Mevlit Kandili'nde oruç tutulur mu, tutulmaz mı?

Birinci Görüş:

Resûlullah Efendimiz doğduğum gün oruç tutarım buyuruyor, Peygamberimiz tuttuğuna göre, şükrâne olarak Cenâb-ı Hakk’a teşekkür olarak tutmakta ecir var, müstehabdır.

Resûlullah’a pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu: “O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür.” (Müslim, Siyam 197, 198)

Bu hadisten yola çıkarak büyükler Resûlullah Efendimiz'in doğduğu gün oruç tutmanın güzel olacağını belirtmişlerdir.

İkinci Görüş:

Efendimiz’in cihânı teşrifi bir bayram, yani bir sevinç günü telâkkî edilir. Bunun için nasıl bayramda oruç tutulmazsa, Mevlid Kandili günü de oruç tutulmasa câizdir. Bunun için hayır-hasenatta bulunur. Efendimiz’in ümmeti olmanın sevinciyle fakir-fukarâyı sevindirir. Kur’ân-ı Kerîm’ler okur, sohbetler eder. Bu günü de öyle bir bayram sevinci içinde geçirirse, bu da çok güzel buyruluyor.

Yani, tutulsa da müstehabdır, tutulmasa da müstehabdır. Fakat ikisi de Cenâb-ı Hakk’a bir şükrâne olarak olacak. Bir sevinç alâmetleri olması lâzım.

2. Salavat Getirmek

Resûlullah Efendimiz'e salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Peygamber Efendimizin dünyaya geldiği bu gecede en önemli ibadetlerden biri de ona salavat getirmektir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının gideririleceği bildirilmiştir.

Salavat birçok şekilde getirilebilir.

En kısa şekli ile salavat: “Âllâhümme salli alâ Muhammed.”

Anlamı: “Allâh’ım, Efendimiz, büyüğümüz Muhammed'e, salatu selam eyle.” demektir.

3. Kaza Namazı ve Nafile Namaz Kılmak

Peygamber Efendimiz: “Namaz, gözümün nûrudur.” (Nesâî, Ahmed bin Hanbel) buyurmuşlardır. Hak dostları bu gecelerde namaz kılmanın ehemmiyetine dikkat çekmişler ve namaz borcu olanların kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir. Kaza namazı olmayanların nâfile namaz kılınabiliceği bildirilmiştir.

4. Kur'an-ı Kerim Okumak

Allah dostları mübarek gecelerde çokça Kur'ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.

5. Tevbe İstiğfar Etmek

Bir Müslüman her gün, günahlardan pişman olarak tevbe etmelidir. Mevlid Kandili tevbe etmeye vesile olan müstesna gecelerdendir.

2025'te Tatil Planları Şimdiden Yapılsın! 2025'te Tatil Planları Şimdiden Yapılsın!

Okunuşu: “Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente”

Anlamı: «Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ibâdete lâyık ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen’in kulunum. Ezelde Sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lutfettiğin nîmetleri yüce huzûrunda minnetle anar, günâhımı îtirâf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları Sen’den başka affedecek yoktur.»”

6. Dua Etmek

Bu mübârek geceler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır.

Kur'ân-ı Kerim'de Geçen Peygamber Duâları

َْOkunuşu: “Rabbeneğfir lenâ zünûbenâ ve isrâfenâ fî emrinâ ve sebbit akdâmenâ vensurnâ ‘alel-kavmilkâfirîn.”

Anlamı: “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sabit kıl, kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et!” (Âl-i İmrân, 3/147)

Âdem -aleyhisselâm- ve eşi, cennette kendilerine yasaklanan ağacın meyvesinden yedikten sonra cennetten yeryüzüne indirilince şöyle dua etmişlerdir:

Okunuşu: “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ ve il-lem teğfir lenâ ve terhamnâ le-nekûnenne minel-hâsirîn.”

Anlamı: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!” (A’râf, 7/23)

NÛH ALEYHİSSELÂM'IN DUÂSI

Nuh (a.s.), kendisine iman etmeyen oğlu suda boğulunca (Hûd, 11/43); “Rabbim! Şüphesiz ki oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette haktır, Sen hâkimler hâkimisin” diye Rabbine seslenmiş, bunun üzerine yüce Allah, “Ey Nuh! O, asla senin ailenden değildir, onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. O hâlde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim” (Hûd, 11/45-46) buyurmuştur.

Bu uyarı sonunda Nuh (a.s.), Allah’a şöyle dua etmiştir:

Okunuşu: “Rabbi innî e’ûzü bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ’ılm. Ve illâ teğfirlî ve terhamnî eküm-minelhâsirîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bilmediğim şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen, beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ben hüsrana düşenlerden olurum!” (Hûd, 11/47)

Kur’ân’da Nuh (a.s.)’ın şu duaları da zikredilmiştir:

Okunuşu: “Rabbinsurnî bimâ kezzebûn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! (Kavmimin) beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” (Mü’minûn, 23/26)

Okunuşu: “Rabbiğfirlî veli-vâlideyye ve limen dehale beytiye mü’minen ve lil-mü’minîne vel-mü’minâti ve lâ tezidiz-zâlimîne illâ tebârâ.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mü’min olarak evime girene ve bütün mü’min erkek ve mü’min kadınlara mağfiret eyle. Zalimlerin de sadece helâkini artır.” (Nûh, 71/28)

LÛT ALEYHİSSELÂM'IN DUÂSI 

Lût kavmi, âlemde kendilerinden önce kimsenin yapmadığı ahlâksızlığa düştüler. (A’râf, 7/80-81) Lût peygamberin (a.s.) ikazına rağmen bu çirkin işlerinden vazgeçmediler, üstelik Peygamberi de yalanladılar. Kavminin bu tutumuna karşı Lût (a.s.) Allah’a şöyle dua etmiştir:

Okunuşu: “Rabbi! Neccinî ve ehlî mimmâ ya’melûn.”

Anlamı: “Rabbim! Beni ve âilemi bunların yaptıklarından kurtar!” (Şu’arâ, 26/169).

Okunuşu: “Rabbi’nsurnî ‘alel-kavmil-müfsidîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bozguncu / ortalığı fesada veren bu kavme karşı bana yardım et.” (Ankebût, 29/30)

HAZRETİ İBRAHİM'İN DUALARI

İbrahim -aleyhisselam-'ın beş ayrı duası şöyledir:

Okunuşu: “Rabbi! Heblî hukmevve elhıknî bissâlihîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bana hikmet ver ve beni sâlihler arasına dâhil et.” (Şu’arâ, 26/83)

Okunuşu: “Rabbi! Heblî mines-sâlihîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bana sâlihlerden (bir oğul) ihsan et!” (Sâffât, 37/100)

Okunuşu: “Rabbic’alnî mükîmes-salâti ve min zürriyyetî Rabbenâ ve tekabbel du’âe.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” (İbrahim, 14/40)

Okunuşu: “Rabbene’ğfirlî veli-vâlideyye ve lilmü’- minîne yevme yegûmül-hısâb.”

Anlamı: “Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni, ana-babamı ve mü’minleri bağışla!” (İbrahim, 14/41)

İbrahim -aleyhisselâm-, oğlu İsmail -aleyhisselâm- ile Kâbe’yi inşa edince şöyle dua etmişlerdir:

Okunuşu: “Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entessemî’ul-‘alîm. Rabbenâ vec’alnâ müslimeyni leke ve min zürriyyetinâ ümmetem müslimetelleke ve erinâ menâ- sikenâ ve tüb ‘aleynâ inneke entet-tevvâbürrahîm.”

Anlamı: “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur, hiç şüphesiz Sen işitensin, bilensin. Ey bizim Rabbimiz! Hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını göster, tövbemize rahmetle bakıver. Hiç şüphesiz tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.” (Bakara, 2/128)

HAZRETİ YÛSUF'UN DUÂSI

Okunuşu: “Rabbis-sicnü ehabbü ileyye mimmâ yed’ûnenî ileyhi ve illâ tasrif ‘annî keydehünne asbü ileyhinne ve ekümminel-câhilîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Zindan bana bunların davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer Sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, ben onların sevdasına düşer, cahillerden olurum.” (Yûsuf, 12/33)

Hapisten kurtulup Mısır’a Hazine bakanı olunca şu duayı yapmıştır:

Okunuşu: “Rabbi kad âteytenî minel-mülki ve ‘allemtenî min te’vîlil-ehâdîsi fâtıras-semâvâti vel-ardı ente veliyyî fiddünyâ vel-âhıreti teveffenî müslimevve elhıknî bissâlihîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni sâlih kulların arasına kat!” (Yûsuf, 12/101)

ŞUAYB ALEYHİSSELÂM'IN DUASI

Okunuşu: “Rabbeneftah beynenâ ve beyne kavminâ bil-hakkı ve ente hayrul-fâtihîn.”

Anlamı: “Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.” (A’râf, 7/89)

Okunuşu: “Vemâ tevfîkî illâ billâhi ‘aleyhi tevek-keltü ve ileyhi ünîb.”

Anlamı: “Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben yalnızca O’na dayandım ve ancak O’na döneceğim.” (Hûd, 11/88)

MÛSA ALEYHİSSELÂM'IN DUASI

Henüz peygamberlikle görevlendirilmeden önce Mısır’da bir İsrailli’yi savunmak için bir kıptîye bir tokat vurmuş, kıptî de bu tokat ile ölüvermiştir. Bunun üzerine şu duayı yapmıştır:

Okunuşu: “Rabbi innî zalemtü nefsî feğfirlî fe-ğafera lehû innehû hüvel-ğafûrurrahîm.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni ba- ğışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Kasas, 28/16)

Bir kıptînin ölümüne sebep olduğundan, cezalandırılmaktan korktuğu için Mısır’dan gizlice kaçmış ve Allah’a şöyle dua etmiştir:

Okunuşu: “Rabbi neccinî minel-kavmiz-zâlimîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar.” (Kasas, 28/21)

Allah da duasını kabul etmiş ve onu korumuştur.

Okunuşu: “Rabbiğfirlî ve li-ahî ve edhılnâ fî rahmetike ve ente erhamür-râhımîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla! Bizi rahmetinin içine al. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (A’râf, 7/151)

Okunuşu: “Rabbi! Lev şi’te ehlektehüm min kablü ve iyyâye e tühlikünâ bimâ fe’ales-süfehâü minnâ in hiye illâ fitnetüke tüdıllü bihâ men teşâü ve tehdî men teşâü. Ente veliyyünâ feğfirlenâ verhamnâ ve ente hayrül-ğâfirîne vektüb lenâ fî hâzihid-dünyâ hasene-tevve fil-âhıreti innâ hüdnâ ileyke.”

Anlamı: “Rabbim! Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin imtihanından başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en iyisisin. Bize bu dünyada da iyilik, güzellik ve nimet yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik.” (A’râf, 7/156-157)

Yüce Allah, Musa (a.s.)’a kendisini ilâh yerine koyan Firavun’a gidip onu imana davet etmesini emretti. Musa (a.s.), bu görev üzerine şöyle dua etti:

Okunuşu: “Rabbiş-rahlî sadrî ve yessirlî emrî vahlül ‘ukdetem millisânî yefkahû kavlî vec’al lî vezîran min ehlî Hârûne ahî üşdüd bihî ezrî ve eşrikhü fî emrî key nüsebbihake kesîran ve nezkürake kesîran inneke künte binâ basîra.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çözüver de sözümü iyi anlasınlar. Bana âilemden bir vezir ver; Kardeşim Harun’u, onunla arkamı kuvvetlendir, onu da (elçilik) görevime ortak yap ki Seni çok tesbih edelim ve Seni çok analım. Şüphesiz Sen, bizi görensin.” (Tâ-hâ, 20/25-35)

Okunuşu: “Ve üfevvidu emrî ilallâhi innellâhe basîrumbil-‘ıbâdi”

Anlamı: “Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir.” (Mü’min, 40/44)

ZEKERİYYÂ ALEYHİSSELÂM'IN DUASI

Okunuşu: “Rabbi heblî milledünke zürriyyeten tayyibeten inneke semî’uddü’âi.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bana katından temiz bir soy ihsan eyle, şüphesiz sen duayı işitensin!” (Âl-i İmrân, 3/38)

HAZRETİ SÜLEYMAN'IN DUÂSI

Okunuşu: “Rabbi evzi’nî en eşküra ni’metekelletî en’amte ‘aleyye ve ‘alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhü ve edhılnî bi-rahmetike fî ‘ıbâdikes-sâlihîn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dâhil et.” (Neml, 27/19)

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN DUALARI

Okunuşu: “Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hû. ‘Aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül-arşil’azîm.”

Anlamı: “Bana Allah yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben O’na güvendim ve O, büyük Arş’ın Rabbidir.” (Tevbe, 9/129)

Okunuşu: “Rabbihküm bilhakkı ve RabbünerRahmânül-müste’ânü alâ mâ tesıfûn.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Aramızda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân’dır ki, isnat ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak O’dur.” (Enbiyâ, 21/112).

Okunuşu: “Rabbi immâ türiyennî mâ yû’adûn. Rabbi felâ tec’alnî fil-kavmiz-zâlimîn.”

Anlamı: “Rabbim! Eğer onlara vaad edilen azabı bana mutlaka göstereceksen, Rabbim! Bu durumda beni, o zalimler topluluğunda bulundurma.” (Mü’minûn, 23/93–94)

Okunuşu: “Rabbi e’ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn. Ve e’ûzü bike rabbi eyyahdurûn.”

Anlamı: “Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığı- nırım.” (Mü’minûn, 23/97–98)

Okunuşu: “Rabbiğfir verham ve ente hayrürrâhımîn.”

Anlamı: “Rabbim! Bağışla, merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Mü’minûn, 23/118)

Beş vakit namaz ve kendisine mahsus olan teheccüt namazı emrinin akabinde (İsrâ, 17/78–79) şöyle dua etmesini istemiştir:

Okunuşu: “Rabbi edhılnî müdhale sıdkıvve ahricnî muhrace sıdkıvec’allî milledünke sültânen nasîra.”

Anlamı: “Rabbim! Gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla, çıkacağım yerden de doğrulukla çıkmamı nasip et ve benim için kendi katından yardım edici bir kuvvet ver.” (İsrâ, 17/80)

7. Sadaka Vermek

Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır. Bu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.

Editör: Saliha Kara