 48) buyurmuştur.
-
Tefekkür etmek
Kur’ân’da düşünmek teşvik edilmiş ve düşünenler övülmüştür.
Düşünmek anlamına gelen tefekkür hakkında Ebu’d-Derdâ (r.a.) şöyle buyurur: “Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.” (Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127; Aclûnî, I/310)
-
Oruç tutmak
Kandil gecelerinin gündüzlerinde oruç tutulabilir.
Oruç, insanın her bakımdan sıhhatli olmasını sağlar. Nitekim Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: “Oruç tutunuz ki (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” (Heysemî, III, 179)