Zafer Partisi 28. Dönem Erzincan Milletvekili adayı Cengiz Türk, bir yandan 14 Mayıs seçimlerine hazırlanırken diğer yandan ülkenin bekası için yapacakları ve yapılması gerekenleri kamuoyu ile paylaştı. 

Zafer Partisi 28. Dönem Erzincan Milletvekili adayı Cengiz Türk konu ile ilgili seçim öncesi yapılan açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

“4 DENİZ 4 BÖLGE PROJESİ”

4 Bölge 4 Deniz Projesi, Türk sanayi tarihinde eşi görülmemiş yeni bir hamle olacak. Bu iki proje iç içe geçmiş projeler. Ve Türkiye’de sanayileşme adına yeni bir dönem başlatacak. 150 yıl geciken sanayileşme çabaları, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren İstanbul merkezli olmak üzere Marmara bölgesinde yoğunlaştı. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, devletin 1930’lu yıllarda başlattığı planlı ekonomi çabaları ile ülkenin çeşitli yerlerinde sanayi tesisleri
kuruldu ama, taşımacılık avantajları nedeniyle ekonomik faaliyetler Marmara Bölgesinde yoğunlaştı. 1980’den sonraki iç göçlerin sağladığı nüfus bu yığılmayı daha da arttırdı. Zaman içerisinde, Trakya toprakları ile birlikte coğrafyamızın % 8,5’ini oluşturan Marmara Bölgesi 27 milyon kişiye ulaştı. Bu nüfus ülke nüfusunun neredeyse 32’si. Milli gelirin %47’si, sanayi istihdamının % 50’si ve toplam tüketimin % 57’si Marmara bölgesinde gerçekleşiyor. 
Üniversiteleri ve üniversitelere bağlı araştırma merkezleri geliştireceğiz. İstanbul’un Berlin-Pekin-Tokyo hattındaki en gelişmiş ileri teknoloji merkezi olmasını sağlayacağız. Üniversitelerle birlikte çalışarak; Başta yazılım ve donanım faaliyetleri olmak üzere elektronik, ilaç ve genetik, tıbbı cihazlar, sağlık ve tedavi merkezleri, yapay zekâ araştırma ve uygulama merkezlerini yeniden yapılandıracağız.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKIINMA”

Bunun için kamunun itibar adına bütçeden yaptığı harcamaların tamamını keseceğiz. Zarardan başka işlevi olmayan İletişim Başkanlığı gibi kamu kurum ve kuruluşları derhal kapatacağız. Türkiye Kalkınma yardımları adı altında yabancı ülkelere ve vatandaşlarına TİKA üzerinden yılda bazen 7 bazen 8 milyar dolarlık yardım yapıyor. Bu yardımları tamamen keseceğiz.
Sığınmacı ve kaçak yabancılara yapılan harcamalar, sağlanan kolaylıklar ve verilen sosyal yardımların tamamını keseceğiz, buradan yılda 10 milyar dolarlık tasarruf edeceğiz. Bu parayı Türk Halkı için harcayacağız Türk ekonomisi için harcayacağız. Özellikle İstanbul 3.0 projesi ile İstanbul’u ileri teknoloji merkezi haline getireceğiz. Bu bağlamda 4 Bölge 4 Deniz projemizi hayata geçireceğiz.

“YENİLENEBİLİR ENERJİ”

Türkiye yıllık yaklaşık ortalama 40 milyar dolar fosil yakıt ithalatı yapıyor. Bu ithalatın yaklaşık olarak 18 Milyar dolarlık kısmı ile elektrik üretiyoruz. Başka bir ifade ile Türkiye’deki elektriğin % 58’i doğalgaz ve kömürle üretiliyor.  Ülkemizin karşı karşıya olduğu ekonomik krizi aşabilmesinin yolu enerji faturalarımızı azaltmaktan ve üretimi artırmaktan geçiyor. Zafer Partisi çözümü biliyor ve yenilenebilir enerjiye özellikle de güneş ve rüzgârdan kaynaklı enerji üretimine büyük önem veriyoruz. Hükümet, Ankara’da dinozor parkına 800 milyon dolar harcamasaydı, Kamu Özel İşbirliğine verilen kâr garantileri 70 milyar dolar olmasaydı, 170 ülkede insani yardım adı altında 80 milyar dolar harcamasaydı, Suriyelilere 144.8 milyar dolar harcamasaydı, Türkiye yenilenebilir güneş teknolojisine sahip ve aynı zamanda elektrikli araç üretiminde dünyada önde gelen bir ülke olabilirdi. Güneş enerji teknolojisi ile elektrik üretimi bazı ülkelerde en ucuz elektrik enerji kaynağına  dönüşmüş durumda.  Gelecekte; enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretecek ve aynı zamanda fazla enerjiyi depolayabilecek batarya teknolojisine sahip ülkeler siyasi, ekonomik ve askeri yönden güç kaynağı ülkeler olacak. Biz Zafer Partisi olarak; ülkemizi bu ülkelerin, bu güçlü ülkelerin olduğu konuma getirmeyi hedefliyoruz. Ve bunu sizlerin desteği ile başaracağız. 

“KENDİ KENDİNE YETEN TÜRKİYE” 

Neden kendi kendine yeterli Türkiye projesini hazırladık? Çünkü bugün eğer gereken ithalat yapılmaz ise Türk halkı açlık ile karşı karşıya. Eskiden kendi halkını besleyen verimli topraklara sahiptik, bugün ise uygulanan hatalı tarım politikaları sonucunda gıda alanında dışa bağımlı hale geldik. Zafer Partisi her alanda üretimin partisi olarak tarımda da büyük bir üretim patlamasını ve kendi kendine yeten Türkiye’yi hedefliyor. Ak Parti sadece belirli çevreleri zengin etmek amacıyla Türk tarımını adeta bilinçli bir şekilde tahrip etti. Tarım tasfiye edilirken köyler mahalle yapıldı, köylü çiftçilik yapamaz duruma düşürüldü, köylü nüfusu giderek yaşlandı, köyler üretimden koptu. Köylü artık ekmeği ve yoğurdu bakkaldan alır hale geldi. Tarımın temel sorununun yapısal olduğunu biliyoruz bu nedenle ilk olarak tarımsal yapıyı düzeltmek zorundayız ve düzelteceğiz. Yaygın Çiftçi Eğitim ve Yayım Projesi dünyada eşi benzeri olmayan örnek bir proje. Tarımsal eğitimde kitle iletişim araçları ve açık üniversite metodu ile yetişkin eğitimleri yapacağız ve önder çiftçiler yetiştireceğiz. Bu proje ile bütün çiftçilerimiz eğitilmiş ve teşvik ile ödüllendirilmiş olacak. 

“ÇELİK MİĞFER”

Dünya ABD ve Çin arasında yeni bir küresel çatışmaya doğru hızla ilerliyor. Bu küresel çatışmanın öncü savaşı Ukrayna’da başladı. ABD, AB, Japonya başta olmak üzere batı dünyası Soğuk Savaş’tan bu yana görülmemiş ölçülerde büyük bir silahlanma sürecine girdi. AK Parti iktidarında, FETÖ ve benzeri yapıların iş birliği ile işgal ve tahrip edilerek en ağır darbeleri alan kurumların başında, Türk ordusu geliyor. Zafer Partisi, küresel çatışma ihtimalinin her geçen gün arttığı bu süreçte “Çelik Miğfer Reform Programı” ile güvenlik sistemimizi hızla güçlendirecek adımları kararlılıkla atacak. Kuvvet komutanlıkları Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlanacak. Genelkurmay Başkanlığı ise Milli Savunma Bakanına bağlı olacak. Böylece bozulan emir-komuta birliği tekrar tesis edilecek. Son yıllarda Genelkurmay Başkanlığından alınarak Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanan birimler tekrar
Genel Kurmay Başkanlığına bağlanacak. Jandarma Genel Komutanlığı, idari açıdan İçişleri Bakanlığına bağlı kalacak ancak TSK’nin bir parçası haline gelecek. Unutmayalım ki, bu savunma hattının arkası vatan toprağıdır! Vatan topraklarını kararlılıkla savunacağız. 

“ANADOLU KALESİ”

Ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan sığınmacı ve kaçak sorununun çözümü için Anadolu Kalesi Projesini geliştirdik. 2011 yılında Suriye’de Erdoğan ve Batı’nın, Beşar Esad’ı devirme politikalarının neticesinde iç savaş başladı. İç savaşı tahrik edenler, Esad’ın kısa süre içinde devrileceğini varsaydılar. Ancak Esad yönetimi direndi ve Suriye iç savaşı alevlendi. Ve ülkemize Suriye’den büyük bir göç dalgası başladı. Bugün bu göç hala devam ediyor. Türkiye’ye gelen Suriyelilerin büyük bir bölümüne geçici koruma statüsü verildi. Ancak bir o kadar da kaçak Suriyeli ülkemize geldi ve yerleşti. Aradan geçen 12 yıl gibi uzun bir sürede, Türkiye’de geçici koruma sağlanan 4.7 milyon Suriyeli var. Dünya tarihinin en büyük göç dalgalarından bir tanesini yaşıyoruz ve uzun süreli geçici koruma uygulamasını gerçekleştiriyoruz bu da Türk halkını yoksullaştırıyor. Sığınmacılar için harcanan maliyet 2022 sonu itibariyle 144.8 Milyar dolar. Bu maliyet yaşadığımız ekonomik krizi daha da derinleştirdi. Enflasyon, ev kiraları ve gıda maddelerinin fiyatları göç neticesinde çok arttı.

Suriye dışında Afganistan’dan, Pakistan’dan, Afrika ülkelerinden, Irak’tan, Mısır’dan, Libya’dan ve değişik ülkelerden göç ile gelen yabancıların sayısı 13 milyona yaklaştı, ülkemizin milli güvenliği, kamu düzeni ve kamu sağlığı tehdit altında. Kitlesel göç ile gelen ve vatanımızda ağırladığımız bu büyük nüfusa, ilave olarak, güvenlik ve asayiş sorunları da ortaya çıktı. Artık sokaklarımız daha güvensiz. Gençlerimiz, kadınlarımız her türlü saldırı tehdidi ile günlük yaşamlarında karşı karşıya geliyorlar. Kaçak ve sığınmacılar arasına sızan çok sayıda Selefi Cihatçı terörist ülkemize yerleşti. Sadece IŞİD mensuplarının sayısı 20 bini geçmiş durumda. Afganistan’dan getirilen Peştun nüfus ile birlikte, ülkemiz muharebe  deneyimine sahip büyük bir yabancı nüfusa ev sahipliği yapıyor. İçişleri Bakanlığı bünyesinde Yabancı İşlmemleri Opersayon Merkezi kurulacak. Bu Merkezde, Yabancı İşlemleri Yüksek Kurulu’na benzer şekilde, diğer Bakanlıklardan Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı düzeyinde uzman personel görevlendireceğiz. İllerde yabancılar için yapılacak işlemlere yönelik faaliyetlerden valiler sorumlu olacak. Her ilde, Vali  sorumluluğunda, İl Müdürlüklerinden, Müdür yardımcıları ve Şube Müdürleri düzeyinde oluşan Yabancı İşlemleri İl Çalışma Grubu teşkil edilecek. Bu çalışma grubunu 7 gün 24 saat esasına göre çalışacak şekilde örgütledik.

“TERTEMİZ TÜRKİYE”

İçişleri Bakanı Yerlikaya, Malatya'da depremden etkilenen esnaf ve vatandaşları ziyaret etti İçişleri Bakanı Yerlikaya, Malatya'da depremden etkilenen esnaf ve vatandaşları ziyaret etti

Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en önemli tehditlerden bir tanesi sinsice Türk gençliğinin Türk milletinin kanına giren uyuşturucu.  Uyuşturucu ile sadece Türkiye içerisinde mücadele etmeyeceğiz. Bu mücadele yurtdışında başlayacak, sınırlarımızda güçlendirilecek ve yurtiçinde her arka sokakta devam edecek. Büyük bir rehabilitasyon programı da hazırladık, uyuşturucuya bir şekilde kapılmış olan gençlerimizin sağlıklarına kavuşarak, rehabilite olarak, topluma hak ettikleri değerde dönmesini, ailelerine dönmesini sağlayacağız. Söz veriyoruz size, bize destek olun, Zafer’e oy verin ki çocuklarınızı uyuşturucunun pençesinden alıp, sağlıklı bireyler olarak size geri verelim ve siz onları tekrar sevgi ile bağrınıza basabilin. 

“CAN DOSTUM”
Yaşam hakkı siyaset ve partiler üstü şekilde ele alınması gereken önemli bir konu. Ve hiç vakit kaybetmeden hemen çözüm için harekete geçmek zorundayız. Son günlerde sahipsiz hayvanlar meselesi ülke gündeminde önemli bir yer tuttu. Bir yanda vatandaşlarımızın yaşadığı olumsuzluklar, üzücü olaylar, korkular ve çözüm talebi var. Diğer yanda ise asla ve asla kabul edilmemesi gereken, kötü muameleye ve işkenceye maruz kalan hayvanlar. 
Hayvanlar üzerinden toplumu germek ve kutuplaştırmak meseleyi çözümsüzleştiriyor. Oysaki çözüm aslında basit, net ve uygulanabilir! Zafer Parti’sinin uygulamalarını sizlerle paylaşmak istiyorum; 
1- Kısırlaştırma ve aşılama seferberliği başlatacağız. Çip zorunluluğu ile
sahipli hayvanların terkedilmesini engelleyeceğiz.
2- Sahipsiz hayvanlara da çip zorunluluğu getireceğiz, takip ve üretimi ve
satışı yasaklayacağız. Nüfus kontrolünü sağlayacağız.
3- Mama şirketleri ile yerel yönetimlerin anlaşmasını sağlayacağız.
4- Mamalara uygulanan lüks tüketim vergisini kaldıracağız. Tüm sürecin takibini çok hızla yapabilmek için Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner işleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Hayvan Hakları Daire Başkanlığı oluşturacağız. 

“TÜRK DEVLETİNİ TÜRK MİLLETİNE GERİ VERECEĞİZ”

Zafer Partisi; Atatürk ve silah arkadaşları tarafından İstiklal Harbimiz sonrasında 1924 Anayasası zemininde milli-üniter ve laik bir devlet olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, kuruluş felsefesi ve ilkeleri zemininde 21.yüzyıla taşımanın mücadelesini vermektedir. “1921 Anayasa’sından hareket edelim” söyleminin arkasına sığınanlar, “Kurtuluşa evet” - “Kuruluşa Hayır” diyerek, Atatürk’ün devletimizi yanlış kurduğunu iddia etmektedir. 1921 Anayasasının arkasına sığınanların bazıları, devleti Türk Milleti’nin elinden alarak etnik gruplar ve mezhepler arasında paylaştırmak istiyorlar. Diğerleri ise Türk Devleti’ni Türk Milleti’nin elinden alarak, Allah adına hükmettiğini iddia edenlere vermek istiyor. Zafer Partisi ise
kayıtsız-şartsız Atatürk çizgisini yani milli-üniter ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ni savunuyor. Zafer Partisi, AK Parti’nin 21 yıllık iktidarı döneminde tarikat ve cemaatlere peşkeş çekilen, devlet kültürü ve kurumları tahrip edilen devletimizin, kuruluş ilkeleri zemininde yeniden inşası gerektiğini savunuyor. Eş zamanlı olarak TBMM’nin gasp edilen haklarını iade ederken, başbakanlık ve bakanlık bürokrasilerini tekrar oluşturacağız. Yargının bağımsızlaştırılması sürecini kararlılıkla gerçekleştirileceğiz. Ve parlamenter demokrasiye 2028 seçimlerinde geçeceğiz. Türk Devleti’ni Türk Milleti’ne geri vereceğiz.” 

Adem KÜÇÜKKAYA

Editör: Merve Kiraz