Sarıgül, CHP Erzincan İl Başkanlığı'nda yapmış olduğu basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Ramazan ayı, ibadet, rahmet ve sabır ayıdır. Yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Ramazan ayı, sevinç ayıdır.Ne yazık ki, ramazan ayına, sevinçle değilmaalesef kuyruklarla,yokluklarla giriyoruz.

Erzincan Ergan Dağı Kış Sporları Merkezi, 1 Milyon Kayakseveri Ağırlamayı Hedefliyor Erzincan Ergan Dağı Kış Sporları Merkezi, 1 Milyon Kayakseveri Ağırlamayı Hedefliyor

Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, enflasyon yüzünden tencerelerde dert kaynıyor. Mutfaklarda huzur yok,evlerde neşe yok. Bu aziz millete, ramazan sevincini çok gördüler, bu mübarek ayın bereketini kaçırdılar. Mübarek ramazanı zamlarla karşıladık. Hurmalar, etli yemekler, salatalar, tatlılar iftar sofralarından kalktı. Ramazan pidesi 15 lira olmuş,millet sıcak bir pide alamaz hale geldi. Ülkeyi yönetenlerin yanlış tarım politikalarınınceremesini millet çekiyor. 22 yıldır ülkeyi yönetenler, tarımdan değil, ranttan, çiftçiden değil,ithalatçıdan yana oldular.

120 milyar dolarlık tarım ithalatı yaptılar. Bu paraları, Kanada çiftçisine, ABD çiftçisine vermek yerineTürk çiftçisine verseydiler,çiftçi de doyardı, Türkiye’yi de doyururdu. Ülkemizi tarımda dışa bağımlı hale getirdiler, bu yüzden kuyruk var, yokluk var, pahalılık var. Köprülere, otoyollara hazine garantisi, bankada parası olana,kur garantisi verdiler. Çiftçimize alım garantisi vermediler. Pırlantadan almadıkları vergiyi çiftçinin mazotundan aldılar. Çiftçinin ürünü, para etmiyor, tüketicinin gücü almaya yetmiyor.

Kim mutlu? Zincir marketler, yabancı şirketler mutlu. Vatandaş pahalılıktan şikâyet ediyor, ülkeyi yönetenler çareyi markette, etikette arıyor. Hayat pahalılığını önlemenin yolu, marketten değil, tarlada, fabrikada üretimi artırmaktan geçer. Tarımdaki sorunları çözemezsek, Türkiye’nin sorunlarını da çözemeyiz.

Türkiye kendine yeter. Türkiye zengin bir ülkedir. Yapmamız gereken; üretmek, üretmek, üretmektir. Yapmamız gereken; Türkiye’yi kendine yeter hale getirmektir. Bunun adı, ekonomik milliyetçiliktir.  Ekonomik milliyetçilik,az döviz harcamak, çok döviz kazanmaktır. Ekonomik milliyetçilik,“yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı ve korumalı” demektir. Ekonomik milliyetçilik,Rusya, Kanada, ABD çiftçisini değil, Türk çiftçisini ihya etmektir.

Bu işin formülünü Atatürk yıllar önce bize göstermiştir. Bu işin formülü,devlette liyakat ve adalet,ekonomide milliyetçilik,tarlada, fabrikada üretim,kamuda dürüst yönetimdir.”

Editör: Adem Küçükkaya