Erzincan Anadolu'nun sevimli ve sevimli olduğu kadar depremleri ile korkutucu bir şehir olduğunu biliyoruz. Nedense sevimliliğinden öte kurkutucu yanı hep öne çıkmaktadır. Ortalama elli yılda bir meydana gelern depremleri yabancıların şehre bakışını menfi hale çevirmektedir. Bu sebepledirki, “Erzincan’a gelen ağlar” tabiri öne çıkmaktadır.
Özellikle Erzincan’a gelmek için yola çıkan memurların pek çoğu Erzincan’ın depremleri ile ön yargılı olarak Erzincan’a gelmektedirler. Bu yargı Erzincan’ı korkutucu bir şehir konumuna getirmektedir. Bu yüzdendir ki Erzincan’a gelenler istemeye istemeye Erzincan’a gelmek zorunda kaldıkları için "Erzincan'a gelen ağlan" tabiri kullanılmaktadır.
Erzincan’a geldikten sonra ise. Erzincan insanının sevecenliği, hoşgörüsü cana yakınlığı tarihi mekanları, yaylaları doğasi ve çevre güzellikleri ile karşılaştıktan sonra gelirken taşıdığı bütün olumsuzluklar silinir ve Erzincan gönüllerrde taht kurar. Memurlar tekrar Erzincan’dan gitme gibi bir durum hasıl olduğu zaman da gitmemek için arayışlara girerler.
Bu yüzdendir ki "Erzincan’a gelen ağlar giden ağlar deyimi ortaya çıkar.
Neticede anlaşılır ki Erzincan Candır. Hem de “Arzın canı.”