Birçoğumuz hayatımızın belli dönemlerinde birçok konu hakkında vesveselere kapılıp takıntılı hale gelebiliyoruz. Fakat bu takıntılı durumların ilerlemesine izin verirsek maalesef hayatımızı kabusa çevirecek bir hastalık bizi bekliyor olacak. Obsesif Kompulsif Bozukluk(Takıntı- Vesvese)
Özellikle küçük yaşlarda bu tarz takıntılı durumlar çocukların psikolojik yönden gelişmesine büyük engel teşkil edebilir. Bu durumun farkına varıldığı an bunu kabullenip bu durumdan kurtulmanın mümkün olduğuna inanmanız şart.

Obsesif Kompulsif Bozukluk, halk deyimiyle vesvese olarak da adlandırılır. Gündelik hayatta herkes bazı durumlar karşısında endişe, panik ve takıntılı bir halde olabilir. Pek çok kişi meydana gelen bu hisler ile mücadele etmeye çalışır ve hayatlarında kötü izler bırakmadan bu durumu çözebilir. Fakat bazı kişiler de gerçeklik duygusunu kaybetmeyerek gerçek dışı olduğunu bilmesine rağmen takıntılı düşüncelere kapılabilir. Kişi tedavi olmaz ise; iş hayatı, sosyal yaşamı, okul ve aile hayatı kötü yönde etkilenir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?

Obsesif kompulsif bozukluk, insanın kafaya taktığı düşüncelerin kişinin gündelik hayatını etkilemesi sonucu meydana gelen psikiyatrik bir hastalıktır. Bu hastalığın birden fazla adı vardır. Bunlardan birisi takıntı bir diğeri ise vesvesedir.
Vesvese somut ve soyut olarak iki boyuttan oluşmaktadır. Soyut boyut, beyinde karşılık bulmayan boyut olarak belirtilir. ‘Şeytan vesvese veriyor’ dendiğinde çok daha fazla beyinde biyolojik karşılığı olmayan boyuttan bahsedilir. Buradaki bu düşünce beynin bir işlevini göstermektedir. 
Nasıl ki insanın karaciğeri safra üretimini gerçekleştiriyor ise beyinde, düşünce ve his üretmek zorundadır. Ön beyin devreye girer ve düşünceyi davranışa dönüştürür.

Obsesyon, yani kişinin beyninden uzak tutamadığı fikir, düşünce ve dürtüler, istemsizce gelişmektedir. Birey bunları mantığının dışında görse de kendini düşünmekten alı koyamaz. Bu yüzden çok fazla sıkıntıya düşer ve huzursuz olur, bu durum da anksiyeteye neden olur.
İnsan beyninde onaylanmış olan silinmeyen bilgiler dosyası mevcuttur. Beyin bunları oraya kayıt eder. Ardından kişi bu düşünceleri tekrar edip onaylarsa alışkanlık haline dönüşüyor, tekrar etmeye devam ederse kişilik haline geliyor. Bu tekrar eden süreç yaklaşık olarak 6 ay devam etmektedir.
Genellikle ergenlik çağını ve 20-30’lu yaşları kapsamaktadır, çocukluk dönemi de dâhil her yaş aralığında meydana gelebilir. Kadınlarda ise daha yaygın görülmektedir.

Vesvese Psikolojik Midir?

Bu düşünceler bazen sadece ufak şüpheler ve sorulardan oluşur. Emin olamama hali vardır. Böyle olduğunda psikolojik bir rahatsızlık denemez ancak bu düşünceler bazen büyür, taşar, obsesyonlar oluşur. Hatta bu obsesyonlar yani takıntılı düşünceler belli tekrarlayıcı davranışlarla kendini gösterir. Obsesyonlar işlevselliği bozar, kişinin hayatını etkilemeye başlar. Onunla yaşamak zordur, artık gitgide yaşamda daha büyük yer kaplamaya başlar. İşte bu yüzden bu obsesyonlar, takıntı haline gelen düşünceler psikolojik bir sorun yaratır ve psikologlardan yardım almayı gerektirebilir.

Vesvese Neden Oluşur? Vesvese Neden Gelir?

Vesvese neden gelir sorusunun tek bir yanıtı yoktur. Vesveseye sahip olan kişide pek çok nedenden bu durum gözlemleniyor olabilir.

1.Genetik nedenler: ailemizden bize gelen genler bizi etkiler ve yaşantımızda önemli roller oynar. Rahatsız edici düşüncelerin hâkim olduğu kişinin akrabalarına bakıldığında onlarda da bu tip vesveselerin görülmesi mümkün olan bir durumdur.

2.Yaşanılan travmalar: özellikle bu travmalar çocukluk çağına ait ise bunların tekrarlayan rahatsız edici düşünceye neden olması beklenebilecek bir durumdur. Çocukluk döneminde yaşanan cinsel veya fiziksel istismar, ebeveyn kaybı, aile içi şiddet gibi çocuğu etkileyebilecek durumlar yetişkinlik yaşantısında da vesveseler olarak kendini gösterebilir.

3.Kişilik özellikleri: bazı kişilik özelliklerine sahip olan bireylerin girici düşüncelere daha fazla yatkınlığı olduğunu söyleyebiliriz. Titiz, mükemmeliyetçi, kuralcı olmak gibi karakteristik özellikleri burada örnek olarak vermek mümkündür.

4.Hormonal dengesizlik: sinir sistemimizde iletim nöron adı verilen hücreler aracılığı ile gerçekleşir. Bu nöronlar arası iletimin gerçekleşmesinde hormonlar yardımcı işlev görür. Örneğin serotonin hormonu insanda mutluluk, canlılık hissi veren hormonlardan biridir. Düşük olarak salgılanması durumda depresyon, can sıkıntısı görülebilir. Aynı zamanda yine serotonin düşüklüğünün yaşanılan vesveselerle ilişkili olduğu düşünülür.

Çevresel Faktörler;
Obsesif - Kompulsif bozukluk rahatsızlığı olan kişiler çevresinde gerçekleşen olayların stres faktörlerini etkileyip bu rahatsızlığın artmasına sebep olabilir. Bu çevresel faktörler;
•    Sosyal ve aile çevresinde yaşadığı stres
•    Cinsel Taciz 
•    İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler
•    Evlilik, taşınma, çocuk sahibi olma gibi faktörler
•    İnsanlarla ilişkilerinde yaşadığı travmalar ve kaygılar
•    Kişinin sevdiği birini kaybetmesi
 
Biyolojik Faktörler;

İnsan beyninin normal fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için beyinde bulunan nöron denilen sinir hücrelerine ihtiyacı vardır. Elektrik sinyalleri ile iletişim kuran nöronların kimyasallarında meydana gelen bozulmalar sonucunda Obsesif - Kompulsif Bozukluğuna neden olduğu tespit edilmiştir.


Takıntı vesvesenin belirtileri aynen şu şekildedir;
•    Birşeyi düzenli olarak tekrarlamak.
•    Yoğun endişe ve devamlı güvenme gereksinimi
•    Hata yapmama isteği
•    Rahatsız eden, akılda olan ve uykuya engel olan görüntülere, cümlelere veya düşüncelere takılıp kalma
•    Toplum bakımından kabul edilmeyen bir hareket içine girmekten veya rezil olmaktan korkma dürtüsü
•    Gündelik işleri sürdürürken yüksek sesle veya içinden devamlı sayarak tekrar etme durumu takıntının en büyük belirtilerindendir.
•    Durmaksızın ve kendine engel olamayacak şekilde kontrol etme davranışı gelişebilir. Kapıyı, musluğu, ocağı, kilidi tekrar tekrar kontrol ederek, her seferinde sorun olmadığını görmesine ve bilmesine rağmen, kontrol davranışının önüne geçemeyebilir kişi.
•    Simetri takıntısı kişinin yaşamını sarmış olabilir. Öyle ki, öğrenci tüm kitaplarını aynı hizaya dizebilir. Defterleri tane tane ve inci gibi yazılıdır. O kadar detaycı ve ayrıntıcı olabilirler ki, etrafındakiler durumun nedenini anlamaz. Evi temizlerken, odayı toplarken, bulaşıkları dizerken bu simetri takıntısı hep kendisini gösterir.

Eğer takıntı vesvese hastalığı konusunda bir sıkıntı yaşadığınızı düşünüyorsanız, uzman değerlendirmesi ve analizi için kliniğimize başvurabilirsiniz. Hem tanı hem de tedavi gelişim planı düzenlemesi konusunda uzman kadromuz ile size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.
Kontrol kompülsiyonları

Ocak, ütü, kapı gibi eşyaların açık veya kapalı olduğunun kontrol edilmesi. Katı bir rutine sahip olma, hata yapmaktan korkma, hata nedeniyle kendinin veya başkalarının zarar görmeyeceğinden emin olmaya çalışma davranışları...
 
Kirlenme obsesyonları
Kir ve mikrop bulaşacağına dair yersiz endişeler, hayvanlarla temas etmeye dair endişeler, hastalanma kaygıları, kendisine ya da başkalarına pislik ve mikrop bulaşmasından korkma...
 
Dokunma kompülsiyonları
Kötülük savar olarak kullanılan bir eşyaya dokunmaya yönelik zorlantılı davranışlar, el sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme...
 
Hastalık obsesyonları
Ölümcül bir hastalığa yakalanmaktan korkma
 
Cinsel obsesyonlar
İstemsiz şekilde kurulan ve huzursuzluk yaratan cinsel fantaziler, yasaklanmış olan veya kişi tarafından sapkınca bulunan cinsel içerikli düşünceler, homoseksüel ilişki kurmaya veya kendinin homoseksüel olabileceğine dair endişeler...
 
Dini obsesyonlar
Doğru-yanlış, günah-sevap, iyi-kötü gibi ikili düşüncelerle aşırı ilgili olma, Kutsal sayılan şeylere hürmetsizlik ettiğine dair endişeler, günahkar veya cehennemlik olma endişeleri, din, cinsellik ya da şiddet ile ilgili istenmeyen düşünceler...
 
Temizleme - yıkama kompülsiyonları
Aşırı veya törensel el yıkama, temizliği mutlaka belirli ritüellere bağlı kalarak yapma, temizlikten tatmin olamama ve temziliğe yeniden başlama davranışları, tekrar tekrar yıkanma ve ellerini yıkama...
 
Sıralama - düzenleme kompülsiyonları
Sıra, simetri ve düzen konusunda aşırı titiz davranışlar, eşyaların düzenli ve simetrik durmasını sağlamak gayreti için kaygı duyması, sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme, belirli bir sıraya göre yemek yeme...
 
Sayma kompülsiyonları
Belirli bir davranışı mutlaka belirli bir sayıya kadar yapma, belirli nesneleri mutlaka belirli bir sayıda tutmaya yönelik zorlantılı davranışlar, rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma,
 
Tekrarlama kompülsiyonları
Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama, genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma...
 
Biriktirme - saklama kompülsiyonları
Hobi amacı dışında veya manevi değeri olan eşyaların saklanması dışında, gereksiz ve önemsiz nesneleri biriktirme, saklama, düzenleme ve sınıflandırmaya yönelik zorlantılı davranışlar, değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme
 
Sakınma obsesyonları
Kişinin kendisine ya da başkalarına zarar verebilecek düşünceler içinde olması, birine zarar verebileceği düşüncesine inanma

Sinirlerinizi Misafir Edin: Magnezyumun Sihirli Değeri Sinirlerinizi Misafir Edin: Magnezyumun Sihirli Değeri

Vesveseden Nasıl Kurtuluruz?

Bu düşünceler öylesine kişiyi zorlar ki kişi vesvese kurtulma yolları nedir diye aramaya başlar. Vesvese ve takıntıdan nasıl kurtulurum diye sorgular. Takıntı ve vesveselerden kurtulmak artık öncelikli olarak yapılması gereken bir görev haline gelir. Öyleyse ne yapmak gerekir ki bu zihnimizde istemsizce oluşan düşüncelerden kurtulalım?

Vesvese hastalığının tedavisi nedir?

Düşüncelerinin Gerçek Olmadığını Fark Et

Rahatsız edici düşünceler geldiğinde onların gerçek olduğundan veya gerçekleşmesinden endişe duyarız. Oysa ki düşünceler zihnimizden geçen kelime, görüntü ve imgelerden oluşur. Gözlerinizi kapatın ve yanınızda pembe bir at olduğunu düşünün. Renklerini, boyutunu, kişnemesini en ince ayrıntısına kadar tıpkı gerçekmiş gibi hayal edin. Tüylerini, dokusunu hissedin. Şimdi gözlerinizi açın. Yanınızda böyle bir at görüyor musunuz? Zihninizden gerçeğe çok yakın pembe bir at geçirmiş olmanız, onu gerçek kıldı mı? Yoksa o at sadece zihninizdeki görüntü ve kelimelerden mi ibaretti?

Dikkatini Yönlendir

Vesveseden nasıl kurtuluruz sorusunun diğer cevabı da dikkati yönlendirmektir. Zihnimize takıntılı düşünceler geldiğinde onlara dikkat kesiliyor ve “ya olursa, acaba olur mu” sorularıyla boğuşuyoruz. Bütün dikkatimizi onlara veriyoruz. Aslında rahatsız edici düşünceler en hassas olduğumuz, en özverili olduğumuz konular hakkında oluşuyor. Dikkatimizi verdikçe daha da baskınlaşıyor. Örneğin, çocuğunuzu ne kadar sakınırsanız, ona zarar gelmesi düşüncesi sizi o kadar rahatsız edecek. Ölmekten ne kadar korkarsanız,  intihar düşünceleri o kadar rahatsız edici olacak. Yani endişeleriniz sizin kötü veya tehlikeli biri olduğunuzdan değil,  endişelendiğiniz konuya verdiğiniz önemden gerçekleşiyor.

Aşağı Ok Tekniği

Sizi rahatsız eden düşüncenizi bir kağıda yazın ve altına bir ok çekin. “Bu düşünce neden beni rahatsız ediyor, bunun benim için anlamı ne” sorusunu sorun. Buna vereceğiniz cevap başka bir düşünceyi ortaya çıkaracaktır. Bu düşünceye de aynısını yapın. Bunu tekrarladıktan sonra düşüncenizin altındaki ana inancı bulacaksınız. Örnek üzerinden gidelim: Bebeğine zarar vermekten korkan bir anne kendisine “bu düşünce beni neden rahatsız ediyor, bunun benim için anlamı ne” sorusunu sorduğunda okların sonunda bebeğinin onun için çok değerli olduğunu ve ona zarar  gelmesinden korktuğu sonucunu bulacaktır. Sizce bu anne tehlikeli biri midir?

Düşünceye Yer Açmak

Vesveseden nasıl kurtuluruz sorusunu sorduğumuza, istemediğimiz düşünceler hayatımızı etkilediğinde, bunu değiştirmenin önemli yollarından biri o düşünceye yer açmaktır. Duvarınızda bir raf olduğunu düşünün. Sizi rahatsız eden düşüncelere bu rafta bir yer açın. Bu rafı evimizde, ofisimizde, her yerde bizimle bulunduracağız. Düşünceler geldiğinde onlarla kavga edip boğuşmak, onları daha baskın hale getirecektir. Bunun yerine düşünceler tekrarladığında onları nazikçe o rafa koyacağız. Onlara o rafta yer açacağız ve diyeceğiz ki “Sevgili düşüncem, seninle boğuşmuyorum, kavga etmiyorum. Sadece seni gözümün önünden alıp kenara koyuyorum. Seninle daha sonra ilgileneceğim ancak şu anda hayatıma bakmam gerek.”

Düşüncelerini Sorgula

Kendimize sorular sormak, düşünceleri gerçekçi bir gözle algılamamıza yardımcı olur. Öncelikle sizi kaygılandıran düşüncenizi aklınızdan geçirin. Şimdi ise şunu düşünün, bu düşüncenizin gerçekleşmesine % kaç ihtimal verirdiniz? Daha sonra düşüncenizle ilgili kendinize şu soruları sorun: “Bu düşünce daha önce hiç aklınıza geldi mi? Geldiğinde gerçekleşti mi? Bu durumla nasıl başa çıktınız? Eğer bu bir arkadaşınızın başına gelmiş olsa ona ne söylerdiniz?” Bu soruları cevapladıktan sonra düşüncenizin gerçekleşme olasılığına yeniden bir oran verin. Vesveseden nasıl kurtuluruz sorusuna bulduğunuz cevaba siz de şaşıracaksınız.

Takıntı Vesvesenin Tedavisi Nedir?

Bu rahatsızlığın tedavisi için erken fark edilmesi çok önemlidir. İlaç tedavisiyle birlikte bilişsel davranış terapisi de yapılmaktadır. Peki bu bilişsel davranış terapisi nedir? Bilişsel davranış terapisinde şahısların sürekli kendini korkuttuğu, yapmaktan çekindiği, tekrarladığı davranışları incelenir ve onlarla yüzleşmeleri sağlanır. Bu tür düşüncelerden uzak tutulması amaçlanır. Korkularının ve endişelerinin yersiz olduğu gösterilmeye çalışmaktadır. İlaç tedavisi de aynı zamanda uygulanmaktadır. İlaç tedavisi esnasında antidepresanlar, beyinde ki mutluluğu dengeleyecek o hormonun salgılanmasında yardımcı olacak ilaçlar verilmektedir. İlaç tedavisi ve bilişsel davranış terapisine yanıt vermeyen hastalarda cerrahi bir tedavi uygulanmaktadır. Beyin cerrahisi veya elektrokonvulsif tedavi terapisi uygulanmaktadır. Elektrokonvulsiv adından da anlaşılacağı üzere kişiye kişinin tedavisi esnasında başın a takılan elektrotlar yardımıyla elektro şoklar vermektedir. Oluşan nöbetlerin yardımıyla insan normal hayatına dönebilir. Bu yöntem aynı bilgisayarı sıfırlamaya benzer ve beyni düzenine sokar.

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun vesvese ile ilgili açıklaması

vesvese takıntı (1)_904x960

Diyanet  ise hayatımızı kabusa çeviren vesvese ile ilgili şu şekilde açıklama yapıyor;

Fısıltı, söz, fiskos, kuruntu, işkil demek olan vesvese yaygın olarak; kötü bir işin yapılması, iyi bir işin terk edilmesi veya geciktirilmesi ya da eksik yapılması için şeytanın insanı kışkırtması, aklını çelmesi ve akla kötü düşünceleri getirmesi anlamında kullanılır.
Kur’an’da vesveseci şeytanın şerrinden Allah’a sığınılması emredilmiş (Nâs, 114/1-6); hadis kaynaklarımızda, müminlere vesvese ile hareket etmemeleri tavsiye edilmiş, vesvesenin dinî-hukukî bir hüküm doğurmayacağı bildirilmiş ve vesvese ile hareket edenin, örneğin; “acaba eşimi boşadım mı boşamadım mı; eşimi boşamış olabilir miyim” diye kuruntu yapan birisinin talakının geçerli sayılmayacağı bilgisi yer almıştır.
Şeytanın insanı küfre sürükleme yollarından birisi de, onu şüphe ve tereddüde sürükleyebilecek sorulardır. Kalpten geçen bu sorular, hiç şüphesiz şeytanın vesvesesi ile meydana gelmektedir. Bu istifhamların, desise olarak en şiddetli olanını, bizzat Allah Resûlü (s.a.s.) bize şöyle haber vermiştir: “Şeytan sizden birinize gelerek ‘filan ve filan şeyi kim yarattı?’ der. O kişi ‘Allah yarattı’ deyince peki, ‘Allah’ı kim yarattı?’ der. İş bu dereceye varınca o kimse hemen Allah’a sığınsın ve o düşünceden uzaklaşsın!” 

Bazı rivayetlerde “Allah’a iman ettim, desin!” (Müslim, İman, 212) ilavesi de vardır.
Bu itibarla kuruntulu kişilerin, içlerinden bir sesin fısıldadığını söyledikleri küfür vb. ifadeleri, vesvese kapsamında olup sahiplerinin imanlarına ve dinlerine zarar vermez. Zira Allah Teala, kullarını güçleri ile orantılı olarak sorumlu tutmuştur. Yükümlülük güç oranındadır. “Hz. Peygambere (s.a.s.) ashab-ı kiramdan bazıları gelerek şöyle demişlerdi: ‘Kimimizin aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağı kanaatindeyiz.’ Hz. Peygamber (s.a.s.) ‘Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?’ diye sormuş, oradakiler de ‘Evet!’ deyince, ‘İşte bu (korku) imandandır (akla gelen vesvese de zarar vermez).” (Müslim, İman, 209) buyurmuştur. Konu ile ilgili başka bir hadis-i şerif de şöyledir: “Allah Teâlâ, içlerinden geçen fena şeylerle amel etmedikçe veya onu konuşmadıkça, o şey yüzünden ümmetimi hesaba çekmeyecektir.” Kısaca, içinde bulunulan durumdan kurtulmak için bu tür vesveselere itibar edilmemelidir. Zira vesvese, üzerinde durdukça yoğunlaşır.

Tüm bu bilgilerden anlaşıldığı üzere bu durum tehlikeli bir boyuta varmadan önce ilk olarak kendimizi tedavi etmeye çalışmalıyız. Bu konuda başarısız oluyorsak bir destek almamız ve bu durumun önüne geçmemiz şart. 
 

Editör: Merve Kiraz