Konut fiyatları, pandemi dönemiyle birlikte başlayan dengesiz bir seyir izledi. Faiz düşüşleri, fiyatların hızla artmasına neden olurken, faiz artışları ise satışları durma noktasına getirdi. Son dönemde faizlerin düşme beklentisiyle birlikte fiyatlarda yeniden bir yükseliş eğilimi gözlemleniyor.
Yüksek faiz oranları, kredili konut satışlarını önemli ölçüde düşürdü. Özellikle düşük gelirli kesim, yüksek faiz yükü nedeniyle konut sahibi olmaktan uzaklaştı.
Reel fiyatların düşmesi, yüksek gelirli bireylerin konut yatırımı yapmasına olanak sağladı. Bu durum, konut satışlarında artışa neden oldu.
Düşük gelirli kesimlerin ev sahibi olma oranı, ekonomik koşulların zorlaşmasıyla birlikte önemli ölçüde düştü. Yüksek konut fiyatları ve artan yaşam maliyetleri, bu kesimin konut sahibi olma hayallerini ertelemesine neden oldu.
Konut satışlarında İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler başı çekerken, küçük illerde satışlar oldukça düşük kaldı.
Ekonomist Orhan Karaca: “Konut satışları yeniden ivmelenmeye başlamış. Kim alıyor acaba bunları? Düşük gelirli grubun ev sahipliği oranı 2023’te yüzde 48,1’e kadar düştü. Mevcut şartlarda bunların yeniden ev sahibi olmaya başlaması pek olası değil. Muhtemelen servet biçim değiştiriyor. Konut fiyatlarının reel olarak düşmeye başlaması zenginlerin konut talebini arttırıyor.
Ekonomist İris Cibre: “Konut satışları Eylülde de artışa devam etti. 140,919 (37,3%) Üstelik, ipotekli satışların payı da Haziranda yüzde 8,5’ten yüzde 11,23’e yükseldi. 10 yılın aylık ortalama satışı 111 bin. Ocaktan beri son 3 aydır ortalamanın üzerinde ve artarak devam ediyor. Fakat fiyat artışları aynı noktada değil. Nominal artış ciddi yavaşlarken, reel daha da düşüyor. Bu da, konut sahibinin, borç ödemeleri, yüksek faizden yararlanma isteği ve fiyatların daha da düşeceği kaygısı ile hareket ettiğini gösteriyor. Alıcı ise fırsat görüyor belli ki” dedi.
Konut piyasasında yaşanan dalgalanmalar, ekonomik koşullardaki değişimlerin bir yansımasıdır. Faiz oranları, gelir dağılımı ve bireysel tercihler gibi faktörler, konut fiyatlarını ve satışlarını doğrudan etkilemektedir. Düşük gelirli kesimlerin konut sahibi olma sorununa kalıcı çözümler bulunması, sürdürülebilir bir konut politikasının temel hedeflerinden biri olmalıdır