Erzincan’ın Keşiş dağları eteklerinde bulunan ‘’ düz parmaklar sırtı ‘’ adı verilen tepede ki Atatürk portresi, uzaydan bile görünen tek Türk özelliği taşıyor. Bu portre yapan yani bu işin akıl hocası o dönem Erzincan’da vatani görevini 59’uncu Topçu tugay Komutanlığı’nda 4 ay kısa dönem er olarak ifa eden Ressam Mustafa Aydemir ile birlikte 1982 yılında 59’uncu Topçu Tugayı Komutanlığına bağlı yaklaşık 3 bin gönüllü askerler tarafından yapılmış şu ana kadar Çin seddinden sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Dakota Eyaletinde, Rushmore dağının Black Hills ( Siyah Tepeler ) denilen kayalıklarında bulunan anıttan sonra gelen en büyük portrelerden biridir. Öncelikle Mustafa aydemir kimdir.
RESSAM Mustafa Aydemir, 1953 yılında Antalya’da doğdu. Antalya Lisesinden mezun olduktan sonra 1979 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümünden mezun oldu. 1982 yılında askerlik görevini yapmak üzere Erzincan 59’ncu Topçu Tugay Komutanlığında 4 ay kısa dönem er alarak yaptı. Halen İstanbul’da oturan aydemir, adamı evli ve 4 çocuk babası.
RESSAM Mustafa Aydemir, 1953 yılında Antalya’da doğdu. Antalya Lisesinden mezun olduktan sonra 1979 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümünden mezun oldu. 1982 yılında askerlik görevini yapmak üzere Erzincan 59’ncu Topçu Tugay Komutanlığında 4 ay kısa dönem er alarak yaptı. Halen İstanbul’da oturan aydemir, adamı evli ve 4 çocuk babası.
29 günde tamamlanan muhteşem eser
176 metre boyunda 7 bin 500 metrekare alan üzerine yapılan dev portre için 3 bin asker, 600 ton taş, 210 ton harç ve 200 ton boya kullanılarak yapılmış. Yani tam anlamıyla Erzincan’ın gururu bu şehre gelenlerin nerdeyse tamamına yakını tarafından dikkat çekildiği de ortada.
Şimdi gel gelelim asıl konuya bugünlerde keşiş dağı etekleri mimlenmiş gibi sanki Erzincan da yaşayanların 7’den 70’e kadar herkesin ağzında dedikodu olmuş sanki neden mi bilinmez değil aslında konuya fazla değinmek istemiyorum. Değinirsem Erzincan’da bazıları için hoş olmayabilir. Ben her defasında toplum ile ilgili ahlak konularından bahsederken sanki kendime söylüyorum. Bir tek keşiş dağı eteği değil, Ekşi su çevresinde ki tepeler Esentepe de ki orman ve bunun gibi birçok ismini sayamadığımız yerler de neler oluyormuş ta efendim bizim haberimiz yok. Aslında yeni duymamdan çok Erzincan nereden nereye gelmiş. Maşallah depremden sonra görünen gelişmenin yanında görünmeyen gelişmeler de zirveye kadar ulaşmış. Vallahi ne diyeyim helal olsun. Erzincan çoktan kendini aşmış çoktan.
Bir zamanlar Medine’nin vakfı olan ve kutsal toprakların tüm sebze meyve ve birçok buna benzer tarım konusunda kutsal topraklara 400 yıl boyunca ilgilenmiş hep buradan gitmiş ve şimdi ecdadın torunları şimdi ise dağlara tepelere tırmanır olmuş. yani kısacası kimin ne yaptığı belli değil. televizyon dizileri derken seviyesizce yayınlanan ahlak dışı dizilerin getirdikleri bunlar. şimdi TC. Başbakanı R. Tayyip Erdoğan’a başından sonuna kadar hak veriyorum. Evet gerçekten de muhteşem yüzyıl dizisine az bile demiş ben daha fazlasını söylüyorum. Ecdadımızın torunları olan bu mümtaz milleti ne hale getirdiler. Ahlaka bu kadar saldırı İslam düşmanlarının hep sergiledikleri demode olmuş kirli oyunlara artık herkesin bir şeyler demesi lazım. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı, RTÜK, Türk Tarih Kurumu yanında tüm tarihçilerin ve Yargının da duruma el koyması lazım değil mi. Tüm tarihçiler anında bu tür tarih dizilerine hemen alternatif bir uzun süreli belgesel usulünde bir dizi ile cevap vermeleri gerekir. Hatta ben bile bundan sonra böyle tür diziler için yargıya başvurarak yapımcılardan şikayetçi olacağım. Birilerinin ses çıkarması gerekir. Ecdadı doğru bir şekilde tanımayan cahillerin hakkından tarihine sahip çıkan bilgili insanlar olmalıdır. Bakın diziler toplumu ne hale getirmiş artık dine ve ecdada saygısızlık nerdeyse moda oldu bunu yapanlara aydın demek ayıptır ayıp. İşte bir tek portre değil, artık nerdeyse evlerimiz bile mescide benzeyeceği yerde lükse düşkünlükten dolayı aklımıza ne ahlak geliyor. Ne de Allah korkusu iş böyle olunca boşanma olayları ve aile müessesesinin kutsallığı da kalmıyor. Yani evlenmek ve boşanmak artık bir çocuk oyuncağı olmuş. yakında ilk okul öğrencileri arasında öyle absürt muhabbetler olacak ki duyduğunuzda kıyamet alameti mi dersiniz yoksa başka şey mi dersiniz ben onu bilmem ama yavaş yavaş ahlak konusunda eksen kayması çoktan başlamış hatta nerdeyse uçuruma doğru gidiyoruz. Allah yardımcımız olsun ne diyeyim.
Aslında Keşiş Dağına yakın Kırklar tepesi isminin nerden geldiğini bilseniz benden çok daha fazla tepki verenler olacaktır. O tepeye yakın bu şehrin manevi bekçilerin kabri şerifleri metfun olduğu içindir ki üstelik Medine’nin vakfı olan bu mümtaz şehrin insanlarına da hiç yakışmıyor. Daha ne çabuk unuttuk 1939’ları ve 1992’leri ille de bir musibet ile kendimize gelmeyi istiyorsak bu şehir deki iyi insanların varlığı ve maneviyatı engellemektedir. Bırakın o tepede ki Atatürk portresi temiz bir şekilde kalsın. O portre bazı kötü niyetli insanların keyifleri için yapılmadı.
Ayrıca Erzincan gibi bir küçük şehir de dedikodu çok sık yayıldığına göre bundan böyle ara sıra bu tür dedikoduları gündeme getirmekte bence fayda var. O tepe hangi kurumun sorumluluk alanı içerisinde ise o tepede ki yol köy yolu veya oralara yakın köy ve yerleşke olmadığı için toplumun ahlak ve etik güvenliği için acil olarak önlemler alınması için zahmet olacak.
Ya şimdi anladım önceden irtica diye diye toplumu ne hale getirmişler.