Sürekli depremlerle anılan bir şehir olan Erzincan'da periyodik olarak belli aralıklarla depremler meydana gelmeye devam ediyor. Bu yüzden de depremlerle ilgili çok sayıda araştırma ve  etkinlik yapılmakta. Hem 27 Aralık 1939, hem de 13 Mart 1992 depremlerinin yıldönümünde halkın yaşadıkları yeniden hatırlanır ve o günlerde hatimler, mevlitler okunur,  fotoğraf sergileri açılır ve depremin unutulmasına asla izin verilmez. Ayrıca depremde hayatlarını kaybedenler anılır ve onlar için okunan hatim ve mevlitlerle ruhları muazzez kılınmaya çalışılır.

Son olarak ta Erzincan’da Japonya’dan deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki Erzincan’a gelerek halkı muhtemel depremlere karşı bilgilendirdi.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsünün kurulmasının amaçlarından birisi de Erzincan’ın depremler konusunda araştırma yapılabilecek bir laboratuar olmasından kaynaklanmaktadır. Üniversite Erzincan’da yıkılabilecek binaların tespiti için Erzincan’da bir dizi çalışmalar yaptı ve çalışmalarını sürdürüyor.

Gözden kaçan bir husus var ki, bunu yetkililer fazla dikkate almıyor. Bu yüzdendir ki asıl risk taşıyan binaların bunlar olduğunu söylemekte yarar var. 13 Mart 1992 tarihinde meydana gelen deprem sırasında inşaat halinde olan ve depremde hasar gören binalar risk taşıyan binaların başında gelmektedir. Depremde hasar tespiti yapılırken oturma ruhsatı esas alınmış, içerisinde insanların oturduğu binalar incelenmişti. İnşaat halinde olan binaların hasarları tespit edilmemişti. Bunlardan bazıları önemli ölçüde hasar görmüş olmasına rağmen hiçbir tedbire gerek görülmeden inşaatları tamamlandı ve sıvalarla çatlaklar kapatıldı. Binalar yeni olduğu için kimse de bu binaların hasarından şüphelenmedi. 

Bu binaların bazılarında kolon ve kirişler kırıldı, bazılarında demir donatılar büküldü. Böyle olunca da binalar adeta canlıların yaşadığı birer tabut haline geldi. 

Erzincan’da kuşburnu, zorlu arazilerde toplanmaya başlandı Erzincan’da kuşburnu, zorlu arazilerde toplanmaya başlandı

Olaya bu açıdan bakıldığı zaman deprem sonrasında iskân ruhsatı almış ve depremden sonra tamamlanmış binaların da acilen kontrol edilmesi gerekmektedir. 

Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız 2,8 şiddetindeki depremin bizler için bir hatırlatma olmasını temenni ediyoruz. 

Meydana gelecek yüksek şiddetli ilk depremde yıkılacak olan binaların, iskan ruhsatı olmadığı için denetlenip kontrol edilmeyen binalar olacağı açıktır. 13 Mart 1992 depremi sırasında hasarları belirlenmeyen ve inşaat halinde olan kooperatifler, özel inşaatlar olabileceğini unutmamak gerekiyor.
 

Editör: Merve Kiraz