(1861-1923)
Ahmet Fevzi’nin babası Hacı Mustafa Fehmi Efendi, Osmanlı-Rus Harbi için müritleri ile Erzincan’dan ayrılmış, “Cihat” farizasını yerine getirmişler ve “Gâzi” olarak Erzincan’a geri dönmüşlerdir. Mustafa Fehmi Efendi daha evvel iki kere gittikleri Hicâz’a bir dafa daha gitmek istemektedir. Sultan Abdulhamid Hân tarafından Dersaadet (İstanbul)’a davet edilmişler ve 1880 Eylül’ünde yanlarına eşi Gülsüm Hanım ile oğlu Ahmed Fevzi Efendi ve damatları Tahir Efendi’yi de alarak İstanbul’a seyahat etmişlerdir. Dünürü (İbrahim Beyin kardeşi) olan Müşir Derviş Paşa Hazretlerini ziyaret etmek için Selânik’e uğramışlar ve bir müddet Selânik’te akrabalarının yanında misafir kalmışlardır. Oradan gemi ile Hicâz’a gitmişlerdir. Bu Mustafa Fehmi Efendi’nin üçüncü ve son Hac ziyaretleri olacaktır. Babasıyla beraberce yola çıkan ŞeyhzâdeAhmed Fevzi bu İstanbul-Selânik ve Hicâz ziyaretinde daha ondokuz yaşında genç bir delikanlıdır. Aşçı Dede bu konuda hatıratının muhtelif yerlerinde şunları nakleder;
“Hazret-i Ulemâ-billâh (Hacı Mustafa Fehmi) efendimiz muharebe hitamında Erzincan’a avdet buyurmuşlar idi. Muahharen Sultan Abdulhamid Han Hazreteri tarafından olunan davete icabetle harem-i sa’adetlerimahdûm-ı mürşidânelerireşâdetlü ruhumuz Ahmed Fevzi Efendi ve ma’iyyet-i reşâdetlerinde hizmet etmek üzere ta’allukât-ı kudsiyyelerinden (dâmâdı) Tahir Efendi beraberce Dersaadet’e teşrif buyurmuşlar idi. Bir defa huzûr-ı halîfeye çıkıp bazı gûnepend ü nasihat ve dua buyurup badehu kendileri nâ-mizâc olduklarından Beylerbeyi’nde Niyazi Efendi Hazretlerinin sahilhanelerinde yatıp artık her gün taraf-ı şâhânedenyâver-i mahsûs gelip istifsâr-ı hatır ederlermiş ve ne kadar vükelâ vüzerâ-yıızâmhazerâtı var ise cümlesi ziyâret-i aliyyelerine gelip hâk-ı pây-ı gavsiyyelerine yüz sürerler imiş. O tarihte Derviş Paşa Hazretleri, Selânik Valisi olup Sultân-ı Ulemâ-billâh cânib-i Hicâz’a niyet-i hayriyyeleri üzerine taraf-ı şâhâneden kendilerine ihsan buyurulup oradan harem-i sa’adetleriylemahdûm-ı reşâdetleriAhmed Fevzi Efendi ve mumaileyh Tahir Efendi beraber olarak doğruca Selânik’e teşrif buyurulup müşarünileyh Derviş Paşa Hazretleriyle dahi görüşülüp onlara ve dünyaya veda edip cânib-i Hicâz-ı magfiret-tırâza teşrif buyurmuşlar. İşte üçüncü hacc-ı şerîfleridir ki bin iki yüz doksan yedi sene-i hicriyesidir.(1880)”
“Müşarünileyh reşâdetlüfaziletlü Hacı Fevzi Efendimiz şöyle nakl ü hikâye buyurdular ki vaktaki Sultân-ı Ulemâ-billâh kuddisesirruh’ulazîz efendimiz, cânib-i Hicâz’a olan davet-i ma’neviyyeremz ü işaretiyle o mahall-i mübârekeye niyet buyurdular, o tarihte devletlû Derviş Paşa Hazretleri Selânik’te idiler. O tarih ki bin iki yüz doksan altı senesi Ağustosu (13-31 Ağustos 1880) idi, hatta bu yüzsüz Aşçı Dede’lerine Dersaadet’ten göndermiş oldukları Fî 28 Ağustos sene 96 (9 Eylül 1880) tarihli emirnâme-i cenâb-ı gavsiyyeleri haşiyesinde dest-i peyvest-i gavsiyyeleriyle şöyle tahrir ve ferman buyurmuşlar idi ki: “Kusurumuzla beraber kabul buyurulursa, bu sene-i mubârekedeziyâret-i harem-i şerîf niyetindeyiz ya hû!’”
“İşte Dersaadet’ten doğruca ma’iyyet-i cenâb-ı gavsiyyeleri olan harem-i ismet-penâhileri ve mahdûm-ı âlî-i mürşidâneleri olan müşarünileyh Hacı Fevzi Efendimiz Hazretleri ve bir de Süleymaniyeli Şeyh Mahmud Efendi’nin biraderi Şeyh Abdullah Efendi ki bu zatın hazrete olan aşk u muhabbeti evvelce tercüme-i ahvâlimizde arz u beyan olunmuştur. Bunlarla beraberce Selânik’e teşrif buyurulup bir müddetçik orada ikamet etmişlerdir.”
Babası Hacı Mustafa Fehmi Efendi, annesi Gülsüm Hatun ve eniştesi Tahir Efendi ile Selânik’ten Hacc farizasını yerine getirmek için Mekke-i Mükerreme ye giden Şeyhzâde Ahmet Fevzi Efendi, orada yaşadıklarını Aşçı Dede Efendi’ye aktarmışlardır. Hacı Mustafa Fehmi Efendi Hazretleri hastalanmış ve 23 Aralık 1880 günü vefat etmiştir. Babasının vefatı üzerine Fevzi Efendi, Peder-i Azîzi Hacı Fehmi Efendi’nin naaşınıCennet’ül-Mu’allâ kabristanındaki Hazret-i Hatîce’nin ayak ucunada bir yere defnettirmiştir. Bu kabristana uğrayan Erzincan’lı hacı adayları, burada medfun bulunan Terzi Baba Hazretlerinin baş halifesi Hacı Mustafa Fehmi Efendi’nin kabr-i şeriflerinin bulunduğu bu mıntıkayı mutlaka ziyaret etmelidirler. Ancak ne hazindir ki, Arabistanın sapkın vahhâbi taassubu yüzünden bugün o Türbe ve kabir yerleri tahrif edilmiş ve kaybolmuştur.
Bu feyz-i gavs-ı â’zâmVehbîHayyât’tan alır Fehmî
Müra’at-ı edeble Mekke’de kabrini ziyâretkıl !
Diyâr-ı himmetle sâhib-i Kur’an’dır Mustafa Fehmî.
(İbrâhim Hakkı Kemâhî Dede)
Mekke-i Mükerreme de vefat eden babasının yerine Postnişîn olacak aday olan genç Hacı Fevzi, babasının vefatından yirmi dört gün sonra Cidde’ye gitmiş, oradan da ayrılıp İstanbul’a ulaşmış,(Mart-1881) o yaz İstanbul’da kaldıktan sonra Kasım sonunda Erzincan’a geri dönmüştür. O, Terzi Baba dergâhının son postnişînliğine namzettir artık. Aşçı İbrahim Dede hatıratında Şeyh’i Mustafa Fehmi Efendi’nin Hac ziyaretleriyle vefatı ve sonrası ile ilgili muhtelif yerlerde bilgi ve hatıralar anlatmaktadır.
Mekke-i Mükerreme’dekiCennetü’l-Mu’allâ Kabristanı ve Hazret-i Hadîce’nin “radıyallâhüanhâ” Türbe-i Şerifi. Şeyh Hacı Mustafa Fehmi Efendinin kabri şerifi, Hazret-i Hadîce r.a.’nın ayakucunda olup, fotoğrafta görülmektedir. Fotoğraf Kabristan’ınvahhabi softalarının talanından evvel, Osmanlı devrindeki vaziyetini göstermektedir.(K.Aşcı Arşivi)
“O sene Beşinci Ordu-yıHümâyûnaklâmından Şefik Efendi, Hicaz’a gitmiş idi. Pek çok rica ettim: ”Hazret-i Şeyh Efendimiz bu sene Hicaz’a teşrif buyuracaklardır. Mahsusen arayıp bulup ziyaret ederek taraf-ı fakîrden pek çok tahiyyât ve selâm ihdâ ile mübarek kadem-i sa’âdetlerine yüz sürdüğümü arz ediniz” diye rica olunmuş idi. Mumaileyh Şefik Efendi avdetinde sual ettim. Dedi ki “Arafat’a çıkmazdan evvel cuma namazını eda edip bu zatı aramaya başladım. Bir de gördüm ki bir zat şöyle Beytullâh’a doğru oturup teveccüh etmiş ve arkasında bir sarıklı efendi ve bir de ferîkân-ı kirâmdan bir zat durmuş.
Bunlardan bildim ki işte şeyh efendi hazretleri bu zat olmalı” dedim. Arkasındaki sarıklı efendiye (Hacı Ahmed Fevzi) sual ettim: “Bu zat kimdir?” Buyurdular ki “Erzincanlı Şeyh Fehmi’dir.”“Tamam, matlûb hâsıl oldu” dedim. Muntazır olup hatta rabıtadan kalktılar. Derhâl ellerini öpüp sizin selâm, tahiyyâtınızı arz ettim. Gayet memnun ve mesrur oldular. Haylice ahvalinizden sual buyurdular ve dua ettiler. Size olan muhabbetleri derecesiz olduğunu beyan ettiler ve şöyle buyurdular ki “Mektup yazmaya vaktim yoktur. Çok çok selâm ve dualar ederim” buyurdular. Sonra anladım ki arkasındaki sarıklı efendi mahdûm-ı âlîleri (Ahmed Fevzi Efendi) imiş.”
Hacı Mustafa Fehmi Efendi’nin Kabir Taşındaki yazılar;
Huve’l Bâkî
Ulemâ-yıızâm ve meşâyıh-ı kirâm-ı tarîkat-ı aliyye-i Nakşibendîyye’denErzincânîmerhûm el-mağfûr Şeyh Mustafa Fehmi Efendi’nin ruhu için lillâhi’l-fâtiha. Târihivilâdeti sene 1231; târîh-i irtihâli sene (1298)
Hû
Tarîkat-ı aliyye-i Nakişibendiyyedenmeşâyıh-ı kirâmındanErzincânî eş-Şeyh Mustafa Fehmi Efendi Hazretlerinin ruhu için el-fâtiha sene(1298)(Resim/belge31)
Aşçı ibrahim Dede, Şeyhzâdesi Hacı Fevzi Efendi’den çok derin aşk-u muhabbet duyduğu şeyhi, üstadı Hacı Mustafa Fehmi Efendi’nin Mekke-i Mükerreme de’ iken nasıl vefat etiğini merak edip sormuş ve kendisinden eksiksiz anlatıp hikâye etmesini istirham etmiştir. Bununla alakalı hatırat-ı Aşçı İbrahim’de şunları kaydeder;
“Müşarünileyh Hacı Fevzi Efendi’miz Hazretlerinden Sultân-ı Ulemâ-billâh kuddisesırruhu’l-azîz efendimiz hazretlerinin Mekke-i Mükerreme’deirtihâl-i dâr-ı bekâ buyurdukları zamân-ı sa’âdet-vuslat- kudsiyyeleri ahvâl-i âlîsinden sual ve keyfiyetin tafsilen beyan olunması istirham olunarak kemâl-i lutf u keremlerinden ve bu yüzsüz abd-i âsî Aşçı Dede’lerinin hazret-i sultâna olan aşk u muhabbetinden dolayı bî-tamâmihâkeyfiyye-i teşrîf-i dâr-ı ukbây-ı zîrde beyan olunduğu üzere beyan ve hikâye buyurmuşlardır. Binaenaleyh burada bir fasl-ı mahsûs ile tekrar ihvana arz olunur.”
(***Sürecek)