KÜLTÜR-SANAT

Helak Olan Kavimler: İlahi Gazabın Acı Tecellileri

Tarih boyunca insanlık, iman ve ahlak ilkelerinden sapmış olan birçok topluluğun ilahi gazapların hedefi olduğu birçok olaya tanıklık etmiştir.

Abone Ol

Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin kibirleriyle bilinen insanları; peygamberlere karşı direnen, kendilerini tanrı olarak gören ve sonunda bir sel felaketi ile helak olan Firavun; bir sineğin bile hükmetmesine engel olamayan Nemrut; ahlaki değerlerden uzak yaşayan Lut kavmi gibi örnekler, zulüm ve isyana bulaşmış ve sonunda bu dünyadan ayrılmışlardır.

Allah’u Teâla şu şekilde buyurur: “Onlara, geçmişte yaşamış olan toplulukların, Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin, İbrahim toplumunun, Medyen halkının ve yerle bir olmuş şehirlerin hikâyeleri ulaşmadı mı? Peygamberleri, açık seçik mucizelerle geldiler. Allah, zulmetmek istemiyordu, ancak onlar kendilerine zulmediyorlardı.” (et-Tevbe, 70)

Kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz’in (sas) öğretilerine göre, bu toplulukların başlıca helak sebepleri şunlardır: putperestlik, zulüm, akıl almaz sapkınlıklar ve Yüce Allah’a karşı isyanları. Ayrıca, bazı toplumlar, peygamberlerine inanmayı reddederek onlara zarar vermeye kalkışmışlardır. Allah’a ve peygamberlerin rehberlik ettiği yola karşı çıkanlar, er ya da geç ilahi kudretin acı azabı ve sert tecellileriyle karşı karşıya gelirler. Bu, kaçınılmaz ve değişmez bir ilahi yasadır.
Tarihte helak olan birçok kavim bulunmaktadır. İşte bu kavimler ve onların helak olma sebepleri:

Nemrut ve Kavminin Helakı

Hz. İbrahim (as) devrinde yaşayan kral Nemrut, büyük bir kibir ve gurur içindeydi. Bu zalim kral, kendi toplumunu Cenabı Allah’ın gazabına sürükleyen birçok kötülüğü teşvik eden biriydi. Kendisini tanrı gibi gören, taç takan, insanları kendisine tapmaya çağıran bir kişiydi. Nemrut, kötülüklerin yeryüzündeki ilk yayıcısı olarak bilinir.

Cenabı Allah, Nemrut ve Keldani kabilesine yönelecek bir beladan korunmak ve rahatça ibadet edebilmek amacıyla Hz. İbrahim (as) ve ona inananlara hicret etmelerini emretti. Hz. İbrahim ve onunla birlikte olanlar bu emre uyarak hicret ettiler.

Hz. İbrahim, Allah’ın Halili olarak bilinir ve hicret ettikten sonra Cenabı Allah, Nemrut ve Keldani kabilesi üzerine sürüler halinde sivrisinekler gönderdi. Sivrisinekler insanların kanlarını emdiler ve insanlar susuzluktan kurudu. Bir sivrisinek de Nemrut’un burnuna girdi. Nemrut, baş ağrısından dolayı yanındaki kişiye sineği çıkartması için tokmakla vurdurdu. Ancak son darbe, Nemrut’un kafatasının paramparça olmasına neden oldu ve ruhu ebedi cehenneme gitti. Bu, Nemrut’un helakının sonu oldu.

Ad Kavminin Helakı

Ad Kavmi, Kur’an-ı Kerim’de sıkça bahsedilen bir Arap kavmidir. Yaklaşık olarak 23 kabileden oluşmuşlardır ve Yemen bölgesinde yaşamışlardır. Ad Kavmi, Hz. Nuh’un soyundan gelir ve Nuh Tufanı’ndan sonra dünyaya dönen ilk topluluklardan biridir. Ancak zaman içinde Allah’tan uzaklaşmışlar, dinlerini unutmuşlar ve putperestliğe sapmışlardır. Ad Kavmi, çeşitli tanrılara taparak şirk koşmuşlardır.

Bu topluluk aynı zamanda zulme de sapmıştır. Güçsüz ve savunmasız olanlara zulmetmiş, onları aşağılamış ve haksızlığa uğratmışlardır. Ayrıca, masum insanları yüksek binaların tepesine çıkararak oradan atarak öldürmüşlerdir. Bu vahşi davranışlarıyla insani değerlere karşı gelmişlerdir. Ad Kavmi, ölenlerin parçalanmış cesetlerine bakarak bu vahşeti bir eğlence haline getirmişlerdir.

İrem Şehrinde yaşayan merhametten uzaklaşan, kalpleri kararan Ad kavmi, tufanın ardından yeryüzünde helak olan ilk topluluktur. Allah’ın lütuflarından yüz çeviren Ad kavmi, rüzgârın ve kuraklığın cezasıyla karşı karşıya kaldı. Hz. Hud (as), bu kavmi uyararak tekrar doğru yola dönmeleri için büyük çaba sarf etti. Ancak kavmi, isyanlarından vazgeçmeyi reddederek Hud’a şöyle dediler: “İster öğüt ver ister verme, bizim için fark etmez. Biz inatla direneceğiz.” (Eş-Şuara, 136).

Allah, bu isyanlar sonrasında önce yağmur yağdırmamaya başladı ve buna bağlı olarak kuraklık tüm bölgeyi sardı. Tarihte ün salmış İrem Bağları bile kurudu. Kuraklık döneminden sonra, sekiz gün süren korkunç bir rüzgâr esti ve her şeyi kuruttu. Ancak Allah, Hz. Hud ve ona inananları bu azap ve felaketlerden korudu.

Ad Kavmi’nin helak olma sebepleri, Allah’a isyan, putperestlik, zulüm, insanlık değerlerine saygısızlık ve ahlaki bozulma gibi bir dizi ciddi suçlamalarla doludur. Bu nedenle, Ad Kavmi, tarihte helak olan topluluklar arasında özel bir yere sahiptir. Allah’ın uyarılarına ve peygamberlerin öğretilerine kulak asmayarak kendi yok oluşlarına yol açmışlardır.

Nuh Kavminin Helakı

Hz. Nuh peygamberin kavmi, derin bir küfür ve sapkınlık içinde yaşayan bir topluluktu. Putlara tapmış, Allah’ı ortak koşmuşlardır. Ayrıca, fakir insanlara karşı kötü davranmış, onlara acımasız zulümler yapmışlar ve bu zalimliklerinin ardından bile kendilerinin üstün olduklarını iddia etmişlerdir. Kavimdeki kadınlar ahlaki değerlerden uzaklaşmış, iffetlerini yitirmiş ve dünyevi zevklere aşırı düşkün hale gelmişlerdir. Nuh Kavmi, sonunda Allah’ın cezasına çarptırılarak Nuh Tufanı ile helak olmuştur.

Kur’an-ı Kerim, Nuh peygamberin kavminin azgınlığı ve helakı hakkında bilgi veren ayetlere sahiptir. Hepsini aktarmamız mümkün değil, ancak Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “And olsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de O, 950 yıl onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz O’nu ve gemidekileri kurtardık. Bunu âlemlere bir ibret yaptık.” (Ankebut, 14-15).

Lut Kavminin Helakı

Hz. Lut (as), Filistin bölgesindeki Sedom kavmine gönderilen bir peygamberdir. Hz. Lut peygamber, kavmini Allah’a itaat etmeye ve kötülüklerden kaçınmaya davet etmiştir. Ancak Lut kavmi, peygamberlerini dinlememiş ve hatta onu sürgüne gönderme tehdidinde bulunmuşlardır. Daha da ileri giderek, Lut peygamberin (as) kavminin ileri gelenleri şöyle demişlerdir: “Eğer sen gerçekten bir peygamber isen, doğru konuşuyorsan, bize vaat ettiğin azabı getir!”

Cenabı Allah, Hz. Lut’un (as) duasını kabul etti ve Cebrail, Mikail ve İsrafil’i göndererek Hz. Lut peygamberi ve ona inananları şehirden çıkardı. Sabahın erken saatlerinde şehrin üzerine balçıktan yapılmış katmanlar halinde taşlar yağdırdı. Bu azap sonucunda Lut kavmi, Hz. Lut’un (as) karısı dahil, helak oldu.

Lut kavminin helak olma sebepleri ise şunlardır: erkeklerin erkeklere yaklaşması, mazlumlara işkence etmek, erkeklere şiddet uygulayarak öldürmek, aşırı cimrilik ve çeşitli isyanlar. Bu günahlar, Lut peygamberin kavminin helakına yol açmıştır.

Semud Kavminin Helakı

Hz. Salih’in (as) tebliğ göreviyle görevlendirildiği toplum, Kur’an-ı Kerim’de iman etmeyip birçok sapkınlık içinde bulunan bir kavim olarak tasvir edilmektedir. Ad kavminin helaki sonrasında Hicr bölgesinde yaşamışlardır.

Semud kavmi, Ad kavminin sahip oldukları nimetlerin ötesinde zenginliklere sahip olduklarına inanmışlardır. Kendi inançlarına göre, Ad kavmi sağlam binalar yapamadıkları için helak oldular. Bu nedenle Semud kavmi, kayaları oyarak inanılmaz derecede sağlam köşkler, saraylar ve evler inşa etmeye başladılar.

Semud kavmi, önderleri Canda tarafından kavimlerinde eşi benzeri olmayan bir put yapmalarını talep etti. Bu reisleri, dağlarda kayaları işleterek büyük bir put inşa ettirdi. Bu put, gözler, inek göğsü ve at ayağı gibi özelliklere sahipti. Putları altın ve gümüşle süslediler ve tapınmaya başladılar. Hz. Salih (as), ticaretle uğraşan dürüst bir kişiydi ve toplum içinde saygı gördü.

Ancak Allah, Hz. Salih’i peygamber olarak görevlendirdiğinde, insanları tek Allah’a iman etmeye çağırmaya başladığında, kavmi bir anda ona düşman kesildi. Hz. Salih’in mucize olarak gösterdiği kaya gibi çıkan deveyi, ona zarar vermek için öldürdüler. Ayrıca Hz. Salih’i öldürmeye karar verdiler.

Hz. Salih (as) ve ona inananlar, Allah’ın koruması altına alındı ve Cenabı Hak, kavmi üzerine şiddetli sarsıntılar, korkunç sesler, gök gürlemesi ve yıldırımlar gönderdi. Bu felaketler üç gün boyunca devam etti ve sonucunda Hz. Salih’in kavmi helak oldu.

Firavun ve Kavminin Helakı

Kur’an-ı Kerim’de helak edilen bir diğer topluluk Firavun ve ona tabi olanlardır. Firavunlar, eski Mısır krallarına verilen genel bir isim olup, İsrail oğullarını ağır ve zorlu işlerde esir gibi çalıştırmışlardır. Firavunlar ve yerli Kıptiler, İsrail oğullarını ağır işlerde eziyetle çalıştırmışlardır. İsrail oğulları, Firavun’dan kurtulup ata yurtları Kenan’a gitmek istemişler, ancak bir türlü bunu başaramamışlardır.

Firavun, kâhinin bir çocuğun saltanatını sona erdireceğini söylemesi üzerine İsrail oğullarından doğan erkek çocukları öldürmeye başlamıştır. Bu sırada, Hz. Musa (as) doğmuş, Firavun’un sarayında büyümüştür. Hz. Musa (as), Firavun ve Kıptileri tevhit inancına davet etmiş, ancak Firavun iman etmeyip ilahlarını kabul etmiş ve sonunda denizde ordusuyla birlikte helak edilmiştir.

Kur’an’da bu olaylar şöyle anlatılır: “İman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız. Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı.” (Kasas, 28/3-4).

“Bunun üzerine Mûsâ’ya, ‘Asan ile denize vur.’ diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. Ötekileri de oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. Sonra ötekileri suda boğduk.” (Şuara 26/63, 66)

Hz. Musa (as), Firavun’un elinden mucizevi bir şekilde kurtulmuş ve sarayında büyümüştür. Firavun ve Hz. Musa (as) arasındaki tevhid daveti ve mücadele, sonunda denizde Firavun ve ordusunun helak edilmesiyle sonuçlanmıştır.

Medyen Kavminin Helakı

Medyen halkı, Tevrat’ta “Midian’lılar” olarak adlandırılan bir kavimdir ve toprağı günümüz Suriye’nin güneyi ile Ürdün ve Hicaz’ın kuzey bölgelerine denk gelir. Hz. Şuayb (as), Medyen topluluğuna gönderilen bir peygamberdi. Medyen halkı, Tanrı tarafından kendilerine bahşedilen pek çok nimetten büyülenmişti. Ancak, bu nimetlere rağmen şükretmek yerine, tam tersi bir yol izliyorlardı.

Özellikle ticarette hile yapma ve dürüst olmama gibi kötü alışkanlıkları vardı. Kendi çıkarları için malları haksız bir şekilde kötülemek ve düşük fiyatlarla satın almak onlar için gurur kaynağıydı. Bu durum, adaletten yoksun mağdurların bir yanda olduğu ve kendi çıkarlarını her şeyin önünde tutan zalimlerin diğer yanda olduğu bir toplum tablosunu ortaya koyuyordu.

Hz. Şuayb (as), Medyen halkının hidayete ermesi için büyük çaba sarf etmiş, ancak zalimlerin önde gelenleri onu ve inananları tehdit etmişlerdir. Buna rağmen, birçok mazlum kişi bu tehditlere rağmen Hz. Şuayb’ın davetine olumlu yanıt vermiş ve ona iman etmiştir.

Medyen halkının helakıyla ilgili olarak, Kur’an-ı Kerim’de deprem, sarsıntı veya gürültü gibi olaylarla ilişkilendirildiği belirtilmektedir.

‘’Eyke halkı ise gökten gelen korkunç bir kasırga olan “gölge günü”nün azabı ile cezalandırılmıştır.” (eş-Şuarâ 26/187-189)

Bazı yorumcular, bu olayların volkanik patlamalarla ilişkilendirilebileceğini öne sürmektedirler ve bu patlamaların gürültü ve yer sarsıntısıyla birlikte gerçekleştiğini belirtirler.

Bu kavimlerin ve benzerlerinin helak edilmelerinin ana sebepleri, Allah’a inanmamaları, zulmetmeleri ve diğer günahları işlemeleridir. Allah’ı inkâr etmek, peygamberleri reddetmek, zulmetmek ve isyan etmek, helak edilen toplulukların ortak özellikleridir.

-Keşifiz-