.
Biz insanoğlu başımıza gelecek bir durumun niteliğine göre önce düşünür sonra uygun gördüğümüz şekilde karşılarız. Bu durum ani kaza, sağlık sorunları gibi kötü durumlar olabileceği gibi; ikramiye çıkması , evlilik gibi mutlu edici durumlar şeklinde görülebilir. Bu olasılıkların tamamı Allah’ın elindedir. Kün feyekün deyince ol der olur. Yani Allah ‘a inanmaktan başka şansı olmayan insanoğlu nasıl patronundan maaş alıyorsa onun her istediğini yapıyorsa iyilik ve güzelliklerin kaynağından da ne istiyorsa olması için onun istediklerini yapmalıdır. Bu sayede istediklerinin olma olasılığı artar. İşte bu duruma inanç diyoruz. İnanç sayesinde kişi pozitif olasılıkları arttırabilir hayatında. Ancak Allah burada çeşitli kurallar koymuş. Bunu melekleri, kitapları, resulleriyle aktarmış. Örneğin İsrafil ‘i kıyamet için devreye sokacağını bildirmiş. Azrail’i ölüm için ,Mikail’i doğa olayları için,Cebrail’i ise dini bilgileri aktarmak için hazırlamış. Resulleri de dönemlerine göre batılları yok etmek için yardımcı olarak kullanmış. Bazılarını kitapla desteklemiş. Yani istekleri olan insanın doğru yere isteklerini aktarabilmesi için konum bildirmiş. Burada nasıl isteyeceğine dair dua mekanizmalarını aktarmış.
Sonuç tüm kapıların kendine açılacağını da bildirmiş. Bu kapıları da amellere ve niyetlere göre cennet ve cehennem kapıları olarak 2 ye ayırmış. Cennet olasılığı için iyilikleri aktarmış. Bu kapıdan Rıdvan denilen melekle girilince her istediğinin olacağını bildirmiş. Öbür kapıda ise kötü niyet ve amelleri olan insanoğluna Zebani denilen görevlilerle ebedi ateş ve karanlığa götüreceğini bildirmiş. Yani öbür tarafta mahkeme-i Kübra ‘da insanoğlu Allah ‘ a hesap soramasın diye bütün mekanizmaları el Vahid ismiyle çalıştırmış. Bu dünyaya geldiğimiz andan itibaren çevremizde inanç olaylarını öğrenebileceğimiz, isteklerimizi nereden isteyeceğimizi görebileceğimiz ibadet alanlarını ve bunu nasıl yaptığını gördüğümüz insanları görmüşüzdür. Olgunluk yaşımıza geldiğimizde ister büyüklerimizin hareketlerini taklit ederek, ister kendimiz istediğimiz kitabı okuyarak tercihimizi belirler ona göre de inanç sahibi oluruz. Ve isteklerimizi istediğimiz yerden onun istediği adla isteyebiliriz.
El-Mübeşşir ismiyle cenneti isteyebilir,eş Şafi ismiyle şifa isteyebiliriz. El Muğni ismiyle zenginlik isteyebiliriz. Aynı şekilde ailelerimizden de onların istedikleri şekilde isteklerimizi isteyebiliriz. Katı kalpli olanlardan istemek yerine daha yumuşak huylu olanlardan isteyebiliriz. Böylece isteklerimizin olma olasılığı daha da artar. Aynı şekilde toplumda doktordan yardım istediğimizde de,öğretmenden yardım istediğimizde de sınırlarımızı bilerek davranırsak olma olasılığı o kadar artar. Yani onsekizbin alemin içinde bir alem olan insan isteklerinin olması için önce gerekli merci olan Allah ‘tan ,sonra onun sevdiği kulları önce aracı olarak enbiya evliyaları katarak isteklerimizi istersek hayırlısıysa o iş olur. Burada yardım için kitaplardan da yardım almalıyız.
Kuran ‘da Furkan suresi son ayette. Resulüm!) De ki: "Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa? (Ey inkârcılar! Size bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; o halde azab yakanızı bırakmayacaktır! Diyerek Allah inanç ve duanın önemini aktarmıştır.
İyilik ve mutluluk dolu günler dileğiyle.