KÜLTÜR-SANAT

Anadolu kapılarını açan Malazgirt savaşı

Malazgirt'te ordusundan 4 kat büyüklükteki Bizans ordusuna karşı "Turan" taktiğini başarıyla uygulayan Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Muhammed Alparslan tarihin önemli zaferlerinden birini kazanarak Türklere Anadolu'nun kapılarını açtı.

Abone Ol

Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden dünyaya gelen ve amcası Tuğrul Bey'in yerine 27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan 42 yaşında elde ettiği büyük başarıyla dünya tarihinin geleceğine yön verdi.

Bizans ordusuna karşı 26 Ağustos'ta kazandığı zaferle tarihin seyrini değiştiren Sultan Alparslan, yürekli askerleriyle asırlarca konuşulacak başarı sayesinde Anadolu'nun fethini kolaylaştıran süreci başlattı.

Sultan Alparslan, Bizans imparatorunu esir eden, yaptığı Malazgirt Anlaşması ile dönemin en büyük imparatorluğunu kendisine tabi kılan hükümdar olarak tarihe geçti.

Ortaçağ tarihçisi olan Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, AA muhabirine, 2011'den bu yana Malazgirt Savaşı ile ilgili birçok araştırma yaptığını söyledi.

Bu savaşın dünya tarihini değiştiren en önemli olaylardan biri olduğunu anlatan Alican, "Malazgirt Savaş'ından sonraki süreçte dünya bambaşka bir tarihsel akışa doğru ilerledi. İslam tarihinde ciddi bir değişiklik oldu. Selçuklu'nun, Malazgirt Savaşı'nı kazanmasıyla İslam dünyasında Türk hakimiyeti güçlendi. Türklerin İslam dünyası üzerindeki hamilik durumu bir anlamda tescil edildi. Bu anlamda Selçukluların Malazgirt Savaşı'nı kazanması, İslam tarihi açısından belirleyici bir önem arz ediyor. Savaştan sonraki süreçte İslam dünyasının elde ettiği bu konumun sosyal, siyasal ve kültürel neticelerini halen idrak etmeye devam ediyoruz."

"Sultan Alparslan gerçek bir askeri dehaydı"

Malazgirt Savaşı'ndan sonra Müslümanların Selçuklu Türklerinin liderliğinde hızlı bir biçimde Anadolu'nun iç kısmına ilerlediğini belirten Alican şöyle bilgi verdi:

"Savaşın üzerinden 10 yıl geçmeden İznik'te yeni bir Selçuklu devleti kurmayı başardılar. Malazgirt Savaşı'ndan sonra adeta bir barajın açılan kapaklarından suların fışkırması gibi, Müslümanlar, Türklerin öncülüğünde hızlı bir biçimde Anadolu'nun 4 bir yanına dağıldılar. Sultan Alparslan uzun boylu ve heybetli biri. Uzun sakalının olduğunu, hatta ok atarken engel olmasın diye sakallarını bağladığını bize kaynaklar bildirir. Sultan Alparslan gerçek bir askeri dehaydı. 13 yaşından itibaren savaş alanlarında bulunuyordu. Babası Çağrı Bey'in hasta olduğu sıralarda ordu ile sefere çıkarak zaferler kazanmaya başlamıştı."

Sultan Alparslan'ın Malazgirt Savaşı'nda geleneksel "Turan" taktiğini en başarılı uygulayan komutanlardan biri olduğunu ifade eden Alican, "Malazgirt Savaşı 26 Ağustos 1071 cuma namazından sonra gerçekleşti. Cuma namazında dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar; Sultan Alparslan, Selçuklular ve ümmetin zaferi için dua etti. Sultan Alparslan, Malazgirt Savaşı'nı cuma namazından sonra başlatmıştır. Ordusuna namazı kıldırdı, ardından 'Malazgirt hutbesi'ni okudu. Burada askerlerine içinde bulunduğu durumu anlatıp daha sonra savaşmak istemeyenlerin dilerlerse gidebileceklerini söyledi ve hücuma geçti." diye konuştu.

 "Bizans ordusu, askeri geleneği olan imparatorluk ordusuydu"

Sultan Alparslan'ın akşam namazını kıldığı esnada Bizans İmparatoru Romen Diyojen'in esir alınarak çadırına getirildiğini belirten Alican şöyle devam etti:

"Sıcak savaşın yarım gün sürdüğünü söyleyebiliriz. Bizans ciddi bir askeri geleneği olan imparatorluk ordusuydu. Selçuklu ordusu atlarıyla savaşan atik süvarilerden oluşuyordu. Sultan Alparslan 13 yaşından beri savaşlarda komutanlık yaptığı, bizzat katıldığı için çok iyi bir savaşçıydı. Çok iyi bir ok kullanıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Sultan Alparslan'ın hedefini tutturamadığı hiçbir zaman görülmemiştir. Dolayısıyla kendisinin çok iyi bir atıcı olduğunu, savaş meydanında iyi kılıç kullanan biri olduğunu biliyoruz. Kaynaklardan, Sultanın savaş esnasında askerlerinin önünde düşman saflarında savaştığını askerlerinin, zarar görmemesi için sultanı savaş alanından uzaklaştırmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu bilgiler bize, Sultan Alparslan'ın iyi bir savaşçı, devlet adamı ve askerlerine örnek olan bir komutan olduğunu gösteriyor."

 Malazgirt Savaşı

İlk hedefi Bizans'ın idare ettiği Anadolu coğrafyası olan ve bu amaçla sınır bölgelerine seferler düzenleyen Sultan Alparslan, Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans'tan ilk toprağını aldı.

Abbasi halifesinin 1070'te yardım talep etmesi üzerine ordusuyla Fatımilerin üzerine yürüyen Sultan Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberi üzerine Bizans ordusu doğu seferini başlattı. Bunu öğrenen Alparslan geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti.

Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, bunun yerine Muş'a hareket etti ve Malazgirt Ovası'nda karargahını kurdu. 26 Ağustos 1071 Cuma günü ordusuna namaz kıldırıp dua eden Alparslan ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.

Romen Diyojen daha fazla dayanamayıp yenilgiyi kabul etti ve bazı askerleriyle yaralı olarak esir alındı. Ordusundan 4 kat büyük Bizans ordusuna karşı kazandığı zaferle tarihin seyrini değiştiren Sultan Alparslan, "Türklere Anadolu'nun kapılarını açan komutan" oldu.

 Turan Taktiği nedir?

Turan taktiği, "Hilal Taktiği" olarak da bilinir. Ordu, savaş esnasında sağ, sol ve merkez olmak üzere üç kısma ayrılır. Merkez birlikleri düşmana saldırdıktan bir süre sonra geri çekilir. Düşman askerleri geri çekilenlerin peşinden giderken sağ ve sol merkezdeki birlikler tarafından çevreleri kuşatılarak saldırıya geçilir. -AA-