Hayatta, bazen beklenmedik aksilikler bizi bulabilir. Yolda bir kazaya karışmak, bilgisayarın çökmesi ya da yanlış bir karar almak gibi küçük aksilikler, çoğumuzun yaşadığı günlük zorluklar. Ancak, bir aksilik başladığında genellikle bu durumun ardı arkası kesilmez. İşte tam bu noktada Murphy Kanunları devreye girer. "Kaos, düzenden daha olasıdır" şeklinde özetlenen bu düşünce, başımıza gelen aksiliklerin, daha büyük sorunlara yol açacağı inancını ifade eder. Ancak, bu kanunlar bilimsel bir temele mi dayanır? Gerçekten geçerli midir? Gelin, daha yakından bakalım.

Murphy Kanunları Nedir?

Murphy Kanunları, 1940'lı yılların sonunda mühendis Edward Aloysius Murphy Jr. tarafından geliştirilen bir düşünce sistemidir. Temelde, "Eğer bir şey ters gidebilecekse, mutlaka ters gidecektir" fikrine dayanır. Bu mantık, insan hayatındaki olasılıkları ve aksilikleri anlamlandırmaya çalışır. Murphy Kanunları, şans ve olayların gelişimindeki belirsizliği, en kötü sonucun her zaman gerçekleşeceği bir felsefeye dönüştürür.

Özetle, Murphy Kanunları şöyle ifade edilebilir:

Ayakkabılarınızın su geçirmesini önleyebileceğiniz yöntemler Ayakkabılarınızın su geçirmesini önleyebileceğiniz yöntemler

"Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bunlardan biri kötü sonuç doğuracaksa, o kötü sonuç mutlaka gerçekleşir."

Bu cümle, Murphy Kanunları’nın özüdür. Peki, bu kanunlar nasıl ortaya çıktı?

Murphy Kanunları Nasıl Ortaya Çıktı?

Murphy Kanunları'nın hikayesi, 1949 yılına dayanır. ABD Hava Kuvvetleri, roket ivmelenmesinin insan üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla bir dizi deney yapıyordu. Bir pilotun vücuduna 16 adet ivmeölçer yerleştirilmesi gerekiyordu. Ancak teknisyen, ivmeölçerleri yanlış yerleştirerek çalışmanın başından itibaren sorun yaratmıştı. Bu durumu açıklamak için Murphy, "Her şey olacağına varır" gibi bir ifade kullandı. Bu mantıklı ama karamsar bakış açısı kısa sürede “Murphy Kanunları” olarak popülerleşti.

Murphy Kanunları Gerçek mi?

Murphy Kanunları, bilimsel bir teori olmamakla birlikte, hayatın doğasındaki kaos ve belirsizliği yansıtan bir düşünce sistemidir. Günlük hayatta sıkça karşılaşılan aksiliklerin, bu kanunla açıklanması mümkündür. Ancak, kanunlar bir tür olasılık teorisi gibidir. Kısacası, kötü bir şey gerçekleşme olasılığı varsa, Murphy Kanunları'na göre bu şey mutlaka gerçekleşecektir.

Bu yaklaşım, sibernetik ve matematikteki kaos teorileriyle de örtüşmektedir. Kaos teorisi, sistemlerin tahmin edilemez ve kontrol edilemez doğasına odaklanır. Eğer bir organizasyonda kaos olasılığı yüksekse, belirli bir düzenin sürdürülebilirliği daha azdır. Yani, kaos her zaman düzenden daha olasıdır.

Murphy Kanunları Örnekleri

Murphy Kanunları'nın her biri, günlük hayatta karşımıza çıkan aksilikleri bir tür "gerçeklik" olarak kabul eder. İşte bu kanunlara dair bilinen örnekler:

  1. "Her şey yolunda gidiyorsa, kesin bir terslik vardır."
  2. "Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir."
  3. "Bir şeyle fazla oynarsanız, onu bozarsınız."
  4. "Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir."
  5. "Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir."
  6. "Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engellerseniz, hemen yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır."
  7. "Piyangoda para kazandığınız gün, ölümünüz yakın demektir."
  8. "Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır."
  9. "Er ya da geç, en kötü koşullar zincirlemesi ortaya çıkacaktır."
  10. "Bir kişiye 'Sandalye boyalı, sakın değme!' derseniz, masaya dokunacaktır."
  11. "Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz şey size geri gelir."
  12. "Ne kadar beklerseniz, istenmeyen zaman gelir."

Görüldüğü gibi, bu kanunlar çoğunlukla hayatın küçük ama anlamlı aksiliklerini açıklayan mantıklı, bazen de esprili ifadelerden oluşur.

Yhprum Kanunu: Murphy’nin Tersi

Murphy Kanunları’nın tam tersi bir yaklaşım da vardır: Yhprum Kanunu. Yhprum, aslında "Murphy"nin tersten yazılmış halidir. Yhprum Kanunu şöyle özetlenebilir:

"Çalışabilen her şey, çalışır."

Yhprum Kanunu, her şeyin doğru olma olasılığının her zaman yüksek olduğunu savunur. Bu kanun, kaos yerine düzenin ve iyimserliğin geçerli olduğunu kabul eder.

Editör: Yasemin Dülgeroglu