KÜLTÜR-SANAT

Psikolojimiz neden bozuluyor?

İnsan zihni düşünce üretir. İyiliği düşününce sevap kazanır. Kötülüğü düşününce günah kazanmaz

Abone Ol

Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan şubesinde konuşan Uzman Dr. Mehmet Celal Kefeli insanı zihnen meşgul eden obsesif ve komposif düşünceler ve davranışlar konusunda davetlilere bilgi verdi.

Konuşmasının başında takıntılı düşünce ve zorlantılı psikolojik davranışları izah eden Uzman Dr. Mehmet Celal Kefeli: “Obsesyon adı verilen takıntılı düşünce ve fikirler ile komposif adı verilen tekrarlayıcı davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır. Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce ve fikirlerdir. Bu dürtülerin üzerine gitmek mücadeleyi kaybetmektir. İnsan düşünen bir varlıktır. Düşündüğü sürece aklına gelen ve kendisine göre uygun olmayan düşüncelerin üzerine gidildikçe daha da güçleneceğini ve ileride eyleme dönüşebileceğini belirtti. İnsanı harekete geçirmediği sürece bu davranışları normal kabul etmek lazımdır. Bir kapının kilitlenip kilitlenmediğini defalarca kontrol etmek gibi tekrar eden davranışlar bunun göstergelerinden sayılabilir. İnsan zihnindeki fikir, düşünce olarak kaldıktan sonra hiçbir sıkıntı yoktur. Eyleme geçtiği zaman sıkıntılar baş göstermektedir.” Şeklinde konuştu.

 Daha sonra kürsüye gelen Uzman Psikolojik Danışman Emre Taha Mevsim Obsesif Kompulsif Bozukluğu Bilişsel Davranışçı Terapi açısından yorumlanmasını Pandemi döneminden örnekler vererek açıkladı: İnsanların yaşadığı psikolojik bozuklukların nedeninin, insanlardaki algılayış ve düşünce farklılıklarından kaynaklandığını söyledi. Üç ayrı düşünce biçimine sahip insanın salgından nasıl farklı bir şekilde etkilediğini şöyle ifade etti: “Pandemi döneminde kendisini korumak maksadıyla sürekli ellerini yıkayan birisi sürekli olarak evden çıkmıyor, annesini, babasını, ailesini korumak istemekte ve bu düşünce tarzından dolayı yüksek kaygı ve korku yaşamakta ve sürekli güvenlik davranışlarında bulunmaktadır. İkinci kişide ise İkinci derecedeki davranışta ise kişi, pandeminin çok etkili olmayacağını düşünür bu yüzden de orta derecede tedbir alır ve orta derecede korumacı olur.  Üçüncü derecedeki insanlar ise böyle bir hastalığın olduğuna inanmayan, kişiler ise herhangi bir şekilde olumsuz duygulanıma girmemekte ve günlük hayatına normal bir şekilde devam etmektedir. Bu üç kişi aynı salgını yaşamaktadır ancak her biri farklı şekilde yaşantılara sahiptir. Bu duruma yol açan şey ise bu kişilerin salgına dair bakış açılarıdır." Ardından Mevsim Bilişsel Davranışçı Terapi yönteminin Obsesif Kompulsif Bozukluğu nasıl açıkladığını, insanlarıda nasıl oluştuğunu ve baş etme yöntemlerinden bahsetti.

Daha sonra tekrar kürsüye gelen Uzm. Dr. Mehmet Celal Kefeli TRT’de yayınlanan ‘Masumlar Apartmanı’ isimli diziden örnekler vererek dizideki hastaların sürekli olarak temizlik hastalığına tutulduklarını, ellerini, bulundukları çevreyi temizlemek için saatlerce uğraştıklarına değindi. Kaygı seviyesinin yükselmesi halinde bunu söndürmek gerektiğinin farkına varan hastalar kaygılarını gidermek için başka çözümlere yönelip,  kaygılarını gidermeye çalışsa da yaptığı eylemlerde de aşırıya kaçabileceklerini söyledi.

Uzm. Dr. Mehmet Celal Kefeli İnsan zihninin boş durmadığını sürekli olarak kaygı ürettiğini,  buna karşılık ta bir savunma mekanizması ürettiğini belirterek “ İnsan vücudunda kalbin bir görevi vardır. İnsan nasıl kalbine müdahale edemiyorsa, zihnin kaygı üretmesine de müdahale etme şansı yoktur.  Kaygı üretimi, zihne olmayacak düşüncelerin gelmesi de zihnin rutinidir. Ona da müdahale edemeyiz. Kaygılı düşüncelerin mantığı yoktur.  Bu sistemin davranışı etkilemesi hastalığın oluşumu anlamı taşır.

Uzm. Dr. Mehmet Celal Kefeli konuşmasının son bölümünde “Obsesyon radara benzer, radar demir olarak algıladığı her şeye öter, sinyal verir. Bir çiviye de bir tanka da uyarı sinyali verir.  Bir tank için sinyal verdiği zaman uçak kaldırılabilir ama bir çivi sinyaline uçak kaldırmak mantıklı değildir. Zaten gerekmez. Obsesif davranışlarda da aynen öyledir. Hastalığın büyüklüğüne göre tedbir almak gerekir.” Şeklinde konuştu.

Batıl inançlar, biriktiricilik, saç sakal yolma, tırnak yeme gibi rahatsızlıkların da toplumumuzun bildiği takıntılı hastalıklardan olduğu belirtildi.

Program sonrasında Uzm. Dr. Mehmet Celal Kefeli’ye TYB Şube Başkanı Halil İbrahim Özdemir’in imzasını taşıyan teşekkür belgesini EBYÜ ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Dölek, hediye kitabı ise EBYÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Abdullah Aslan takdim etti.

Uzm. Dr. Mehmet Celal Kefeli çay faslında da kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı.

Psikolojik Uyum ve Sağlamlık Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Dr. Mehmet Celal Kefeli’nin konuşmasını çok sayıda Yazar, Akademisyen ve vatandaş dinledi.