Bildiğiniz gibi bir süre önce tüm Türkiye’de büyük bir üzüntü yaratan bir facia yaşandı. Erzincan’ın İliç ilçesindeki bir altın madeninde toprak kayması meydana geldi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Erzincan maden faciasında kayan kütlenin toplam hacminin 10 milyon metreküp olduğunu açıkladı. Öte yandan bu devasa kütlenin saniyede 10 metre hızla hareket ettiği biliniyor. Anagold Madencilik tarafından işletilen maden ocağında yaşanan felaket sebebiyle 9 işçi göçük altında kaldı, arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Olayla ilgili olarak aralarında maden saha görevlisi ve şirket yöneticilerinin de olduğu 7 şüpheli ise gözaltına alındı. Ancak Erzincan maden faciası ile birlikte gündeme gelen başka hususlar da var. Hem İliç halkının hem çok sayıda bilim insanı ve çevre kuruluşunun şiddetle karşı çıktığı madende meydana gelen toprak kayması çevreyi nasıl etkileyecek? Detaylara birlikte bakalım.
Bildiğiniz gibi kısa süre önce Erzincan’ın İliç ilçesinde bir maden faciası yaşandı
Anagold Madencilik tarafından işletilen altın madeninde korkunç bir toprak kayması meydana geldi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kayan kütlenin toplam hacminin 10 milyon metreküp olduğunu açıkladı.
Maden faciası sebebiyle 9 işçi göçük altında kaldı
İşçilerden 5’inin bir konteynerde, 3’ünün bir araç içerisinde, birinin ise bir kamyonda olduğu ifade ediliyor. Bölgedeki arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Ayrıca Erzincan maden faciası hakkında açılan soruşturmada 7 kişinin gözaltına alındığı ifade ediliyor. Gözaltına alınan kişiler arasında maden saha görevlileri ve şirket yöneticileri var. Öte yandan Erzincan maden faciası dikkat çekici pek çok soruyu ve tartışmayı da beraberinde getirdi.
Erzincan maden faciası çevreyi nasıl etkileyecek?
Bu sorunun yanıtını aramadan önce yaşanan facianın insan ve çevre için nasıl bir tehdit barındırdığına bakmak gerekiyor. Her şeyden önce Erzincan’daki altın madeninde diğer pek çok madende olduğu gibi hem insan hem de doğa ve çevre için hayli tehlikeli bir kimyasal olan siyanür kullanılıyor. Yani toprak kayması, korkunç sonuçlar doğuracak bir siyanür sızıntısına neden olabilir. Üstelik risk faktörünü artıran başka unsurlar da var.
Toprak kaymasının meydana geldiği İliç’teki altın madeni Fırat Nehri’nin yalnızca 300 metre uzağında bulunuyor
Bölgede devasa ve saatte 10 metre gibi muazzam bir hızla hareket eden toprak kütlesinin yer değiştirdiğin hatırlatalım. Üstelik bilim insanlarının ifade ettiğine göre bu devasa kütle içerisinde siyanür barındırıyor! Yani ilk etapta bakıldığında durum pek de iç açıcı görünmüyor. Yetkililer ise bölgede herhangi bir çevre felaketi yaşanmadığını ve gerekli tedbirlerin alındığını dile getiriyor. Örneğin pek çok bilim insanın şiddetle karşı çıktığı maden ocağının açılmasına ve yine şiddetle karşı çıkılan maden sahasındaki kapasite artışına izin veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bölgede 10 kişilik bir uzman ekibin faaliyet yürüttüğünü açıkladı
Bakanlık tarafından kamuoyu ile paylaşılan başka bilgiler de var. Bakanlık, maden sahasında akan kütlenin Fırat Nehri’ne ulaşmasını önlemek adına Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı menfezin kapaklarının kapatıldığını belirtiyor. Yağmur ve benzeri doğa olaylarının neden olabileceği sızıntılara karşı bir yüzey suyu toplama havuzu oluşturulduğunu dile getiriyor. Son olarak şu an için bölgede bir çevre kirliliği tespit edilmediğini ifade ediyor. Peki, uzmanlar Erzincan maden faciası çevre kirliliği ilişkisi hakkında ne söylüyor?
Her şeyden önce çok sayıda bilim insanının bölgedeki maden ocağına karşı çıktığını hatırlatmakta fayda var
Çünkü bölge aktif bir fay hattının üzerinde yer alıyor. Ayrıca yukarıda da değindiğimiz gibi Fırat Nehri’nin yalnızca 300 metre uzağında bulunuyor. Tüm bunlar siyanür kullanılan altın madenini yeterince tehlikeli hale getiriyor. Üstelik aynı maden ocağında geçmiş yıllarda da bir siyanür sızıntısı olduğu biliniyor.
Eski Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl bölgedeki madende bir liç yığılması söz konusu olduğunu ifade ediyor
Liç, madencilikte metal cevherlerini ayrıştırmak için kullanılan bir yöntem. Bu yöntemde içerisinde maden bulunduğu düşünülen toprak küçük parçacıklar haline getiriliyor. Kayaçtan elde edilen cevher siyanürleniyor ve içindeki altın ayrıştırılıyor. İşte bu hususta bölgedeki madende bir liç yığılması olduğunu dile getiren Feyzi Bingöl “Eğer yeteri kadar tedbir almazsanız bu malzeme zaten sıvı bir toprağımsı malzeme ve içerisinde siyanürlü sıvı veriyorsunuz, aşağıya doğru dere boyu akan Fırat Nehri’ne doğru akan malzeme içerisinde çeşitli kimyasallar taşıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Uzmanlara göre bölgedeki zehirli kimyasalların yer altı sularına karışması en büyük risklerden biri
Çevresel etki açısından en korkunç olan durumun kimyasal malzemenin yer altı suyu ile teması olduğunu belirten Feyzi Bingöl’e göre kayan kütlenin büyüklüğü bu riski artırıyor. Bingöl ayrıca bu kütle içerisindeki kimyasal madde miktarının da açıklanması gerektiğini dile getiriyor. Uzman isim konuyla ilgili olarak, “Fırat Nehri’ne veya aşağıdaki baraja, ulaşmaması için kapakların kapatıldığı söyleniyor. Ancak zehirli malzemelerin yeraltı suyuna geçmesi en büyük risk. 2021’de de siyanür bulaşması olduğu söyleniyordu. Kayan kütlenin hacminin 10 milyon metreküp olduğu açıklandı. Bu da riski artırıyor. Akan bu malzemenin içerisinde kalan kimyasalların miktarı ne, bu sorunun da yanıtı önemli.” ifadelerini kullanıyor.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Erzincan maden faciası sonrasında dikkat çeken soruları gündeme getirdi
“Yığın liç alanları periyodik olarak izlenip kontrol edildi mi, alanlarının etrafına sızdırmazlık bariyerleri ve drenaj sistemleri kuruldu mu, altında ve çevresinde yeraltı suyu kalitesini ölçen gözlem kuyuları açıldı mı, liç alanlarının yakınındaki yüzey sularının kalitesi ve akışını izleyen istasyonlar kuruldu mu” bu sorulardan bazıları. Elbette bu sorulara verilecek yanıtlar maden faciasının ne boyutta bir çevre felaketine sebep olacağını tespit edebilmek açısından büyük bir öneme sahip.
Bilim insanlarına göre Erzincan maden faciası çevreyi nasıl etkileyecek sorusunun yanıtını bulmak zor değil
Çünkü siyanür kullanımının madencilik faaliyetlerinde çok ciddi çevresel ve sağlık riskleri yarattığı yıllardır bilinen bir şey. Bu durumun hem ülkemizde hem de dünyada hayli çarpıcı örneklerine rastlamak da mümkün. Bu doğrultuda Prof. Dr. Derin Orhon, Erzincan’daki durumu “bilimsel cinayet” olarak nitelendiriyor. Kısacası çok sayıda uzman ve çevre kuruluşu maden faciasının ciddi bir çevre kirliliğine neden olabileceğini ifade ediyor.