Terzi Baba Dergâhı’nın son Şeyhi, Erzurum ve Sivas Kongreleri Heyet-i temsiliyye Azası, I.Dönem Erzincan Mebusu, ŞEYH HACI FEVZİ EFENDİ

Abone Ol

(1861-1923)

ERZİNCAN’DA MOSKOF İŞGÂLİ…1916

Birinci cihan harbi patlak vermiş, Osmanlı memleketleri adeta yağmalanıp talan edilmeye başlamıştır. Millet var gücüyle memleketini savunmak gayretindedir artık. Ruslar, başlarında tümen kumandanı General Liyakof ve Fırka Erkân-ı Harbiyye Reisleri Miralay Dransenko olduğu halde 25 Temmuz 1916 da Erzincan’ı işgal altına almişlardır.[1] Durumun vehameti göz yaşartacak bir durumdur.

 Erzincan’ın esaret yılları böylece başlamıştır. Halkın batıya doğru göç ettirilmesi istenmiştir. 20 bin civarı bir nüfusa sahip olan Erzincan; işgal ve mezalim sürecinde çok büyük bir göç vermiştir. Fehmi EefendiTekkesi’nde postunda oturan Şeyh Hacı Ahmed Fevzi Efendi, kendisi isgal altındaki Şehri terk etmediği gibi, Erzincan’daki erkeklerinde şehri terk etmelerine mani olup pasif direniş başlatmıştır.[2] Şehirde meskun bulunan Ermeni Tebaa, Rus işgalini fırsat kollayıp Müslümanhalka olmadık mezalimler yapmıştır.[3] Şeyh Fevzi Efendi Dergâh’ta toplanan müridlerine Erzincan’ı asla terketmemeleri gerektiğini, eninde sonunda bu rus ve nankör ermenilerin defolup gideceklerini söylemiştir.

“Hacı Fevzi Efendi sohbetlerinde;

Dün bizlerin ekmeğini yiyorlardı, onların fakirlerine onlar değil biz bakıyorduk, şu gördüğünüz dergâh nice fakir Ermeniye aş verdi, ilaç verdi. Yazıklar olsun onlara…”

Sohbetleri bazen halkı coşturuyor, bazen hüngür hüngür ağlatıyordu. Rus ordusu Erzincan’da karargâhını kurmuş ve bu vatan toprağını istila etmişti. Hacı Fevzi Efendi, Rus komutanın karargâhında ziyaret etti ve dedi ki;

“-Efendi, bu topraklarda sizin bir işiniz olamaz. Sizin zorla gaspettiğiniz bu topraklardan derhal çekilmeniz gerekiyor.”

Rus kumandan gözleri çakmak çakmak parlayan bu Türk Velîsi’nden korkmuştu ama belli etmedi, alaycı bir üslupla cevap verdi:

“-Siz bu bölgenin ileri gelenlerindensizin, dikkatli olun, sizi takip ettiriyorum, yapacağınız her hareket size ve bağlılarınıza zarar verecektir.”

      Fevzi Efendi:

“-Kumandan! Bizim toprağımızda bizi tehdit ediyorsun!”

“-Bu savaş Şeyh Efendi. Silahı olan, gücü olan Erzincan’a da girer, başka yere de.

Osmanlı’nın şanlı tarihi geldi bir anda gözlerinin önüne, içi bir den coştu. Gür bir sesle haykırdı:

“-Sizin silahla gasbettiğiniz bu toprakları, bizler pek yakında geri alırız.[4]

      ESARET DEVRİ… TİFLİS HAPİSHANESİ…1917- ERZİNCAN’A DÖNÜŞ-1918

İşgal altındaki biçâre Erzincan’da halkını örgütleyen, istiklâlini kazanmasını telkin eyleyen TerzibabaDergâhı’nın Şeyh’i Hacı Fevzi Efendi, Rus generallerin bütün kin ve nefretlerini üzerine çekip, 1917’nin Kasım ayı sonunda bir gecede tutuklanıp Erzurum’a, oradan da araba ile Tiflis hapishanesine götürülüp mahkûm edilmiştir. Tiflis’teki esaretten dokuz ay sonra kurtulup kaçarak 1918 Ağustos sonunda vatanına, Erzincan’a dönmüştür.[5] * romancı Ünal Tuygun bu meseleyi romanında şöyle anlatır;

“Rus Kumandanın yanından ayrılan Fevzi Efendi, Erzincan halkının mücadeleci ruhunu ayağa kaldırmak amacıyla büyük bir direnişe başladı. Rus kumandan şeyh efendiyi öldürmek için hazırlık yaptı ama halkın daha da galeyana geleceğini anlayınca kararından vazgeçti. Bir gece baskınıyla tutuklattı ve yanına getirtti.

“-Şeyh Efendi, siz benim uyarılarımı dikkate almıyorsunuz herhalde!

 “ –Benim babam (Şeyh Mustafa Fehmi) yıllarca sizinle şavaştı. Bende sizlerle savaşacağım.

“-Hayır, savaşamayacaksın! Sizi Rusya’ya gönderiyorum, artık esirimizsiniz.”

O gece bir bölük Rus askeri nezaretinde Fevzi Efendi Tiflis’e götürüldü. Tiflis hapishanesine kapatıldı. Hapishanede kendisi gibi Anadolu’dan getirilmiş birçok insan mevcuttu. Dokuz ay on beş gün bu hapishanede kalan Fevzi Efendi, birçok arkadaşıyla birlikte hapishaneden kaçmayı başardı.”[6]

Şeyh Hacı Fevzi Efendi Tiflis’den Erzincan’a döndüğünde memleketindeki Rus işgali son bulmuş. Erzincan, Müslüman Türk’ün yeniden mübârek bir beldesi olmuştur. **

ŞEYH HACI FEVZİ EFENDİ’NİN SİYASETE GİRİŞİ, 1919 SEÇİMLERİ

Hacı Fevzi Efendi, 22 Kanûn-i evvel 1335 (1919) seçimlerinde Son Osmanlı Me’busân Meclisi’nde Erzincan’ı temsilen bulunmak üzere Erzincan Me’busluğu’nanamzed olmuştur.[7] Bu seçimlerde Erzincan’daki diğer adaylar ise Hacı Rauf Beyzâde Halil Bey ve Müftî Belde Osman Fevzi (Topçu) Efendilerdir. Yapılan Bu seçimlerde Hacı Rauf Beyzade Halil Bey 52 rey ile Mebus seçilmiştir. Hacı Fevzi Efendi ise bu seçimde 17 rey ile ikinci olmuştur. Kemah kazasından Şeyh Hacı Fevzi Efendi ye 10 rey çıkıp orada birinci olması gayet dikkat çekicidir. Zira Kemah kazasında sonderece sevildikleri bugün bile bilinmektedir. Erzincan Müftüsü Osman Fevzi (Topçu) Efendi ise saadece Merkez kazasından 1 A’ra alarak seçimi sonuncu olarak bitirmişlerdir.

“Hacı Rauf                    Hacı FehmîMüftî-yi Belde

  Beyzâde                        Efendizâde                     Osman Fevzi Ef.

  Halil Bey                  Hacı Fevzi Efendi          

    32                                         4                                         1   Merkez kazası

      0                                       10                                         0      Kemah         “

      8                                         3                                         0     Refahiye       “ 

      6                                         0                                         0     Kuruçay       “             

      6                                         0                                         0     Pülümür       “             

---------------------------------------------------------------------------------------

    52 Yekün(Elliiki) A’radır. 17 Yekün (Onyedi)A’radır. 1 Yekün (Bir)A’radır.

Erzincan Livâsı’nın nüfusu umûmüye itibarıyla çıkaracağı bir mebusluğa 335 senesi (1919) intihâb-ı umûmiye Kazalar Heyet-i teftişiyesindenmürûdmazâbıt Merkez Kaza ârasıylabittevhidbâlâda gösterildiği üzere, elli iki rey Hacı Rauf Beyzâde Halil Bey, onyedi reyŞeyh Hacı Fehmizâde Hacı Fevzi Efendi, bir rey Müfti-i Belde (Erzincan Müftüsü) Osman Fevzi Efendi’nin kazanmış olduğuna nazaran, ekseriyet ârayıihrâz eden Hacı Rauf Beyzâde Halil Bey’in, Livâmıznâmıname’bus olduğunu ve evsaf-ı kanûniyeyihâiz bulunduğunu nâtık işbu mazbatayı ileyha birine ita kılındı.

                     (8 A’za)                           8 Kanûn-i Evvel 335

Müftü Heyet-i Teftişiyye Reisi”[8]

Erzincan Umumi manzarası,1920(İBB.At.Kit.Arşivi,Krt_013506.)

MİLLİ MÜCÂDELE DE ŞEYH HACI FEVZİ EFENDİ

Padişah Vahdeddin tarafındantam donanımlı geniş ve mühim yetkilerle görevlendirilip Anadolu’ya gönderilen Mustafa Kemal Paşa,[9] 19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkmıştır.

Din adamlarının toplum üzerindeki etkisinin gayet farkında olan Mustafa Kemal, Samsun’a çıktığı andan itibaren her gittiği yerde öncelikle onlarla görüşmüştür. Diğer taraftan Mustafa Kemal Paşa’yı karşılamaya gelenlerin ön saflarında din adamlarının yer almış olması ve beldeleri adına ona “Hoşgeldiniz” demiş olmaları gayet dikkat çekiçidir. Zaten Mustafa Kemal Paşa da gittiği ya da irtibat kurduğu beldelerin hemen hemen pek çoğunda nüfuzlarından ve güvenirliklerinden emin olduğu din adamları ile temasa geçmiştir.[10]

İnkılâp tarihi kaynakları Millî Mücâdele devrinde Şeyh Hacı Fevzi Efendi’nin Mustafa Kemal Paşa ile Haziran 1919 başlarında yakın ilişki kurduğunu, Erzincan’a geldiğinde o’nu “törenle” karşılattığını kaydederler.[11] Bu yakınlığın asıl sebebi hiç şüphe yok ki, Ondaki “Dokuzuncu Ordu Kıtaat-ı Müfettişi,[12]Yâver-i Hazret-i Şehriyârî” (Padişah Vahdettin’in vekîli) ünvânına haiz olmasından mütevellittir.

(***Sürecek)