Günümüz kozmetiği, yalnızca modern bir buluş değil, eski uygarlıklardan miras kalan bir kültürel mirasın ürünüdür. Türkçeye Fransızca "cosmetique" kelimesinden geçen "kozmetik" kelimesi, Eski Yunanca "kosmetikos" (düzeltmek, güzelleştirmek) kelimesinden türetilmiştir. Bu kelime ise "kosmos" yani dünya, alem anlamına gelen kelimeden türemiştir. Antik dönemlerde kozmetik kullanımı, tarih boyunca estetik anlayışının ve kültürel alışkanlıkların önemli bir yansıması olmuştur.
Eski Mısır'da Güzellik Ritüelleri
Antik Mısır’da, güzellik ve cilt bakımı kadınlar için hayati öneme sahipti. Mısırlı kadınlar, ciltlerini altın sarısı renkle boyar, damarlarını ise maviyle belirginleştirirlerdi. Makyaj için kullanılan siyah "rastık" boyası, göz çevresinde uygulandığında hem şeytanı kovduklarına inanılıyor hem de daha berrak bir görüş elde ettiklerini düşünüyorlardı. Ayrıca kına, sadece saçları boyamak için değil, el ve ayaklarda da renk verme amaçlı kullanılıyordu.
Roma ve Yunan'da Güzellik Standartları
Roma İmparatorluğu ve Antik Yunan’da ise kozmetik uygulamaları farklı bir yön alıyordu. Yunanlılar, bembeyaz bir teni asaletin simgesi olarak kabul ederlerdi. Bu amaçla beyazlaştırıcı pigmentler olan üstübeç, tebeşir ve alçı kullanılıyordu, ancak sağlıksal anlamda bu uygulamaların bazı olumsuz etkileri olduğu da gözlemlenmiştir. Roma’da ise, cilt bakımında balmumu, zeytinyağı ve gülsuyu yaygın olarak kullanılırken, parfüm olarak bazı ağaç özleri tercih edilirdi. Roma halkı, zehirli etkileri bilinmeden kurşun ve civa kullanıyor, bu maddelerle ciltlerine renk veriyorlardı.
Çin ve Japon Kozmetiği
Çin’de soylular, tırnaklarını parlatmak için özel karışımlar kullanıyorlardı. Arap reçinesi, yumurta akı, jelatin ve balmumu gibi maddelerle yapılan bu tırnak boyama, yalnızca soylulara özgüydü. Ayrıca Çinli kadınlar, yüzlerini altından gümüşe kadar farklı tonlarda boyayarak sosyal statülerini belirtiyorlardı. Japon geyşaları ise, yüzlerini beyazlatmak için pirinç tozundan elde ettikleri pudrayı kullanırken, saçlarını yumuşatılmış balmumu ile şekillendiriyorlardı.