Büyük deprem felaketlerinin sonucunda tüm Türkiye korku ve panik içerisindeyken binaların sağlam olup olmadığının yanı sıra denetimlerin ne ölçüde olduğunu da merak ediyor.
Fayın kucağında yaşayan Erzincan’da deprem beklentisinin sürekli gündeme gelmesi halkı telaşa sürüklerken binaların ve yapıldıkları zeminlerin ne ölçüde depreme dayanaklık göstereceği konusunda incelemeler yapılıyor.
Konu hakkında açıklama yapan Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk, son yüz yılın en şiddetli depremi yaşandığını kaydederek, “Deprem olduktan sonra değil, olmadan önlem alınmalı” dedi.
Müteahhitlerin tek suçlu ilan edilerek hedef göstermenin sağlıklı tespit ve teşhisi saptırmak olduğunu kaydeden Aktürk, “Bu yıkımlardaki müteselsil sorumluluk alanlarının tespitini doğru analiz ederek yeni ve kalıcı tedbirler almamız ancak bilim ve ortak akıl ile mümkün olacaktır. Tüm sorumlular hesap vermeli. Sorunlu bir yere oturum izni, iskân verildiyse, altında imzası olanların da elini kolunu sallayıp gezmemesi lazım” diye konuştu.
“Önüne gelen müteahhitlik yapamamalı, bunun önüne geçilmeli” diyen Adem Aktürk, şöyle konuştu:
“Eğitimi, ihtisası inşaat üzerine olan bina yapmalıdır. İmar Kanununa, deprem yönetmenliğine ve ilgili tüm mevzuata harfiyen uyulmalıdır. Herkes işini düzgün ve kuralına uygun yerine getirmelidir. Yetkili makamlar görevlerini eksiksiz yerine getirmeli. Deprem öncesi ve sonrası için planlanmalar yapılmalı, alınması gereken tüm önlemler hazırlanmalıdır. Siyasi erk ve belediyeler yapı denetim sürecinden çıkarılmalıdır. Kimseye taviz verilmemelidir. Yapılara sıkı denetim şart. Deprem değil, ihmal ve kusurlu yapılar öldürür. Denetimlerin sıkılaşması ve düzenlemelerin daha caydırıcı hâle gelmesi, binaların yapım sürecinde en yetkisiz çalışandan en yetkili mühendise kadar herkesin işini daha özenli yapmasını sağlayacaktır. Böylece deprem her ne kadar önlenemeyen bir tabii olay olsa da sonucunda oluşabilecek zararlar en aza indirilecek ve deprem kuşağında olan ülkemizin bu doğa olayından olabildiğince az zarar ve yara alarak çıkmasını sağlayacaktır.
Aynı acılar bir daha yaşanmasın diye tüm binalar incelenmeli, hasar tespiti yapılmalı ve risk haritası oluşturulmalıdır. Kamu kurumları, iş yerleri vatandaşların yaşadıkları daireler ve okullar için bir an önce denetim çalışmaları başlatılmalı; alt katlarda bulunan dükkanların ise muhtemel bir kolon kesilmesi durumuna karşı incelenmesi elzemdir. Ayrıca tadilat adı altında binalara yine hasar verilebilmekte, bunun da denetimi acilen yapılmalıdır. Depreme hazır olmanın maliyeti, meydana gelen depremin etkilerini ortadan kaldırmaktan daha azdır. İmar affı, imar barışı bir daha asla gündeme gelmemelidir. Daha fazla gecikmeden kanunlara uyan, uymasını sağlayan bir sitem inşa etmeliyiz.”
Aktürk’ün bu konuşmalarının ne ölçüde dikkate alınacağını ileriki zamanlar gösterecek.
Adem KÜÇÜKKAYA